"السبب الحقيقي" - Translation from Arabic to Turkish

• gerçek sebebi
• asıl sebebi
• gerçek nedeni
• gerçek sebebini
• gerçek sebep
• asıl nedeni
• Asıl sebep
• Gerçek neden
• gerçek nedenini
• asıl sebebini
• asıl nedenini
• gerçekte neden
• Asıl neden
• bilmek
• esas nedeni

Ve çıktığın şu kız, burada takılıyor olmanın gerçek sebebi, değil mi?
وهذه الفتاة التي تواعدها هذا هو السبب الحقيقي لوجودك هنا، أليس كذلك؟

Sonra sen gizliliği bozmaya hazır şekilde geldin ve gerçek sebebi anladım.
و بعدها ظهرت أنت متأهباً لخرق الحصانة و بعدها علمت السبب الحقيقي

Haklısın. asıl sebebi, yanımda oturmanı istemiyor olmam.
أنت محق، السبب الحقيقي لعدم رغبتي بجلوسك معي هو أني لا أريد ذلك

Anlaşmazlığınızın gerçek nedeni neydi, Matmazel?
ماذا كان السبب الحقيقي لمعارضتك يا آنسة ؟

Harika, Fanny, nihayet bir koca seçememiş olmamın gerçek sebebini keşfettin.
أحسنت فاني , لقد كشفت السبب الحقيقي لماذا لم أجد زوجاً؟

Çok şirin. Ama gerçek sebep nakavt numarası yaptığı için dövüşmesi hayat boyu yasaklandı.
هذا جميل ، لكن السبب الحقيقي هو أنه تم إيقافه عن المصارعة مدى الحياة

Neden şimdi, muhabbetin öpücük kısmını dile getirmenin asıl nedeni hakkında konuşmuyoruz?
لِمَ لا نتحدث على السبب الحقيقي الذي جعل تلك القبّلة تغضبك ؟

Ama Asıl sebep,bunu yapabilecek olman.
ولكن السبب الحقيقي هو أنكِ تستطيعين مساعدته حسناً

Bunları bana söylememen, Gerçek neden her ne ise ondan utandığın anlamına geliyor.
حقيقة أنك لا تخبرني تعني أنه مهما كان السبب الحقيقي فهو مخجل

Konkistatör, size, Engizitörün "haç" ile "tacı" çatışmaya sokmasının gerçek nedenini anlatacağım.
أيها المحارب سأخبرك السبب الحقيقي الذي جعل القاضي يضع الصليب في مواجهة العرش

Hastalığımın gerçek sebebi bulunsa bile, kuruluşlarımızı ve kültürümüzü değiştirmezsek başka bir hastalığa da aynısını yaparız.
حتى لو اكتشفنا السبب الحقيقي لهذا المرض، إذا لم نغير مؤسساتنا وثقافتنا، فسنتعاطى بنفس العقلية مع مرض آخر.

Geri gelmenin gerçek sebebi ihtiyarın asla gülmemesiydi.
السبب الحقيقي لاستمرارك بالرجوع لأنك لم تعد قادراً على الضحك خارج العجوز

Seni evden kovmamın gerçek sebebi... senin cinsel isteklerini red etmiş olmam değil miydi?
اليس السبب الحقيقي لطردك خارج المنزل وذلك لأنني رفضت علاقة جنسية بيني وبينك

Yutaka'nın beni görmek istemesinin asıl sebebi buymuş.
هو السبب الحقيقي الذي يجعل يوتاكا يرغب في رؤيتي

Bu gezinin asıl sebebi ne?
إذاً، ما السبب الحقيقي للقيادة الممتعة ؟

Evet, bu yüzden onu Bill'e vermenin gerçek nedeni bu değil.
اذن فليس هذا هو السبب الحقيقي . كونك تريد أن تعطيه الي بيل

Albright'ın beni tutmasının gerçek nedeni ne?
أريد معرفة السبب الحقيقي بأن السيد أولبرايت إستأجرني

Sizi böylesine erken salıvermemin gerçek sebebini size göstereyim.
سأطلعك على السبب الحقيقي الذي جعلني أطلقك

gerçek sebep, bir çocuğu sevmek için iyi bir sebep leydim.
السبب الحقيقي هو سبب وجيه لحب طفل، سيدّتي

Fakat insanların da feromonlara sahip olduklarını düşünmemizin asıl nedeni bizler büyürken meydana gelen değişiklikler.
ولكن السبب الحقيقي الذي قد يجعلنا نعتقد أن البشر لديهم فيرومونات هو التغيير الذي يحدث ونحن نكبر.

Buraya gelmemizdeki Asıl sebep artık güvende olduğunu söylemekti.
لكن السبب الحقيقي لوجودنا لنخبرك أنك بأمان

Tabii, bu bir neden ama Gerçek neden değil, değil mi?
حسناً، هذاسبب، ولكنه ليس السبب الحقيقي ، صحيح؟

O çiftlikte bulunmanın gerçek nedenini öğrenmek istiyorum.
أريد معرفة السبب الحقيقي لوجودك بذلك الكوخ؟

Bu kesintinin asıl sebebini size söylememişler.
. لكنهم لم يذكروا السبب الحقيقي لهذا التخفيض

Buraya gelmemin asıl nedenini bilmek ister misin?
تُريدُ أَنْ تَعْرفَ السبب الحقيقي لماذا أنا هنا؟

Onların gerçekte neden burada olduğunu biliyorum Peder ve tek başıma değilim.
أنا أعرف السبب الحقيقي لأنهم هنا، الأب، وأنا لست الوحيد.

Ama belki de Asıl neden ilaçlar hakkında yeterince güçlü düşünemememiz.
لكن ربما السبب الحقيقي هو أننا لا نملك طرق تفكير قوية بمايكفي حول الطب.

Yangının ve patlamanın esas nedeni sonunda ortaya çıktı.
وقد تم أخيرا اكتشاف السبب الحقيقي للحريق