| Sporla çok ilgilenmem, şiir ve doğa hakkında konuşmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أنا لست حقاً في الألعاب وإنما أفضل التحدث عن الشعر والطبيعه |
| Sexton'ın psikoloğu öfkesini dışa vurması için şiir yazmasını söylemiş. | Open Subtitles | معالج سكستون اخبرها بان تكتب الشعر كطريقة لتطهير الغضب بداخلها |
| Bu adamın bol saçı var ama kırmızı leke ben bakarken bile büyüyordu. | Open Subtitles | هذا الشخص لدية الكثير من الشعر. ولكن هذة العلامة الحمراء كبرت عما شاهدتها |
| saçları besleyen, yağsız ve doğal görünmesini sağlayan formülü ile... | Open Subtitles | ،و الجديد من المنتجات التجميلية .لتجعل الشعر طبيعيا ً أكثر |
| Yıpranmış yakalar ya da manşetler yok, saçlar yeni kesilmiş, taze tıraş... | Open Subtitles | غير متوترن من الإستدعاء أو التعدى عليهم الشعر مصفف حديثا والذقن حلايقة |
| Bazı kişilerde, göz ve dudaklar hariç her yerde kıl büyür. | Open Subtitles | في بعض الحالات ينمو الشعر في كل مكان عدى العيون والفم |
| Sözel şiiri öğretiyorum çünkü ulaşılması mümkün. Herkesin nota okuma becerisi, | TED | ولكني أهتم أكثر ما أهتم بتعليم إلقاء الشعر لأنه سلس فليس بإمكان الجميع قراءة الموسيقى |
| Yıllar geçtikçe, daha düz ve uzun saçın daha iyi ve daha güzel anlamına geldiği fikrine alıştık. | TED | على مر السنين، اعتدنا على فكرة أنه كلما كان الشعر ناعمًا وطويلًا كلما كان أكثر جمالًا وحُسنًا. |
| Demek istediğim, Herkesin şiir okuduğu yerlerde insanlar tecavüze uğruyor. | Open Subtitles | أعني، الناس يتعرضون للإغتصاب في القصور حيث الجميع يلقي الشعر. |
| Ve uzun süre izlenmeye olan korkuma rağmen, Sözel şiir fikrinden büyülenmiştim. | TED | وعلى الرغم من خوفي من ان ينظر الي من حولي فترة طويلة كنت مفتونة بفكرة إلقاء الشعر |
| Bowery şiir Kulübü evim ve okulum haline geldi. Şiirlerini okuyan her şair hikayelerimi paylaşmam için beni yüreklendiriyordu. | TED | لقد اصبح نادي الشعر ذاك منزلي .. و صفي الذي اتعلم فيه والشعراء الذين أدوا هناك شجعوني على مشاركة قصصي كذلك. |
| Şimdi sözel şiir seyahatimi üç adıma ayırabilirim. | TED | الآن بات بإمكاني أن أفصل رحلة إلقاء الشعر خاصتي إلى ثلاث مراحل |
| Londra'nın tüm peruk üreticileri insan saçı bulabilmek için nereye gidiyor sanıyorsun? | Open Subtitles | اين كنت تعتقد بأن كل صناع الشعر المستعار في لندن يحصلون عليه؟ |
| Ben de sadece saçı sakalı birbirine karışmış trolün tekiyim. | Open Subtitles | وأنا مجرد وحش يمتلك كمية كبيرة من الشعر في أذنه |
| saçları besleyen, yağsız ve doğal görünmesini sağlayan formülü ile... | Open Subtitles | ،و الجديد من المنتجات التجميلية .لتجعل الشعر طبيعيا ً أكثر |
| saçlar, güya denizaltılarda görevli mürettabat için gerekli bir şeye lâzımmış. | Open Subtitles | و يخبرونهم أن الشعر يدخل في صناعة شئ هام للغواصات الالمانيه |
| Sizler, sertçe ve uzun bir süre sikmek istediğim embesil, toy, aptal, çocuksu mağara adamı, kıl yumağı, tek kromozomlu iğrenç, kültürsüz ve cahil götoşlarsınız. | Open Subtitles | و مهرج و طفولي الأفعال و كرجل الكهف كث الشعر ، شهواني مزعج ، غير متعلم أحمق جاهل ، و أنا أريد أن أضاجعك بقوه |
| Hayatımda şiiri, yön bulmama ve işleri halletmeme yardım etmenin bir yolu olarak kullanıyorum. | TED | وأنا استخدم الشعر في حياتي كوسيلة لمساعدتي على الاستكشاف وفهم الأشياء. |
| Bu saçın sahibi adam öbür tarafa kel gitti, çünkü kafa derisi bende. | Open Subtitles | الرجل الذي ينتمي إليه هذا الشعر كان أصلع علي الجانب الآخر و أنا الآن مدين لفروة رأسه |
| Biz saç spreyi ve koltukaltı deodorantı ve böyle şeyler kokuyoruz. | TED | تصدر منهم رائحة مصفف الشعر و مزيل الروائح، وكل تلك الأشياء. |
| Sarayda çalışıyor ve Saçını geri alabilecek birine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | إنّها تعمل في القصر ونحن بحاجة .لشخص يُعيد خصلة الشعر |
| Baksan iyi olur yoksa kafandaki o saçlarını teker teker yonarım. | Open Subtitles | يستحسن بك ان تفعل ذلك, و أحلق هذا الشعر السخيف عنك |
| Bunu maymun yerine araba oluşturmaya programlamış olsak kıllı bir Buick'e bakıyor olurdunuz. | Open Subtitles | لخروج سيارة بدلا من قرد , سنجد اننا ننظر الى مكعب من الشعر |
| Önce buraya ama saçların vahşi ormanlar gibi tuzaklarla dolu | Open Subtitles | سأبقى هنا بالرغم من أن الشعر غابة من الأفخاخ والكمائن |
| Şu saça bak. Kim bu kadını bu saçla devlet televizyonuna çıkardı. | Open Subtitles | انظري إلى هذا الشعر, من سيترك إمرأة تخرج بشعر لعين مثل هذا |
| Tüm tüy yok etme, ağda, elektroliz, lazer birimleri 23'te toplansın. | Open Subtitles | الى كل وحدات الشعر الشمع , الإستشوار , الليزر العمل الى 2300 ساعه |
| Bu bir karınca ayağı. kılları, pençeleri ve bu şeyi görüyorsunuz. | TED | هذا قدم نملة. أترون الشعر والمخالب وهذا الشيء هنا. |