"القضية" - Translation from Arabic to Turkish

    • davada
        
    • davanın
        
    • davadan
        
    • olay
        
    • davayla
        
    • dosya
        
    • olayı
        
    • dosyayı
        
    • vaka
        
    • vakayı
        
    • davadaki
        
    • olayda
        
    • sorun
        
    • olayla
        
    • mesele
        
    Ama bu davada böyle bir durum yok. Yasanın amacı bu değil. Open Subtitles لكنه في هذه القضية بسهوله لايطبق هذا لانه ليس في نية القانون.
    Hepimz önemli bir davanın yükünü omuzlarımızda hissediyoruz Bayan Morton, ancak yasa açık. Open Subtitles جميعنا نشعر بثقل وزن هذه القضية يا سيدة مورتون و لكن القانون واضح
    Eğer siz ikiniz davadan vazgeçerseniz... diğerlerinin de akılları başlarına gelir. Open Subtitles أتعلم ،إن أنتم تخليتم عن القضية ..الآخرون سوف يعودون إلى رشدهم
    Seks Suçları'ndan bir dedektif atandı. olay Yeri İnceleme'den başka bir uzmana devredeceğim. Open Subtitles لقد تم تعيين محقق من وحدة جرائم الإعتداء وسأسلم القضية لمحقق جنايات آخر
    Şu an üzerinde çalıştığım davayla ilgili, tehlikede olduğuna dair içimde bir his var bu yüzden onunla konuşmalıyım. Open Subtitles , و القضية التي أعمل عليها الآن , اظن انه متورط في شئ خطير و عليّ أن أتحدث إليه
    Bana dosya numarasını ve bu dava ile görevli müşavirin adını verebilirmisin? Open Subtitles هل تستطعين ان تعطيني رقم القضية و اسم المحامي المسئول عنها ؟
    Devreye girdi ve Savcılık Dairesi'nden olayı deşecek birini ayarladı. Open Subtitles نجح في إقناع شخص ما المدعي العام للعمل على القضية
    - Sana daha önce bahsettiğim dosyayı hatırlıyorsun değil mi? Open Subtitles يمر به عملاء المباحث تعرف أنها القضية التي ذكرتها لك
    Eğer bu davada, sizi temsil etmemi kabul ederseniz... kazanana kadar ödeme istemiyorum. Open Subtitles إن وافقت على أن أمثلك في القضية لن أطلب أي شيء حتى نربح
    Aynı davada erkek arkadaşına ölümcül dozda eroin vermekten suçlanmış. Open Subtitles نفس القضية. كانت متهمة ايضا بتهمة اعطاء مصل سام لحبيبها
    Evet, anlaşılan, elektrik bu davada sadece şok edici unsur değil. Open Subtitles أجل، على مايبدو، الكهرباء ليست الشيء المريع الوحيد حول هذه القضية
    Babam yargıca bunları anlatmış; bunlar davanın parçaları. Nasıl tehditler. Open Subtitles والدي أخبر القاضي عن ذلك كان ذلك جزءً من القضية
    davanın özel durumu göz önüne alınarak mahkeme bir uygulama değişikliğine gidecek. Open Subtitles نظرًا إلى الظروف الخاصة المحيطة بهذه القضية فإن المحكمة ستتخذ إجراءات خاصة
    davanın özel durumu göz önüne alınarak mahkeme bir uygulama değişikliğine gidecek. Open Subtitles نظرًا إلى الظروف الخاصة المحيطة بهذه القضية فإن المحكمة ستتخذ إجراءات خاصة
    Çünkü davadan o kadar uzaklar ki adamlarin umurunda bile degil. Open Subtitles لأنهم بعيدين جدا عن القضية انهم لا يهتمون لها على الإطلاق
    Politik olarak hala şüpheliyiz ve davadan uzak durmamızı söyledi. Open Subtitles نحن كالسم سياسيا، وهو طلب أن نبقى بعيدين عن القضية.
    En iyi bildiğim, benim toplumumdaki insanlar... polisten bu olay üzerinde çalışmasını istediler. Open Subtitles وكما أعلم فإن جماهير الناس طلبت من إدارة الشرطة أن تتولي هذه القضية
    Şu an üzerinde çalıştığım davayla ilgili, tehlikede olduğuna dair içimde bir his var bu yüzden onunla konuşmalıyım. Open Subtitles , و القضية التي أعمل عليها الآن , اظن انه متورط في شئ خطير و عليّ أن أتحدث إليه
    Son dosyamız ise 2 çocuk hakkında bir dosya, Willie Stuckey, David McCallum. TED القضية الأخيرة كانت لصبيَّيْن، ويلي ستاكي، ديفيد ماك كالوم.
    Polis olaya intihar olarak bakıyor ama ben bu olayı kafamdan atamıyorum. Open Subtitles تواصل الشرطة القول بأن القضية كانت إنتحاراً، لكن عقلي ليس مقتنعاً بذلك
    Önce dosyayı toparlayıp daha sonra af dilesem daha iyi olur. Open Subtitles ان اجمع القضية اولاً انت تعرف ؟ اطلب المغفره فيما بعد
    Siz ikiniz bu vaka hakkında herkesten çok bilgi sahibisiniz. Open Subtitles أنتما الاثنين تعرفون عن هذه القضية أكثر من أي شخص.
    Sizi sinirlendirirsem özür dilerim, ama bunun vakayı çözmeye yardımcı olacağını düşünüyorum. Open Subtitles أنا آسف اذا كنت سأثيرنقطة حساسة ولكن ربما ذلك يساعد في القضية
    Tanığım davadaki gerçeklerle ilgili eşsiz bilgilere sahip bir pozisyonda. Open Subtitles هذا الشاهد في موضع ليكون لديه معرفه بحقائق تلك القضية
    Will, neler hissettiğini anlıyorum, ...ama bu olayda bu kararı vermeye çok yakınsın. Open Subtitles ويل,أفهم ما تشعر به لكنك قريب جدا من هذه القضية لتتخذ ذلك القرار
    Bir insan acı çekiyor. Şu an sorun bu mu? Open Subtitles يوجد هنا شخص مصاب هل هذه هى القضية الآن ؟
    Saatler 8 oldu ve henüz olayla ilgili bir gelişme yok. Open Subtitles إنها الثامنة تقريباً الآن ولا توجد ثمّة تطورات جديدة في القضية
    Karar vermek üzere olduğunuz mesele, çağımızın vahim bir sorunudur: Open Subtitles هذة القضية التى تقرروا بشأنها هى القضية الحاسمة فى عصرنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more