Doktor daha az etkili bir aktivite yapmamı söylüyor, içmek gibi. | Open Subtitles | يقول الطبيب أنّ عليّ أخذ بعض النشاط قليل التأثير، مثل الشرب. |
aktivite boyunca bir hayli indiğini gördük; bunu sizin için özetleyim. Şimdi bunlar beynin çok işlevli bölgeleri. | TED | والذي خف فيه النشاط كثيراً .. سوف الخص لكم هذا ان هذه هي المناطق متعددة المهام في الدماغ |
Buralarda daha çok hareketlilik algılıyorum. | Open Subtitles | أنا التقاط المزيد من النشاط في جميع أنحاء هنا. |
Bunun nasıl çalıştığını anlamak çok karmaşıktır çünkü her şeyden önce omurilikteki kayıt aktivitesi çok zordur. | TED | والآن، فهم كيفية عمل ذلك معقد جدا، لأنه أولا تسجيل النشاط في الحبل الشوكي صعب جدا. |
Yani hareketli bir gezegen, ve faaliyet bugün biz konuşurken de devam ediyor. | TED | و هذا يعني أنه كوكب ديناميكي و هناك بعض النشاط في قشرته يحدث فيما نتحدث نحن هنا |
Yine de, beyinlerimizdeki elektriksel aktiviteyi okuyabilen cihazlar günümüzde bulunuyor. | TED | غير أنّ هناك تقنيات اليوم بوسعها قراءة النشاط الكهربائي لأدمغتنا. |
Yani, örneğin, atıcı ya da yakalayıcı olabilirsiniz ve bu ya sizin cinsel hareketi uyguladığınızı ya da size cinsel hareket uygulandığını belirtir | TED | وكمثال, إن كنت الرامي للكرة أو المتلقي, هذا سيشير إلى كونك الفاعل في النشاط الجنسي أو المتلقي لهذا الفعل. |
Sen uyurken beyninde olup bitenler hafızamızın çalışma şekli için önemli olan yeniden yapılanmanın yoğun bir aktif sürecidir. | TED | وما يحصل في دماغك وأنت نائم هي فترة حادة النشاط من إعادة الهيكلة الضرورية لعمل الذاكرة. |
O seslerin bazılarının, Güneşin yüzeyindeki aktivite tarafından oluştuğunu doğru bir şekilde tahmin etti. | TED | وكما توقع بشكل صحيح, بعض هذه الاصوات كان سببها النشاط على سطح الشمس. |
Diğer taraftan, teta dalgaları görsel işlemleme, sürücünün düşünme durumu gibi birçok bilişsel aktivite ile ilişkilidir. | TED | وفي المقابل، موجات ثيتا ترتبط مع الكثير من النشاط الإدراكي, مثل المعالجة المرئية، الأشياء التي يفكر فيها السائقً. |
Bu beyinlerin eşzamanlı aktivite döneminde daha yakın şekilde eşlendiğini gösteriyor, ve oklar açık şekilde soldan sağa gidiyor. | TED | وهذا يعني أن تتم مزامنة العقول بشكل أقرب من حيث النشاط المتزامن، ومن الواضح أن الأسهم تتدفق من اليسار إلى اليمين. |
Örneğin, kronik stres beyninizin korku merkezi olan amigdaladaki sinirsel bağlantıların sayısını ve aktivite seviyesini arttırır. | TED | على سبيل المثال، يزيد التوتر المزمن مستوى النشاط وعدد الروابط العصبية في اللوزة الدماغية، وهي مركز الخوف في الدماغ، |
Kasabalıları uyarmamız lazım Orada büyük bir hareketlilik var | Open Subtitles | ينبغي عليك ان تضع البلدة في حالة تأهب هناك الكثير من النشاط البركاني هنا |
Ama beyin dalga aktivitesi hızlanıyor. | Open Subtitles | ولكن النشاط الموجي لدماغة يستحث ويعمل سريعاً |
Yazdığınız faaliyet raporunda onu mülkünüzden çıkarmak zorunda kaldığımızı söylemişsiniz. | Open Subtitles | يقول تقرير النشاط بأنك أصدرت أمراً بإخراجه من الملكية |
Fiziksel aktiviteyi bilişsel egzersizlerle birleştirmek aslında beynin kendisini yeniden bağlanmasına yardımcı olur. | Open Subtitles | إن جمع النشاط الفيزيائي مع التمارين الإدراكية يساعد في تحسين مهاراة الدماغ ذاتياً |
Orada, insanların algılayabileceği milyonlarca renge tekabül eden sinirsel hareket örüntüsü oluştururlar. | TED | وهناك يتم تكوين الأنماط من النشاط العصبى التى تتوافق مع الملايين من الألوان التى يستطيع الانسان أن يميزها |
Bu denge tedavisi, beyindeki anomalileri aşağı çekerek ve dolayısıyla aktif olan sinir bağlarını güçlendirerek etki gösterir. | TED | تعمل مثبتات المزاج تلك عن طريق خفض النشاط غير الطبيعي في الدماغ، وبالتالي تعزز الوصلات العصبية القابلة للحياة. |
Ancak okyanuslar, insan faaliyeti sonucunda daha gürültülü hâle geliyor. | TED | ولكن المحيطات تزداد ضجة نتيجة النشاط البشري. |
Ve bu tür aktiviteler uzun bir süre bu programlarla basit temel şeyler kazanılana dek. | TED | وهذا النوع من النشاط يستمر لفترة حتى نكتسب الاشياء الاساسية بواسطة تلك البرامج |
- Beyindeki elektriksel faaliyetleri anlayabileceğimiz kelime ve imgelere dönüştürüyor. | Open Subtitles | بتأويل أنماط النشاط الكهربائيّ إلى كلماتٍ و صور نستطيع فهمها. |
Bilim insanları, öğrenciler hata ile karşılaştıkları zamanlarda beyinlerindeki elektriksel aktiviteleri gözlemledi. | TED | قاس العلماء النشاط الكهربائي من الدماغ عندما يواجه الطلاب خطأ. |
Yani bu bina sanat yönetmenlerine bu uçan nesnenin altında neredeyse her türlü etkinliği gerçekleştirebilecekleri mali imkanı verdi. | TED | يمنح المبنى المخرجين الحرية ليتخيلوا أي نوع من النشاط تحت هذا الجسم العائم. |
Cinsel aktivitenin başka olumsuz sonuçları var mı? Başka biri? | Open Subtitles | الأن نتيجة أخري في النشاط الجنسي , ما عدا ذلك |
Duygusal ifadelere ilişkin hâlâ yapılacak çok araştırma var, özellikle beynin iç faaliyetlerini öğrenmeye devam ettiğimiz sürece. | TED | لا يزال مطلوباً إجراء الكثير من البحوث لفهم التعبير العاطفي، لاسيما ونحن نتعلم المزيد بشأن النشاط الداخلي للدماغ. |
Bu ilişkide cinsellik olmadığından dolayı, geriye pek çok güç ve enerji kalıyordu... biz çocuklar ve sosyalist günlük yaşam için. | Open Subtitles | لم تكن هذه العلاقة جنسية و لكن كان ما يزال هناك القوة و النشاط أما نحن الأولاد بقينا والروتين الاجتماعي اليومي |