Baumfree, Tanrının sesinin duyduğunu ve ona Kingston'ı terk edip kutsal mesajını başkalarıyla paylaşmasını söylediğini iddia etti. | TED | ادعت بومفري سماعها صوت الرب، وأنه أمرها بترك كينجستون ومشاركة رسالتها المقدسة مع الآخرين. |
Kan testi temiz çıkana kadar, bu odadan çıkmana izin veremem. | Open Subtitles | حتى يبرئك إختبار دمك, لا يمكنني السماح لك بترك تلك الغرفة |
İki saniye. Baban bana mesaj bıraktı. Bu hafta dördüncü falan oldu. | Open Subtitles | ثانتيان, والدك يستمر بترك الرسائل لي مثل هذا الأسبوع ترك أربعة |
Lütfen mesaj bırakın. Üzgünüz. Aradığınız numaraya ulaşılamıyor. | Open Subtitles | من فضلك قم بترك رسالة أسفة ، الرقم المطلوب خارج الخدمة لقد رحل لقد ذهب كريستوفر |
Vasiyetini hazırladığın zaman ki bu gidişle hazırlamalısın, vücudunu üniversiteye bırakmayı düşünür müsün? | Open Subtitles | عندما تكتب وصيتك وحسب ما أراه، فعليك أن تفعل هل تسمح بترك جثتك للجامعة؟ |
Bana söz vereli 10 dakika olmadan bisikletini kilitlemeden bırakmış. | Open Subtitles | عشر دقائق منذ أن وعدني قام بترك درّاجته غير مقفلة |
İşi bırakıp gitmesine göz yumamazdım. | Open Subtitles | ما كنت سأسمح لها بترك العمل إذاً كانت ستعتزل |
Yanımızda olmazsan şehirden ayrılmayı düşünmeye başlarız. | Open Subtitles | أذا لم تساندنا.. سنفكر جدياً بترك المدينة.. |
Ve iki bot olduğunda, ikinci bot eklendiğinde, olan bazı yunusların bölgeyi tamamen terk etmesiydi. | TED | ولكن عندما تم اضافة قارب آخر قامت بعض الدلافين هناك بترك المنطقة نهائيا |
Seni bu kadar çok seven bu çocukları neden terk etmek istiyorsun? | Open Subtitles | ... لماذا ترغبين بترك هؤلاء الأطفال الذين يكنّون لكِ الحب غير العادي؟ |
Bir sahtekarın, inandığım her şeyi zehirlemesine izin vermektense bir sahtekarın kökünü kazımak için uğraşırken delirmiş gibi gözükmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | حسنٌ، أنا أفضّل الظهور بمظهر المجنون لأقطع دابر محتال بدل أن أخاطر بترك محتال يلوّث كلّ شيء أكنّ له تقديري |
Bomba yüklü bir aracın şehir içinde dolaşmasına izin verecek değilim. | Open Subtitles | لن يُسمح لي أبداً بترك سيارةٍ مفخخة تسير في أنحاء المدينة |
Kafasız gibi görünebilir, ama.. ..sınırın her iki tarafında da cesetler bıraktı. | Open Subtitles | قد يبدو طفيلياً لكنه قام بترك عشرات الجثث على جانبي الحدود |
Christopher Hall'a ulaştınız, lütfen mesaj bırakın. | Open Subtitles | لقد أتصلت بكريستوفر هول من فضلك قم بترك رسالة |
Gerçek şu ki, bırakmayı düşündüğüm ilk iş bu değil. | Open Subtitles | الحقيقة هي، إنّها ليست المرّة الأولى التي فكّرتُ فيها بترك العمل. |
Birisi gecenin bir yarısı kapının altından bana bir not bırakmış. | Open Subtitles | فقام أحدهم بترك ملاحظة لي، دفعها من تحت الباب عند منتصف الليل |
Erkeklerin beni tanımlamalarına izin vermeyi bıraktım, ve kendime ve potansiyelime inanmaya başladım, ve öğrenci konseyi başkanlığı için savaştım, ve bir kıyafet kreasyonu dizayn ettim, ve sonunda o yitik küçük kız olmayı bırakıp, onur tablosundaki kız oldum. | Open Subtitles | لقد توقفت بترك الأولاد يحددون مصيري وبدأت أؤمن بنفسي وبقدراتي لقد جريت وراء منصب رئيسة مجلس الطلابة |
Yanımızda olmazsan şehirden ayrılmayı düşünmeye başlarız. | Open Subtitles | أذا لم تساندنا.. سنفكر جدياً بترك المدينة.. |
Öyleyse geride birkaç insan bırakmaya ne dersin, Gonta? Sanırım başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | اذا ما رأيكم بترك القليل من البشر هنا, جونتا؟ |
Onun görünüşünü değiştirip kaynağını yalnız bırakarak bir kez daha protokolü çiğnedin. | Open Subtitles | لذا، بعد الضمادته فوق، إنتهكت نظاما ثانية بترك إتصالك بدون تدخّل. |
Katil kurbanların göğüslerine solmuş bir gül bırakıyor. | Open Subtitles | الرجل يقوم بترك ورده ذابله على صدر الضحيه |
İnsanlar genelde parasını, karısına ya da sevgilisine bırakır. | Open Subtitles | حسناً, الناس عادةً يقومون بترك أموالهم لزوجاتهم أو حبيبهم |
İşini bırakmakla ilgili bir sorunun varsa, bunu kocanla konuş. | Open Subtitles | و إن كانت لديكِ مشكلة بترك عملك ناقشيها مع زوجك |
Cho, bu örnekleri inceleyecek ve bu notu hanginizin bıraktığını hanginizin katil olduğunu belirleyecek? | Open Subtitles | و يحدد من منكم قام بترك هذه الملاحظة و من هو القاتل فيكم ؟ |
Aksi takdirde, güvenlik adına, bulduğumuzdan çok daha tehlikeli ve çok daha istikrarsız bir dünya bırakma riskini alıyoruz. | TED | غير ذلك، باسم الأمن، نحن نُخاطر بترك العالم كمكان أكثر خطورة وأقل استقرارًا مما وجدناه عليه. |