"بحال" - Translation from Arabic to Turkish

    • durumda
        
    • Daha
        
    • Pek
        
    • iyiyim
        
    • durumu
        
    • Gayet
        
    • olmuştum
        
    • hissediyorum
        
    • hissetmemiştim
        
    Kalan kısmı geri gelmeseydi Daha iyi durumda olurduk bence. Open Subtitles أعتقد أننا سنكون بحال أفضل إذا لم نسترجع بقية الأموال.
    gidip bunu birkaç Daha yere koyarsak, iyi bir durumda olacağımızı düşünüyorum. TED اذا ذهبنا ووضعناه في مكانيين آخرين’ أظن اننا سنكون بحال جيدة
    - Ben iyiyim. Bira bile bundan Daha çok sarhoş eder. Open Subtitles أنا لست بحال سيئة حتى البيرة لا تجعلني أثمل هذه الأيام
    Yani her zaman hoş görünüyorsun ama şu anda Pek iyi görünmüyorsun. Open Subtitles أعني أنت تبدين بحالة جيدة دائماً، لكنك لا تبدين بحال جيدة جداً
    Evet. Eğer bir tesellisi olacaksa, benimkisinin durumu Daha kötü. Open Subtitles اذا كان ذلك يخفف عنك فإن متجري يبدو بحال اسوأ
    Bunun beni nasıl hissettirdiğini biliyor musun? Baban bizi iyi durumda bırakmadı. Open Subtitles اعرف ما مدى شعور ذلك علي لم يتركنا ابيك بحال جيد
    Kargo gemisi taramaya göre Alkesh'in durumundan Daha kötü bir durumda. Open Subtitles المسح على سفينة الشحن يشير إلى أنها بحال أسوأ من سفينة الكيش هذه
    Kız iyi görünüyor. Diğeri ise epey kötü durumda. Open Subtitles الفتاة تبدو بحال جيد الأخر يبدو بحال سيئة
    Bir nefes Daha almaman onun için çok iyi olabilirdi. Open Subtitles كانت لتكون بحال أفضل ان لم تأخذ نفساً آخر ابداً
    Otele döndüler. Cristina Daha iyiydi ama halsiz düşmüştü ve dinlenmeye ihtiyacı vardı. Open Subtitles عادوا للفندق، كريستينا كانت بحال أفضل و لكنها كانت ضعيفة و تحتاج للراحة
    Eğer hayatımıza hiç girmeseydi, her şey Daha iyi olabilirdi. Open Subtitles كنا سنكون بحال أفضل لو لم يدخل يوماً إلى حياتنا
    - Pek iyi değil Mike. En son konuştuğundan Daha kötü. Open Subtitles - ليست بحال جيدة يا مايك، أسوأ منذ أن تكلمت معه
    Buralarda vahşi ortamda uzun zaman yaşayan adamları Pek görmediğimi söylemek için geldim. Open Subtitles جئت لاخبركم بأنني عليم بحال الرجال الذين قضوا وقتا طويلا في البرية
    Hattie Mae'nin kusuruna bakma. Midesi Pek iyi değil de. Open Subtitles عليك أن تعذر هاتي ماي معدتها ليست بحال جيدة
    Ben iyiyim ama biraz Daha ileri gidip şunu söyleyeyim, sanırım sosyal medya olmadan sadece iyi değil, Daha iyiyim. TED حسناً ، فقد كنت بحال جيد، لكني أريد أن أواصل القول بأني لست فقط جيد بدون وسائل التواصل الاجتماعي، لكني أفضل بدونها.
    Amerikalı menajerime nasılsın desem, bana "Son derece iyiyim.'" Diye yanıt verir. Open Subtitles إذا كنت تسأل وكيل أعمالي الأمريكية كيف هو حاله سوف يقول لك أنا بحال جيد للغاية
    İyiyim. Bilirsin, mükemmel değilim. Open Subtitles أنا بحال جيدة ، أتعرف ، أنا لست بخير حال
    durumu kötüleşiyor. Bilmem fark ettin mi? Open Subtitles اليوم, متشائم قليلاً لكن بوجه عام أنا بحال جيدة
    Şu an için iyileşme gösteriyor ve böyle devam ederse yarın durumu Daha iyi olabilir. Open Subtitles انها تتعافى الان وربما غدا تكون بحال افضل
    Seni uzun zamandır görmüyordum. Gayet yakışıklı görünüyorsun. Nasılsın? Open Subtitles لم أرك منذ مدّة, تبدو بحال جيّدة, كيف تجري أمورك؟
    Minnettar olmuştum, ama sağır olsam Daha iyi olurdu diye de düşünmüştüm. Open Subtitles كنت ممتناً، ولكن بطريقة ما اعتقدت أنني سأكون بحال أفضل لو كنت أبكم
    Kendimi tüm hayatım boyunca olduğumdan Daha iyi hissediyorum. Open Subtitles وشعرت أنى بحال أفضل مما كنت عليه فى كل حياتى
    Ne diyor bilmiyorum; ama hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. Open Subtitles لا أعلم عن ماذا يتكلم فأنا لم أكن يوماً بحال أفضل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more