Oldukça hoş ve hızla yayılmaya başladı, bio çeşitliliği bir zamanlar çok zengin olan Kuzeybatı Akdeniz'de aşırı büyümeye başladı. | TED | هي جميلة جدا ولديها بداية سريعة لتنمو سريعا في ما مضى غنية جدا التنوع الحي في شمال غربي البحر المتوسط |
Size en iyi arkadaşlarımdan birinden bahsederek başlamak istiyorum, Okolama Maduewesi. | TED | بداية أود أن أحكي لكم عن أحد أقرب أصدقائي، أوكولوما مادويسي. |
TV'de 10 dakikada bir yeni program başlıyor gibi hissediyorum. | Open Subtitles | تجعل كل عشر دقائقَ تمر، كأنها بداية لمشهد مسلسل جديدْ |
Sizlere beş tane kendine has sorun sunacağım. Köprüdeki kadınlar bir başlangıçtı. | Open Subtitles | وأنا لدي خمس مشاكل والمرأتين اللتين وجدتموهن على الجسر كانوا مجرد بداية |
Yine de bir başlangıçtır. Cinayet Masası'na bildireyim. | Open Subtitles | حسناً هذه بداية سأجعل شعبة جرائم القتل تبحث |
- Röportaj başı için bir çevrinim görüntü alacağız, tamam mı? | Open Subtitles | احمق , عليك اللعنة لقطة لتطويق الحركة في بداية المقابلة حسنا؟ |
Evet, doğru. Onu bu akşam erken saatlerde seninle tartışırken gördüm. | Open Subtitles | هذا صحيح , لقد رأيته يتعارك معه فى بداية هذا المساء |
Batı Kenya'da 2012 Şubat başında, yağmurlar başladı, erken başladı, yağmurların erken başladığı zamanlar çiftçiler cesaretlidir, çünkü bu genellikle sezonun güzel geçeceği anlamına gelir. | TED | في بداية فبراير 2012 في غرب كينيا بدء المطر، وقد بدء مبكرًا وحين بدء المطر مبكرًا، يحث المزارعين لأنه عادةً يعني أن الموسم سيكون جيدًا |
Aynı zamanda, salgını ilk başlangıç zamanında görebileceğimiz bir yer. | TED | وتمكن أيضاً من كشف بداية إنتشار الوباء في وقت مبكر. |
Her şey zararsızca Wilkins'in kromozomlarda bulunan kimyasallardan birini incelemesiyle başladı. | Open Subtitles | بداية ويلكنز كانت بسيطة،وهي التحقيق في واحد من المركبات الموجودة بالكروموسومات |
Bunu şu şekilde düşünün. Bunu belirli amaçlar için bir şeyleri programlamaya başlamak gibi düşünün. | TED | فكروا في الأمر على النحول التالي. فكروا فيه على أنه بداية برمجة أشياء لأغراض محددة. |
Yoksul bir eski mahkum yeni bir hayata başlamak için şehre geliyor... ve önde gelen yurttaşlardan biri de ortaya atılıp... ona mali yardımda bulunmayı öneriyor. | Open Subtitles | سجين سابق فقير يأتى إلى بلدة جديدة بحثاً عن بداية جديدة وأحد المواطنين المرموقين يعرض عليه مساعدة مالية |
Bana göre bu hikaye Hans Sloane denen adamla başlıyor. | Open Subtitles | وبالنسبة لي,فإن بداية القصة هانز سلون من عند رجل اسمه |
önce başkanlığa aday olanların peşine düşüyor, sonra binaları yakmaya başlıyor. | Open Subtitles | بداية سعى وراء مرشحين العُمودية وثاني ما نعرفه هو حرق المباني |
Yuvarlak Masa Şövalyeleri sadece bir başlangıçtı... unutulmayacak güzellikte bir devirdi. | Open Subtitles | المصاحبة كانت بداية موجزة مدة جميلة لا يمكن نسيانها |
Kötü bir başlangıçtı. Sonra her şey yoluna girdi, anladın mı? | Open Subtitles | بدأنا بداية عنيفة لكن تحسنت الأمور بعد ذلك، أتفهمين؟ |
10 gün uyumamış biri için sakinleşme iyi bir başlangıçtır. | Open Subtitles | التخدير بداية جيدة لمن لم تنم منذ عشرة أيام |
Biraz geciktik. Sinyal dağınık, ama bu da bir başlangıçtır. | Open Subtitles | نحن متأخرون قليلا الإشارة مبعثرة، لكنها بداية |
Her saat başı çiftler için bir slow parça çalıyorlar. | Open Subtitles | هم يقومون في بداية كل ساعة بتشغيل أغنية خاصة بالأزواج |
Ceset bu sabah erken saatte bulunmuş. Kafkasyalı erkek, 20'li yaşların başında. | Open Subtitles | ، عُثر على الجثة في الصباح الباكر ذكر قوقازي في بداية العشرينات |
Tasarımın tüm ciddiyetiyle başladığı 90lı yıllarda bilgisayar teknolojisi bu güçte değildi. | TED | بالتالي فإن القدرة الحاسوبية لم تكن موجودة في بداية التسعينيات عندما بدأت أعمال التصميم بشكل جدي. |
Yanlış yönde iyi bir başlangıç yapmışsın. Bunu niye yaptın? | Open Subtitles | كان لديك بداية جيدة في الاتجاه الخاطىء لماذا فعلت ذلك؟ |
Ve bu fark edilebilir başlangıcı, öngörülebilir sonu olmayan bir hikaye. | TED | وهي قصة لا يوجد لديها بداية ملحوظ، و لا نهاية منظورة. |
Neden mi? 2000'lerin başında daha yüksek oranda güvenilir insana sahip ülkelerin refah düzeylerinin daha fazla olduğunu göstermiştim. | TED | لماذا؟ لقد تبين لي في بداية هذه الألفية ان الدول التي لدى سكانها نسبة ثقة مرتفعة هي الأكثر إزدهاراً |
Fakat Braille dijital kitaplardan yıllar önce dijitale geçti, 1980 yılların sonunda o hazırdı, neredeyse 30 yıl önce. | TED | ولكن لغة برايل أصحبت رقمية منذ سنين خلت قبل الكتب الرقمية، في بداية الثمانينات، أي قبل 30 سنة تقريبا. |
Bu yılın başından beri Calthrop adında hiç kimse... yasal olarak sınırdan geçmemiş. | Open Subtitles | لا أحد ابلغ بان كالثروب عبر أي نقطة حدودية قانونيا منذ بداية العام |
öncelikle, daha kötü beslenme, belki daha kısa ömre sebep oldu. | TED | بداية اصيبت عملية التغذية البشرية بوعكة وقد قصر متوسط عمر الفرد |