Eğer Çin'i neden şaşmaz bir şekilde yanlış yorumladığımızı bilmek istiyorsanız - Çin'in geleceğine yönelik tahminlerimiz yanlış - nedeni budur. | TED | وان اردتم ان تعلموا لماذا نحن نستمر بفهم الصين بصورة خاطئة وتوقعاتنا دائما مُخطئة في يحدث هناك في الحقيقة ان السبب |
Arabalarımızın, etraflarındaki her şeyi inanılmaz bir şekilde görmelerine ve sürüşle ilgili tüm kararları vermelerine olanak sağlayan sensörleri var. | TED | سيارات تحوي مجسات تمكنها بصورة سحرية ان ترى كل شيء من حولها وتتخذ القرارات في كل منحى من مناحي القيادة |
Ama bazen kendilerini negatif bir şekilde de belli ederler, kıskançlık olarak. | TED | لكن بإمكانهم في أوقات كثيرة أن يظهروا أنفسهم بشكل سلبي، بصورة غيرة. |
Eğer bir yöneticiyi takıma koyarsanız, anlamlı derecede daha iyi oluyorlar. | TED | إذا وضعت مديراً تنفيذياً. على رأس الفريق، يتحسن أداؤهم بصورة ملحوظة. |
Bunu da duydum. Aslında gördüm. Güzel bir resim değildi. | Open Subtitles | سمعت ذلك أيضاً، في الواقع رأيت ذلك وليست بصورة جميلة |
Ama onun fotoğrafını İncilinin içinde tutuyorsun. | Open Subtitles | لكنك تحتفظِ بصورة له في كتاب التوراة خاصتكِ ؟ |
Orada 100 takım olmasına rağmen arabaların hiçbiri doğru düzgün ilerleyemiyordu. | TED | وقد تقدم مئات الفرق لاجل ذلك ولكن سيارتهم لم تستطع السير بصورة ذاتية |
Kendimiz kati bir biçimde sadece Bengazi'deki sivil nüfusun koruması ile sınırlamalıydık. | TED | وعلينا أن نقوض تدخلنا بصورة حازمة من اجل حماية الشعب في بنغازي |
Ama o oraya gitmek yerine yaşam destek odasına gitti fotoğrafı çektiği yere ve her şeyi açığa çıkardı. | Open Subtitles | إلا أنه لم يبقى هناك بدلاً من ذلك، ذهب إلى غرفة الدعم، حيث أنه بصورة واحدة فضح كل شيء |
ortaya geldiğimizde sadece bir fotoğraf göndermiş yüzlerce insan var. | TED | وفي الوقت الذي تذهب فيه الى المنتصف، تحصل على مئات الناس الذين قاموا بالمشاركة بصورة واحدة لكل منهم. |
aynı zamanda dünyaya farklı bir şekilde adapte olmanızı sağlayan beyninizdeki öğrenme merkezlerini harekete geçiriyor. Bulgularımıza göre daha pozitif olabilmek için beyninizi | TED | بل تنعكس على جميع مراكز التعلم في عقلك نمكنك من التكيف مع العالم بصورة مختلفة وجدنا أن هناك طرق يمكنك بها تدريب عقلك |
Beyinleri sıkı bir şekilde yerleşmiş, en azından önden gelen etkiler için. | TED | أدمغتهم معبأة بصورة محكمة جدًا على الأقل بالنسبة للضربات القادمة من الجبهة |
Burada aslında göreceğimiz, esas olarak, insanların düzenli bir şekilde en samimi çevresiyle, beş, altı, yedi kişiyle iletişime geçtiğidir. | TED | ما سنراه في الواقع هو أنه، في الأساس، يتواصل الناس بصورة منتظمة عبر خمسة، ستة، سبعة، من أكثر الأسافير إلفةً. |
Benim varlığımdan haberi bile yok ama biz resmi olarak kuzeniz. | TED | هي لا تملك ادنى فكرة عني ، لكننا بصورة رسمية اقرباء |
fakat aslında bu inanılmaz derecede yüzeyseldir. Aynı şekilde, müziğe bakarım, temel bir fikir edinirim, | TED | لكن في الواقع ضحلة بصورة لا تصدق. بنفس الطريقة، أنا أنظر للموسيقى، أحصل على فكرة أساسية، |
Böyle bir resim karşısında yapabileceğiniz şeylerden biri onu takdir etmek. | TED | هنالك شئ يمكن أن تفعله بصورة كهذه، هو ببساطة أن تعجب بها. |
Lindsey'in fotoğrafıyla değiştirebileceğim harika bir fotoğrafını buldum. | Open Subtitles | ولقد وجدت واحدة رائعة لكى ابلها بصورة ليندسى |
Bu sistemin düzgün gelişebilmesi için yeteri kadar doğru bakılıp büyütülmeye gereksiniminiz var. | TED | فأنت تحتاج إلى تربية صحيحة كافية لكى يتطور هذا النظام بصورة صحيحة. |
Aşırı dramatik bir biçimde senden orada dua etmeni istemiştim. | Open Subtitles | وطلبت منك أنا بصورة ميلودرامية أن تفعل ذلك الآن وهنا |
Sağdıçlığı geri aldığım için kıskandın ve beni kötü göstermek için şeytani bir kumpas kurarak fotoğrafı mahvettin. | Open Subtitles | أنت غيور لأنني حصلت مُجدداً على منصب الإشبين لذا دمرت تلك الصورة كنوع من مخطط شيطاني لجعلي أبدو بصورة سيئة |
Sonra, çok sayıda fotoğraf kullanarak objenin 3 boyutlu yeniden inşasını gerçekleştirebilir. | TED | ثم، باستخدام صور متعددة، في هذه الحالة، يستطيع الحاسوب البدء بإعادة بناء الشيء بصورة ثلاثية الأبعاد. |
Yani muhtemelen böcek çok iyi hissediyor, aynı zamanda güzel görünüyor. | TED | انها تبدو جميلة .. للحشرات وتشعرها بصورة جيدة على نحو سواء |
Az çelik kullandığımız için çok daha fazla güneş alıyorduk bu da kışın ısınmak için daha az ısı gereksinimi duyacağımız anlamına geliyordu. | TED | وهذا يعني دخول ضوء شمس اكثر وهذا يعني انه لايجب ان نستخدم وسائل التدفئة بصورة كبيرة في الشتاء .. بسبب دخول ضوء الشمس |
Hatırı sayılır ölçüde kollarını ve bacaklarını kullanabiliyor zihni tam anlamıyla hassas görünüyor. | Open Subtitles | ليس فقط مع الاخذ بعين الحسبان ذراعيه وساقيه عقله يبدو مستجيب بصورة كاملة |
bir anlamda, bu Amerika'ya yerleşme hikayesi gibi birşey Avrupalıların akın ettiği güya bitmez tükenmez bir sınır olan Amerikaya | TED | بصورة ما هذه القصة هي محور استعمار الامريكيتين تلك القارات التي تملك الموارد التي لا تنضب والتي هرب إليها الاوروبين |