"بعيد عن" - Translation from Arabic to Turkish

    • uzakta
        
    • uzaktasın
        
    • dışında
        
    • çok uzak
        
    • uzak bir
        
    • uzaklara
        
    • dan uzak
        
    • uzaktayım
        
    • uzağa
        
    • uzağım
        
    • den uzak
        
    • uzaklarda
        
    • uzaktaydı
        
    • ötesinde
        
    Evet. Ama en azından katilin sokaklardan uzakta olduğunu biliyoruz. Open Subtitles لا، ولكن على الأقل نعلم أن القاتل بعيد عن الشوارع
    Ben de onu buraya herşeyden uzakta daha iyi olur diye getirdim. Open Subtitles لذا جئت بها لهنا أملا أنها تشعر بالتحسن بعيد عن الجميع
    Bu güzel, ve sen sevgili oğlum, Onların evlerinden uzaktasın. Open Subtitles هذا جميل , وأنت أيها الفتى بعيد عن ديارك
    Siz de bu psikopatın benim kulüplerimin ve sokaklarımın dışında olduğundan emin olmalısınız. Open Subtitles لذلك يجب أن تتأكدي أن هذا المعتوه خارج ملهاي و بعيد عن شوارعي
    Bir topluluğumuz var, buraya çok uzak değil. Duvarlarımız, elektriğimiz var. Güvenli de. Open Subtitles إن لدينا مجتمعًا غير بعيد عن هنا، فيه جدران وكهرباء، وننعم فيه بالأمان
    Birini döverek öldüreceksen koyun uzak bir yerine gitmen yardımcı olur. Open Subtitles هذآ المكان بعيد عن المدينة أذآ أردتي ضرب شخص حتى الموت
    Uzun süre evden uzakta kalmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أكون بعيد عن منزلي لمدة طويلة
    Her şey zihnimde ama her nasılsa ulaşamayacağım kadar da uzakta. Open Subtitles كل شيء معروف لديّ ورغم ذلك بعيد عن متناولي.
    Fakir ve buralardan çok uzakta olan Ganj vadisinden geliyorum. Open Subtitles لقد جئت من مكان فقير بعيد عن هنا يقع في وادي جانكس
    Çocuklardan uzakta bir hafta sonu geçirmek istedik. Baş başa Open Subtitles نحن نحتاج عطله نهايه اسبوع لوحدنا بعيد عن الاطفال , تعلم ذلك.
    İlk çocuğu evden 1000 mil uzakta neredeyse ölüyor ve beni buraya gönderen kişi de o. Open Subtitles ولدها البكر كاد يموت على مسافة 1000 ميل بعيد عن الديار وهيّ السبب في إرسالي إلى هنا.
    Bu güzel, ve sen sevgili oğlum, Onların evlerinden uzaktasın. Open Subtitles هذا جميل , وأنت أيها الفتى بعيد عن ديارك
    - Dersliğinden uzaktasın, değil mi Howard? Open Subtitles انت بعيد عن الجانب المخصص لك من المبنى اليس كذالك ؟ لا . .
    İlk kez kendin dışında birşeyi farkediyorsun. Open Subtitles المرّة الأولى التي تُلاحظُي فيها شيءاً بعيد عن نفسك
    Epey şehir dışında olmamıza rağmen... Open Subtitles ما الذى تطلبه أكثر من ذلك بالنسبة لفندق يقع بعيد عن الطريق السريع ؟
    Şurandaki buruşuk et, mükemmellikten çok uzak. Open Subtitles ذلك اللحم المتغضّن على مفصل رسغكِ الكعبريّ بعيد عن الكمال
    Biriyle buluşmak için bir yere ihtiyacı vardı, gözden uzak bir yere. Open Subtitles كان محتاجاً إلى مكان لمقابلة شخص ما ، مكان بعيد عن الأنظار
    Buradan uzaklara. Şu anda sana ancak bu kadarını söyleyebilirim. Open Subtitles بعيد عن هنا، هذا ما يسعني قولهلكَالآن،لكن صديقني..
    Bu yıl hep arkalarda, Tanrı'dan uzak kalacak. Open Subtitles سيكون في الخلف، بعيداً عن الرب بعيد عن الحركة
    Nedendir bilmiyorum. Her zaman evden çok uzaktayım. Open Subtitles لا أعرف لماذا أنا بعيد عن البيت كثيراً ؟
    Teorik olarak çıkış hızımız bizi destroyerden olabildiğince uzağa taşıyacak. Open Subtitles حسنا , الاساس هو سرعة الصعود . و تسحبنا خاصية الطفو بعيد عن المدمرة
    Bana öyle geliyor ki ikisine de hiç olmadığım kadar uzağım. Open Subtitles و الآن , أشعر بأني بعيد عن فتاياتي أكثر من وقت مضى
    Chad'den uzak dur. Open Subtitles مادى أبقى بعيد عن تشاد أنه طائش
    Gecemiz hala devam ediyor ve sabahımız geldiğinde buradan uzaklarda olacağız. Open Subtitles ما زالت ليلتنا مستمرة و عندما يحين موعد قدوم الصباح سنكون في مكان بعيد عن هنا
    Aletim suratından birkaç santim uzaktaydı mutlaka. Open Subtitles اسمعي , قضيبي ربما بعيد عن وجهه قيد انمله
    Uzanabileceğinin ötesinde bir şey, seni hırsızlar prensi. Open Subtitles انها شئ بعيد عن متناول يديك يا أمير اللصوص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more