Birkaç yıl önce gerçek bir deri hastalığı geçirmiş, skleroderma. | Open Subtitles | لأكون عادلة,كانت مصابة بمرض جلدي حقيقي قبل سنتين تصلب الجلد |
hastalık Kontrol Merkezi'ne göre 2000 yılından sonra doğan çocukların 3'te birinin şeker hastalığı olacak. | TED | ووفقا لمركز السيطرة على الأمراض، ثلث جميع الأطفال المولودين بعد عام 2000 سوف يصابون بمرض السكري. |
Çocuk felci virüsü bulaşmış insanların büyük çoğunluğu hastalık adına herhangi bir işaret göstermemektedir. | TED | الغالبية العظمى من الأشخاص المصابين بمرض شلل الأطفال لا تظهر عليهم أية أعراض للمرض. |
Sürekli ilerleyen bir hastalık neticesinde 16 yıl önce tekerlekli sandalye kullanmaya başladım. Bu durum benim dünyaya olan erişimimi tamamen değiştirdi. | TED | لقد بدأت باستخدام الكرسي المتحرك منذ 16 عاماً عندما أصبت بمرض غيّر طريقة وصولي الى العالم |
Haftanın en çok konuşulan hikâyesi Başbakanın akıl hastası kızı. | Open Subtitles | الخبر المتصدر هو خبر مرض ابنة رئيسة الوزراء بمرض عقلي |
New York'un en iyi hastanelerinde terminal hasta çocukların baş uçlarında 10 yılı aşkın bir süredir mutluluk yaymaya çalışıyorum. | TED | لقد قضيت أكثر من عِقد أجلب الفرح والبهجة إلى جانب أسِّرة الأطفال المصابين بمرض عضال في أفضل مستشفيات مدينة نيويورك. |
Yani bu hastalığın üstesinden gelebilirdiniz, hastalığın etrafını aşılayabilir ve kesebilirdiniz. | TED | لذا فإنه بإمكانك التحكم بمرض الجدري، بإمكانك أن تعطي اللقاح للمعرضين للشخص المصاب بالمرض و تمنع العدوى. |
Ve bunun tam olarak iyi bir şey olmamasının nedeni şu: 65 yaşın üzerinde, Alzheimer ya da Parkinson hastalığı'na yakalanma riskiniz üstel olarak artıyor. | TED | وهذا ليس بالأمر الجيد لان خطر الاصابه بمرض النسيان بعد عمر الـ 65 او سيزداد الشلل الاهتزازي أسيا |
Eğer Parkinson hastalığı'na yakalanma riskini azaltmak istiyorsanız, kafein bir dereceye kadar koruma sağlıyor; kimse nedenini bilmiyor. | TED | إذا كنت ترغب في تقليل مخاطر الاصابة بمرض الشلل الاهتزازي الكافيين يحمي لحدٍ ما: لا احد يعرف السبب |
Kafaya alınan hasarlar sizin için kötü. Parkinson hastalığı'na yol açıyorlar. | TED | إصابات الرأس سيئة لك. انها تودي للإصابة بمرض بالشلل الاهتزازي |
Alzheimer hastalığı'ndan korunmaya gelince, balık yağının Alzheimer hastalığı riskini azaltıcı etkisi var. | TED | في ما يخص لحماية نفسك من مرض النسيان حسنأ, نجد ان زيت السمك له تآثير في تخفيض الاصابه بمرض الزهايمر |
hastalık veya anormallik değildir ve illa ki depresyona, kaygıya ya da kendine güvene bağlıdır anlamına gelmez. | TED | إنها ليست بمرض أو شذوذ، وليست مرتبطة بالضرورة بالاكتئاب، القلق، أو تقدير الذات. |
Devletin algoritması genetik verilerini taramıştı ve DNA'sında kronik hastalık riski olduğunu saptadı. | TED | فقد فحصت خوارزمية الدولة بياناته الجينية ووجدت بعد فحص حمضه النووي احتمالية إصابته بمرض مزمن. |
Belki de deli diye birşey yok ve size akıl hastası teşhisi konulması deli olduğunuz anlamına gelmiyor. | TED | لذا ربما، تعرفون، ليس هناك شيء كالجنون، وكونك مشخصا بمرض عقلي لا يعني أنك مجنون. |
Kendi şehrini veba salgını ile hasta ettiğine inanmamız için nedenler var. | Open Subtitles | لدينا أعتقاد بأنه هو الذي قام بنشر عدوي في المدينة بمرض الطاعون |
Daha önce hastalığın son evresinde olan hastaların Emily gibi tekrar sağlığına kavuştuğunu görmekten minnettarız. | TED | إننا ممتنون كثيرا لرؤية المرضى الذين أصيبوا سابقا بمرض يودي بالحياة يعودون إلى حياة صحية كما في حالة إيميلي. |
15 sene içerisinde, kroner kalp hastalığına yakalanma riski sigara içmeyen bir kişininki ile aynı seviyede olur. | TED | بعد 15 عامًا، فرصة الإصابة بمرض القلب التّاجيّ تكون مساوية لفرص الإصابة بنفس المرض عند شخصٍ غير مدخّن. |
Afrika'da Parkinson hastalığını kapmadan önce avukattım. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي شغل مثل المحامي قَبْلَ أَنْ اصاب بمرض باركنسونُين |
Daha ileriki yaşlarda daha fazla çalışmaya devam ettikçe, iş gücündeyken ciddi bir hastalığa yakalanma ihtimalimiz artıyor. | TED | بينما نواصل العمل أطول وأطول لعمر أكبر، فاحتمالية إصابتك بمرض خطير خلال عملك تزداد. |
Ama bir hasta, graft versus host hastalığından kurtulsa bile bağışıklık sistemi donör hücrelerini reddedebilir. | TED | لكن حتى إذا تنجب المريض الإصابة بمرض عدم توافق خلايا المضيف، قد يرفض جهازه المناعي خلايا المتبرع. |
Andi, yedi yaşındayken ona çoklu kişilik bozukluğu teşhisi konmuştu. | Open Subtitles | تم تشخيص اندي بمرض أضطراب تعدد الشخصية عندما كانت بالسابعة نحن .. |
Ondan o kadar nefret ediyorum ki, amansız bir hastalıktan öldüğünü görmek isterdim. | Open Subtitles | أكرهه بشدة، وأتمنى أن أراه ميتاً بمرض رهيب. |
Alzheimer ile ilgili korkunun büyük bir kısmı, hastalıkla ilgili yapabileceğimiz olmadığı düşüncesinden kaynaklanır. | TED | جزء من الخوف المحيط بمرض ألزهايمر ينبع من الشعور بأنه ليس بإمكاننا فعل أي شيء حياله. |
hastalığım hakkında, tüm bilgiye sahibim. Bir kan hastalığım olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انني على دراية تامة بمرضي أعرف أني مصاب بمرض في الدم |
Ama kesin olan birşey var ki "akıl hastalıkları"ndan muzdaripler. | Open Subtitles | كل مانعرفه انهم مصابون بمرض يتطلب دخولهم الى المصح |
Billy Edward Lenz'de doğuştan var olan karaciğer rahatsızlığı cildinin sararmasına yol açtı. | Open Subtitles | بيلى إدوارد لينز ولد بمرض نادر يجعل جلده أصفر |