"بمعنى" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yani
        
    • deyişle
        
    • anlamı
        
    • demek
        
    • anlamında
        
    • anlamda
        
    • bakıma
        
    • olarak
        
    • Kısacası
        
    • anlamına
        
    • gerçekten
        
    • derken
        
    • demektir
        
    • anlamıyla
        
    • anlama
        
    Yani dünyayı değiştireceğinize ve yapmayı düşündüğünüz şeyi yapacağınıza inanmak. TED بمعنى أنك يمكن تغير العالم ويمكنك الوصول لما تخطط له
    Yani şiddet içermeyen direniş, mücadeleyi yürütmekte daha etkili ve yapıcı bir yöntemdi. TED بمعنى آخر، فإن المقاومة غير المسلحة تعدّ طريقة أكثر فعالية وبناءة لخوض الصراع.
    Yani başka bir deyişle, bu bilgi meselesi, kaynak değil. TED بمعنى آخر، الأمر متعلق بماذا نعرف وليس بنقص في الموارد.
    Başka bir deyişle, büyük verilerin faydalarına mahremiyeti korurken sahip olabiliriz. TED بمعنى آخر، نحن بإمكاننا التمتع بفوائد البيانات الهائلة مع حماية السرية.
    Bir diğer deyişle, bu veriler bu organizmaları evcilleştirebileceğimizi gösteriyor. TED بمعنى آخر, هذا يوضح أننا نستطيع أن نستأنس تلك الكائنات.
    Bunun anlamı, yaptığımız hiçbir şey ilk olmamalıydı. TED بمعنى أنّ أيّاً مما نقوم به لا يمكن أن نكون الأوائل لفعله.
    Başka sözcüklerle ifade etmek gerekirse -ki ne demek istediğimi anlamışsınızdır- yaşamak için bir sebep yok. TED بمعنى آخر.. وأعتقد أنكم ترون إلى أين يذهب هذا.. لا معنى للحياة.
    Öğlen 12'de, Yani tam 2 saat sonra takip ekibi harekete geçecek Open Subtitles في الساعة 12 ظهراً، بمعنى آخر ساعتان مِنْ الآن قوات المتابعة سَتَتحرك
    Yani bu tecrübelerimden ve çok çalışmamdan bedava faydalanabileceğin anlamına geliyor. Open Subtitles بمعنى أنك ستحظى بخبراتى وعملى الشاق فى هذه القضية بدون مقابل
    - Amcamda bu çipi üretiyor. - Yani, açıkçası düşman topraklarındayız. Open Subtitles عمي يصنع هذه الرقاقة لذا نحن بمعنى آخر, في منطقة الأعداء
    Kuyuda bir kız olduğu konusunda hiçbir fikri yok muydu Yani? Open Subtitles بمعنى انها ليست لديها فكرة عن وجود فتاة صغيرة أسفل البئر؟
    Yani neden bütün mağazayı soğutmaya çalışıyorsunuz ki? TED بمعنى ، لماذا تحاول أن تبرد المحل بكامله؟
    GG: Yani bir başka deyişle, dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde. TED غريغ غيج: لذا بمعنى آخر، الأنثى تميل لاختيار أفضل ذكر يغني معها ثنائياً
    Bir başka deyişle en ihtiyaç duyduğu zamanda ülkenize... yardım etmeyi reddediyorsunuz. Open Subtitles بمعنى أخر انت ترفض ان تساعد بلدك في ساعة حاجتها .سيد الينوت
    Bir başka deyişle, izlenemez bir hattan gelen aramayı kabul etmiş. Open Subtitles بمعنى اخر فقد أخذ الرقم واتصل من خط لا يمكن تتبعه
    anlamı, gerçekte olmayan demektir. Open Subtitles قادمة من اللغة اللاتينيّة بمعنى أنّه لا وجود لها في الواقع
    Pekâlâ. Bu, şu demek: Ortaya çıkan ders diyor ki ele aldığımız biyolojiyle ilgili olarak aslında özel ya da temel hiçbir şey yok. TED بمعنى آخر العبرة التي تطفو على السطح أن ليس ثمة ما هو خاص أو أساسي حيال علم الأحياء الذي أتينا به
    Geri kalanlarımızın kendini acemi olarak hissetmesi isteniyor, enayiler anlamında. TED بالنسبة للبقية منا، فقد قُدِّرَ لنا أن نكون مثل الهواة بمعنى المتلصصين.
    Yapmak istediğim bir anlamda, oyuncuların hayallerinde kurdukları bu dünyayı onlara asgari zahmet vererek hayata geçirmek. TED بمعنى أني أريد اللاعبين أن يبنوا هذا العالم في مخيلتهم ثم يستخرجونه منها، مع قليل من الألم.
    Kuzey buz örtüsü bir bakıma küresel iklim hareketlerinin atan kalbidir. TED غطاء القطب الجليدي، بمعنى ما، هو القلب النابض لنظام المناخ العالمي.
    Biri öldüğü zaman, başka biri olarak tekrar geri gelirmiş. Open Subtitles بمعنى أنه حينما يموت شخص يبعث على هيئة شخص آخر
    Kısacası bizim yardımımız olmaksızın sınav alanını bulmak neredeyse imkânsızdır. Open Subtitles بمعنى آخر يستحيل الوصول إلى موقع الاختبار بدون مساعدة المُردشين.
    Haklısın. Bu gece gerçekten faciaydı. Sen de kesinlikle alkoliğin birisin. Open Subtitles إنّك محقّ، الليلة كانت كارثيّة بمعنى الكلمة، وإنّك قطعًا مدمن خمر.
    Buradayım derken bilincimin burada olduğunu kastediyorum, fiziksel olarak değil. Open Subtitles انا هنا بمعنى ان وعيي هنا ليس بمعنى اني هنا بصورة جسدية
    O anda, demektir Ne, Burada küvet sadece bir küvet. Open Subtitles بمعنى, فى الحاضر, حوضك للسفر عبر الزمن هو مجرد حوض.
    CO2, tam anlamıyla uygarlığımızın verdiği nefes. TED ثاني أكسيد الكربون هو زفير حضارتنا، بمعنى حرفي
    Aslında bu, yaşamak ve hayatı yürütmenin ne anlama geldiğiyle alakalı. TED فالأمر حقًا مرتبط بمعنى أن تعيش وبنمط حياتك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more