| Bu kahvehaneye ilk geldiğim akşam, ilsa'yla aranızda bir şey olduğunu anlamıştım. | Open Subtitles | أول مساء حضرت إلى المقهى، عرفت أن هناك شيئاً بينك وبين إلسا. |
| Alex'le terapide aranızda her ne olduysa onu sen öldürmedin. | Open Subtitles | مهما حدث بينك وبين أليكس في العلاج أنتَ لم تقتله |
| Bak Charlie, Tanya ve senin aranda ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | أسمع , تشارلي, لا أعلم ماذا يحدث بينك وبين تانيا |
| sen ve buranın sahibi oldukça iyi bir performans sergilediniz. | Open Subtitles | لقد كان أداء مضحك ما حصل بينك وبين صاحب الثوب |
| İşte aldığım sonuçlardan bazıları. Bence oldukça iyiler. Örneğin, Dan Pink'in motivasyon üzerine konuşması, | TED | وبالتالي هذه بعض النتائج التي استقبلتها. أعتقد أنه جميلة جدا. على سبيل المثال، محادثة دان بينك عن التحفيز، |
| Ama doğrusu şu ki seninle aramızda ve seninle aramızda sorunlar vardı. | Open Subtitles | لكن الحقيقةَ تلك الأشياءِ فقط ما كَانتْ صحيحةَ بينك وبيني. وأنت وأنا. |
| - Uzun sürmez. (İnler) Sizle Albay Dutton arasında bir bağlantı var. | Open Subtitles | ليس كثيرا أتدرى يا جنرال, هناك صلة بينك و بين الغقيد داتون |
| Burnumu sokmak istediğimden değil de Mike ile aranızda bir sorun mu var? | Open Subtitles | لا أقصد التطفل ، ولكن هل هناك مشكلة بينك و بين مايك ؟ |
| Heather aklıma geldi birden. Heather ile aranızda ne var? | Open Subtitles | هذا ذكّرني , مالذي بينك وبين تلك الفتاة هيذر ؟ |
| Ali ile aranızda geçen tek bir konuşmayı Shana biliyor diye mi? | Open Subtitles | فقط لان شانا تعرف عن المحادثة التي دارت بينك وبين آلي ؟ |
| Hem Will'le aranda bir problem olduğunu niye bana söylemedin? | Open Subtitles | ولماذا لم تخبريني بأن هنالك بعض المشاكل بينك وبين ويل؟ |
| Az önce oğlunla aranda geçen ilginç bir konuşmayı dinledim. | Open Subtitles | لقد كنت استمعإلى محادثة مثيرة للإهتمام بينك و بين ابنك |
| Jace ve senin aranda bir şey var ve inkar edemezsin. | Open Subtitles | هناك شيء بينك وبين جيس وأنت لا يمكن أن ينكر ذلك. |
| Seks sen ve seks yaptığın kişi arasında bir şeydir. | Open Subtitles | الجنس هو امر شخصي بينك وبين الشخص الذي تفعله به |
| sen ve şapka arasında seçim yapmamı istersen? Şapkayı seçeceğim. | Open Subtitles | إذا كنت ستجعلني أختار بينك و بين القبعة ،فأختار القبعة. |
| Daniel Pink bir deney yapmış, bir kutuya iki köpek koyulmuş ve kutunun tabanından elektrik geçiyormuş. | TED | هناك تجربة أعتقد أن دانييل بينك يشير اليها عندما تضع كلبان في صندوق والصندوق مزود بأرضية كهربائية |
| seninle, tanıştığım diğer John Sheppard arasında fazla bir fark olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هناك فرق كبير بينك وبين جون شيبرد الذي قابلتة |
| Aramızda kalsın, sanırım Patterson, Skinner'a gitti ve bu vakaya Mulder'ın görevlendirilmesini istedi. | Open Subtitles | بينك وبيني، أعتقد ذهب باتيرسون إلى سكيننير و مولدر المطلوب على هذه الحالة. |
| Hep merak etmiyor muydun Karanlık Lord'la senin arandaki bağın sebebini? | Open Subtitles | ألم تتساءل أبدا عن سبب هذا الاتصال بينك وبين سيد الظلام؟ |
| -Tamam. Vanessa ile aranız nasıl? | Open Subtitles | حسناً أخبريني روب كيف تسير الأمور بينك وبين فينيسا؟ |
| Evren hayalinizle aranızdaki en kısa, ahenkli, hızlı yolu her zaman bilir. | Open Subtitles | إنه دائما يعرف الطريق الأقصر الأسرع الأحـَثّ الأكثر انسجاما بينك وبين حلمك |
| Jean ile arana birini koyman bile zaten yeterince önemli. | Open Subtitles | الحقيقة أنك أدخلتي شخص بينك وبين جان هذا هام جدا |
| Bir gün geri döneceğini vaat ediyorum. "Pembe Savaş Topları" için. | Open Subtitles | أعدك بأني سأعود يوماً إلى "بينك أون بالز" |
| İkinizin arasında olağanüstü şeyler olduğunu biliyordum, saflaştırılması gereken bir şeydi. | Open Subtitles | أنا أعرف أن هناك شيئا غير عادي بينك اثنين، شيء كان لا بد من تطهير. |
| Mösyö Hugo Trent'le aranıza kimsenin girmesine izin vermeyeceğinizi söylediniz. | Open Subtitles | وانك لن تسمحى لاحد ان يقف بينك وبين السيد هيجو ترنت |
| Geçen gün Bay Davies ile olan konuşmandan biraz bahsedelim. | Open Subtitles | دعينا نتكلم عن المحادثة التي دارت بينك و السيد ديفيس |