Evet ama sormak istediğim genç güzel bir kız neden... ..benimle çıkmak istesin ki ve buna cevap verebilirsen... | Open Subtitles | سؤالي كان، لماذا تريد فتاة صغيرة جدا مثل تلك تخرج مع رجل مثلي؟ وإذا يمكنك أن تجيب على ذلك |
Ne zaman bir soruya cevap vermek istemezsen eğlenceli olmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول أن تكون مضحكاً عندما لا تريد أن تجيب على سؤال |
Kimsenin dikkatini çekme ve onun ismini görmediğim sürece kimseye cevap verme. | Open Subtitles | توارى عن الأنظار ، و لا تجيب على الهاتف حتى يظهر أسمها. |
Sakın o telefona cevap verme. Ama çalışıyor olduğuna sevindim. | Open Subtitles | لا تجيب على هذا، لأني سعيد بما كنت تُعمل فيه. |
Onun danışmanı olarak hiçbirine cevap vermeyecek. Size ne söylesin? | Open Subtitles | ونصحتها بأن لا تجيب على أيّ منها، بماذا يخبرك ذلك؟ |
Yani üzerinde yargılar bırakmadan önce Sana bir soruya cevap vermeni istiyorum | Open Subtitles | لذا قبل أن تطلق أحكامك علي أريدك أن تجيب على سؤال واحد |
"Tam şu anda sorularıma cevap verirken nefesin kokuyor mu?" | TED | هل نفسك سيء الرائحة وأنت تجيب على استجوابي الآن؟ |
Kardeşinin sırtına vuruyor, telefon çalınca cevap veriyor, el sallayarak güle güle diyor. | TED | تربت على كتف شقيقه، تجيب على الهاتف حين يرن، تلوح بالوداع. |
Sakın soru sorma, sorulan sorulara cevap verme. | Open Subtitles | لا تطرح ايه اسئله ولا تجيب على ايه اسئله |
Eğer istemezseniz, sorularımın hiç birine cevap vermek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | وليس عليك ان تجيب على اى سؤال لو لم ترغب فى ذلك |
Bu soruya doğru cevap vermeniz çok önemli. | Open Subtitles | الآن ، من الهام أن تجيب على هذا السؤال بشكل صحيح |
Bay Gondo, telefona cevap vermeden önce bize haber verin lütfen. | Open Subtitles | سيد كوندو قم بمناداتنا قبل أن تجيب على الهاتف |
Soruma cevap vermedin! 30 ila 40 taburu nereden çıkardın? | Open Subtitles | مازلت لم تجيب على السؤال لماذا تعتقد انهم 30 أو 40 جندى ؟ |
Sonra sen telefonlarıma cevap vermedin. Bir çeşit aptal olmalısın. | Open Subtitles | بعدها أنت لا تجيب على اتصالاتي لا بد أنك وغد من نوع ما |
Sonra sen telefonlarıma cevap vermedin. Bir çeşit aptal olmalısın. | Open Subtitles | بعدها أنت لا تجيب على اتصالاتي لا بد أنك وغد من نوع ما |
Başka şeylerden bahsedeceğine... soruma cevap versene, cevabı bilmiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تجيب على سؤالي التالي إلى لأنك لم تجب. |
Lütfen. Sam beceriyor. Yerine cevap vermeyin. | Open Subtitles | أرجوك ، سام يبلي حسنا ليس عليك أن تجيب على الأسئلة |
Ben arıyorum ama telefonu açmıyor. En azından ben arayınca. | Open Subtitles | أحاولالاتصالبها, لكنها لا تجيب , على الاقل لي |
Sorunuzu cevaplamak açısından, niçin birleştirmeyi arıyordu? | Open Subtitles | أذاً لكى تجيب على أسئلتك لماذا كان يبحث عن التوحيد؟ |
Michelle Carey isminde bir muhabir beni ararsa sadece sorularını cevaplama. | Open Subtitles | إذاإتصلتفتاةتدعي(ميشيل كاري) وتريدأنتتحدثإلي ّ... فقط لا تجيب على أياً من أسئلتها |
Onu cevaplaman en iyisi. | Open Subtitles | . من الأفضل أن تجيب على هذا |
Hey, oda arkadaşımın başı bir tür belada ve mesajlarıma yanıt vermiyor. | Open Subtitles | لدي مساكنتي بعض المشاكل ولا تجيب على رسائل هاتفي |
- Sana verdiğim telefonu açmıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تجيب على الهاتف النقّال الذي أعطيته لك. |
Anlıyorum efendim ama sorumu cevaplamadınız. | Open Subtitles | أتفهم ذلك، سيدي، لكنك لا تجيب على سؤالي. |
Yapılan görüşmeler problemlerinizi çözüp, sorularınızı cevaplayacaktır. | Open Subtitles | هناك مفاوضات الأن و قد تحل مشاكلكم و تجيب على اسئلتكم |
Evet, cep telefonundan ulaşamazsam burada bulabileceğimi söylemişti. | Open Subtitles | إنّها لا تجيب على هاتفها، أيمكن أن تكون هنا؟ |