"ترغب في" - Translation from Arabic to Turkish

    • ister
        
    • istiyorsun
        
    • istersen
        
    • istiyorsan
        
    • istemezsin
        
    • istemiyor
        
    • istiyor
        
    • istersin
        
    • isterseniz
        
    • istemiyorsan
        
    • Beğendin
        
    • istiyorsanız
        
    • istemedi
        
    • istediğin
        
    • isteyebilirsin
        
    Gazeteye ilan veriyoruz: "1 saatinizi bize vererek 6 dolar kazanmak ister misiniz?" Open Subtitles من خلال إعلان في الجريدة المحلية هل ترغب في الحصول علي 6 دولارات
    Hiç almadığın bir şey için vergi ödemek ister misin? Open Subtitles هل ترغب في دفع ضرائب عن شيء أنك لم تتلق؟
    İki adım yer orası. Araçla mı gitmek istiyorsun yoksa? Open Subtitles انه من ثلاثة أمتار كنت ترغب في جولة أم ماذا؟
    Eğer dinlemek istersen sana biraz zorlu nasihat vermek istiyorum. Open Subtitles وأود أن أمنحك نصيحة صعبة إذا كنت ترغب في سماعها
    Çok istiyorsan kelepçele beni, tüm çıkışları kapat. Mutlu olacaksan sen işet hatta. Open Subtitles إن كنتَ ترغب في تقييدي وسدّ جميع المخارج فافعل إن كان ذلك يسرّك
    Muhtemelen tecavüz etmek istemezsin ama bir kereliğine gideri var. Open Subtitles هل الأغلب لن ترغب في اغتصابهن ولكن كل التمديدات جيدة
    Ama o pahalı şeylerini alamayacak fakir ve pasaklı birini istemiyor. Open Subtitles إنها لا ترغب في شخص فقير لا يُمكنه تحمل شراء أغراضها
    İster beğen ister beğenme, haftada bir porselen kapla yemek getireceğim. Open Subtitles ترغب في هذا ام لا، سأتي بالعشاء لكم مرة في الاسبوع
    Pekâlâ, başka bir akşama yeniden yer ayırtmak ister misiniz? Open Subtitles حسناً ، هل ترغب في أعادة الحجز في ليلة أخرى؟
    Buna bir anlam yüklemek ister misin yoksa tik falan mıydı? Open Subtitles هل ترغب في تعيين معنى لذلك أم كان مجرد تشنج عصبي؟
    Daha çekici ve kendine güvenen biri olmak ister misiniz? TED هل ترغب في أن تصبح أكثر جاذبية وثقة بالنفس؟
    Şimdiki benlik hiç tasarruf yapmamak ister. TED فالحاضرة لا ترغب في التوفير على الإطلاق.
    Lütfen bana yardım et. Dürüst ol, yardım etmek istiyorsun. Open Subtitles ثق بي وحسب، ولنتحدث بصراحة، أنت أيضًا ترغب في تدريبي
    Tabii eğer karşında duran yeni dostlarınla işbirliği yapmak istersen, orası ayrı. Open Subtitles إلا إذا كنت ترغب في أن تتعاون مع أفضل صديقين لك هنا
    Eğer hayatta ilerlemek istiyorsan o zaman ışıklar ve girişlerden sonra durmayı öğrenmelisin. Open Subtitles ،إذا كنتَ ترغب في التقدم في الحياة .تعلّم الوقوف بعد إشارة ممنوع الدخول
    O cesede benden önce ulaşırsa kendisini tanımayı hiç istemezsin. Open Subtitles لا ترغب في لقائه خاصة إن بلغ تلك الجثة قبلي
    Çocuk istemiyor, ama ameliyat basarisiz oluyor, kadin ölüyor. Open Subtitles لم ترغب في الاحتفاظ بالطفل ولكن العملية فشلت ولقت حتفها.
    Efendim beni işe mi almak istiyor? Hayır demem imkansız. Open Subtitles بدلا من عملك كهاو، هل ترغب في قتل الأرانب لحسابي؟
    Belki sen de onun sana gösterdiği nezaketin karşılığını vermek istersin. Open Subtitles ربما تشعر أنك كنت ترغب في أن ترد له عطفه عليك
    Eğer bir otelde kalmak isterseniz size bir yer ayarlayacağız. Open Subtitles إذا كنت ترغب في البقاء في فندق، سنضعك في الفندق.
    Eğer istemiyorsan, ajanlarımdan sana sokağa kadar eşlik etmelerini isteyeceğim. Open Subtitles وإن لم ترغب في ذلك فيجب أن أطلب من عملائي
    Beğendin mi ha? Open Subtitles كيف كنت ترغب في ذلك، أليس كذلك؟
    Eğer Parkinson Hastalığı'na yakalanma riskini azaltmak istiyorsanız, kafein bir dereceye kadar koruma sağlıyor; kimse nedenini bilmiyor. TED إذا كنت ترغب في تقليل مخاطر الاصابة بمرض الشلل الاهتزازي الكافيين يحمي لحدٍ ما: لا احد يعرف السبب
    Sizinle üst üste iki akşam takılmak istemedi. Çok çok özür dilerim. Open Subtitles حسناً, لم ترغب في قضاء ليلتين متتاليتين معكما, أنا آسف
    Dükkanda beni uyarmak istediğin başka bir ürünün var mı? Open Subtitles أهناك أي منتوج آخر في المتجر ترغب في تحذيري عنه؟
    Bir dahaki sefere, gözünün önüne konulan kanıtı okumak isteyebilirsin. Open Subtitles والمرة القادمة , قد ترغب في قراءة الأدلة الموضوعة أمامك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more