"تصافح" - Translation from Arabic to Turkish

• sıkma
• El
• sıkacaksın

- Hm. Her zaman ünlü birisinin elini sıkma şansımız olmuyor.
ليس كل يوم تصافح شخص مشهور

Bir domuzun elini sıkma! Anlamıyor musun...
لا تصافح يد خنزير مجددا!

Benim elimi sıkma.
لا تصافح يدي

Eve bir uçan daire ve başkanla El sıkışması için bir uzaylı getirebilirdin.
أنت يمكن أن تجلب إلى البيت الطيران الصحن وله أجنبي تصافح مع الرئيس.

"Nasılsınız?" ve El sıkışılır. El sıkışılır, El sıkışılır.
كيف حالك، ثم تصافح الأيدي تصافح الأيدي، تصافح الأيدي

Bir şans daha veriyorum, gidip öğretmenin elini sıkacaksın ve burada olanları unutacaksın, anladın mı?
في المرة القادمة سوف تصافح يد المعلمة وتغلق فمك اللعين حول هذا الموضوع ،مفهوم،

Eğer özrümü kabul edersen El sıkışıp bütün bu olanları unuturuz.
إذا قبلت إعتذارى , أعتقد أننا يجب أن تصافح و سننسى الأمر برمته

El sıkman gerek. Bebekleri öpmen gerek.
عليك ان تكون تصافح الأيدي عليك ان تقبّل الأطفال

Bir dünya şampiyonuyla El sıkışmak istiyorlar imzalı fotoğrafını almak, fotoğraf çektirmek?
إنهم يريدون أن تصافح بطل العالم, يحصلون على التوقيع الشخصي, يلتقطون صورة, هاه؟

Tabi El sıkışmak kanun meraklılarının işi di mi?
حسنا, تصافح الأيدى يكون مثل الالتزام بالقوانين,صحيح ؟ كان هذا اختبارا

Bu arada, birkaç El sıktın, birkaç kelime söyledin, vali oldun, ve sonra da Başkan.
بينما أنت تصافح الأيادي وتقول كم كلمة فتصبح الحاكم ثم الرئيس

Bu adamın elini sıkacaksın. Stotz'un.
أن تصافح ذلك الرجل "ستوتز‫"