"تطعم" - Translation from Arabic to Turkish

    • yem
        
    • besliyor
        
    • besliyorsun
        
    • beslemek
        
    • besleyen
        
    • beslemeyi
        
    • beslediğini
        
    • besleme
        
    • beslediği
        
    • besler
        
    • yiyecek
        
    • beslemeni
        
    • beslemeye
        
    • beslememen
        
    • beslemeyin
        
    Sen onun kalkışını,duş alışını,güvercinlere yem vermesini izledin.Daha ne? Open Subtitles لقد شاهدتها تنهض، تستحم، تطعم الحمامات. ثم ماذا؟
    Sanırım fahişe, sırf beni delirtmek için ufaklığı Hint yiyecekleriyle besliyor. Open Subtitles أتعلم؟ ، أعتقد أن هذه العاهرة تطعم هذا الشئ طعام هندى لكى تضايقنى
    Neden olmasın? Evet, var. Civcivi biberonla besliyorsun. Open Subtitles أجل أجل هنالك صورة أنت تطعم فرخ الدجاج بـ رضاعة
    En azından panayırdan aldığım şeyleri beslemek zorunda değilsin. Open Subtitles على الأقل ليس عليك أن تطعم شيئاً مما ابتعت من المعرض
    Bebeğini besleyen şu kadına bir bak pis, iğrenç, bir kafe köşesinde. Open Subtitles انظر إلى هذه المرأة التي تطعم طفلها، بهذا اللحم الدهني الرخيص المقرف
    - Steve, balığımı beslemeyi unutma, olur mu? Open Subtitles ستيف,أستتذكر أن تطعم سمكتى الأصغر الأليفة؟
    Bu kaset onun, çocuğumu nasıl da direk kavanozdan fıstık ezmesi ve jöleyle beslediğini gösteriyor. Open Subtitles هذا شريط فيديو يظهرها وهي تطعم طفلي الزبدة المخلوطة بالفستق والهلام مباشرة من البرطمان
    Eminim bunu sana ilk defa ben söylemiyorum ama hayvanları besleme ve kızdırma. Open Subtitles انا متأكد اني لست الشخص الأول ... الذي يخبرك ذلك , ولكن لا تطعم هؤلاء الحيوانات بسهولة
    Ama onun küçük evinde üzgün ve yalnız bir şekilde oturduğu, kedilerini beslediği ve Cinayet Dosyası'nın 17 bölümünü art arda izlemeye oturmadan önce tek kişilik yemeğini mikrodalgada ısıttığı gözümün önüne geliyor. Open Subtitles ولكن أتصورها دائمًا جالسة وحدها في شقتها الصغيرة تطعم قططها تسخن عشائها في المايكرويف قبل أن تجلس
    Bahçemizdeydim ve annem... kuşlara yem veriyor ve onların adlarını bana öğretiyordu, kırlangıçlar, serçeler,... Open Subtitles كنت في الحديقة وأمي كانت .. تطعم الطيور وكانت تخبرني بكل أسمائهم.
    İyi geceler. Balıklara yem vermeyi unutma. Open Subtitles طابت ليلتك لا تنسى أن تطعم السمك
    Bakın hele, anne serçe yavrularını nasılda besliyor. Open Subtitles اوه، انظروا العصفورة الام تطعم فراخها
    Madem sen beslemiyorsun, o halde kim besliyor? Open Subtitles اذن... اذا لم تكن تطعم اسماكك من يقوم بذلك؟
    Afedersin. Bu hayvanı neyle besliyorsun? Open Subtitles اعذرني لكن ماذا تطعم هذا الحيوان؟
    O domuzu bizden daha iyi besliyorsun. Open Subtitles انت تطعم ذلك الخنزير افضل من ما تطعمنا
    - Evet Biri köpeğini beslemek için, diğeri de köpeğini yemek için. Open Subtitles لم تطعم كلبك إن كان هناك أحد سيأكل الكلب
    İnsanları arazilerde mısır büyüterek beslemek istiyorsanız, ormanları yok etmek zorundasınız ve burada durağan bir it-çek vardır. TED عليك أن تقطع الغابة المتنوعة بيولوجيا إن أردت أن تحصل على حقل لتزرع الذرة التي تريد أن تطعم الناس بها، لذا فهناك دائما نوع من التدافع.
    Şehir Geliştirme Bakanlığı işte şehri besleyen el o. Open Subtitles وزير تطوير المدن هو اليد التي تطعم المدن
    O parayla bir de 50 kedi beslemeyi dene. Open Subtitles حاول أن تطعم 50 قطّا على هذا النوع من الأموال.
    Teyzenin vahşi timsahları neden beslediğini ben bile merak ederdim. Open Subtitles اللعنة ، اريد ان اعرف لماذا كانت عمتك تطعم التماسيح المتوحشة
    Güvercini besleme. Open Subtitles لا تطعم الحمامة
    Festival esnasında yaşanan bu günde, tanrıların insanları beslediği yaz mevsimi ile bunun karşılığında insanların tanrıları beslediği kış mevsimi arasında değişiklik oluyor. TED يحدث هذا اليوم خلال المهرجان الذي يحتفل بهذا التحول بين موسم الصيف، عندما تطعم الآلهة الناس، وموسم الشتاء، عندما يطعم الناس الآلهة في المقابل.
    Bu yüzden döllenmemiş her yumurtası bir iribaşı besler. Open Subtitles لذا تطعم كل صغير بواحدة من بيضاتها غير المخصّبة.
    Rica ediyorum, köpeğime yiyecek vermesen. Open Subtitles هل يمكن ألا تطعم كلبي؟
    On beş saat o kuşu beslemeni izledim. Open Subtitles خمسة عشر ساعة وأنا أشاهدك تطعم هذا الطير،
    Annem evimizin etrafında duran serserileri beslemeye alışkındı. onu aldık. Open Subtitles أمي كانت تطعم المشردين في منزلنا
    Mort, Scotty'i beslememen mümkün mü? Open Subtitles مورت)، رجاء لا تطعم (سكوتي)؟ )
    Yani, hayvanlarla etkileşime geçme arzusu duyduğumuz her zaman, ki bununla en azından "Hayvanları beslemeyin!" tabelası kadar sık karşılaşılır. TED وهكذا في كل مرة ترغب في التفاعل مع الحيوانات، التي على الأقل في كل مكان مع أن علامة : "لا تطعم الحيوانات"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more