16 yaşında lise birinci sınıf öğrencisi boş havuza balıklama atlamış. | Open Subtitles | تلميذ كان 16 عاما لمجمع دبي للاستثمار في حمام سباحة فارغ. |
Bu sınavın adı Gaokao, ve Çin'de 80 milyon lise öğrencisi bu eziyetli sınava girdi. | TED | يسمى القاوكاو. و 80 مليون تلميذ صيني في المدارس العليا قد أخذوا هذا الامتحان المرهق. |
Bir büyücü ve çırağı hakkındaki efsane. | Open Subtitles | أسطورة عن ساحر كان لديه ..... تلميذ مبتدئ |
Bir öğrencim bunu söyleyeli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | لقد مر وقتا طويلا على أن يقول تلميذ لي شيئا كهذا |
Kendi üniversitemin öğretmen eğitimi fakültelerinde her bir öğrencinin oraya gelip bir rap konseri izlediği bir proje başlattım. | TED | في أقسام تدريب المدرسين في جامعتي، بدأت مشروعا حيث يقوم كل تلميذ يأتي إلى هناك بالجلوس ومشاهدة مهرجانات للراب. |
Okulda hiç bir sorunu olmadı. Herzaman iyi bir öğrenciydi. | Open Subtitles | لم يواجه اي مشاكل في المدرسة كان دائما تلميذ جيدا |
Düşünü yorumda, Wong'un öğrencisi olacak kadar şanslı değilim. | Open Subtitles | اعتقد اننى لست محظوظاً كفاية لاكون تلميذ السيد ونج |
Sırada Bender var, efsane Helmut Spargle'ın öğrencisi. | Open Subtitles | التالي, المتحدي بيندر تلميذ الأسطورة هيلموت سبارجل |
Connors'ın öğrencisi. Dersinde sürekli uyuyan kişi. | Open Subtitles | هذا بيتر باركر تلميذ د.كونر والذى يسقط نائما فى الفصل |
Hayatının sonuna kadar da lisans üstü öğrencisi olarak kalacaksın çünkü sende tutku yok. | Open Subtitles | ستبقى تلميذ متفوق طوال حياتك لأنك لا تملك حماس |
Ama burada çalışırsan Brennan'ın lisansüstü öğrencisi olmayacaksın. | Open Subtitles | صحيح, ولكن إذا كنت ستعمل هنا لن تكون تلميذ برينين بعد الآن |
Ne? Wong'un çırağı burada diye korktun mu yoksa? | Open Subtitles | لقد تراجع لمجرد ان تلميذ ونج هنا . |
Robert adında bir öğrencim vardı. Bill Harris (Terapist) Robert eşcinseldi. | Open Subtitles | كان لديّ تلميذ اسمه روبرت وكانت أخلاقه شاذة |
Ayda bir milyon öğrencinin kullandığı bir siteye sahibiz, günlük 100den 200,000e kadar giden bir sırada izlenme değerimiz var. | TED | لدينا مليون تلميذ شهرياً يستخدمون الموقع يشاهدون 100 إلى 200 ألف فيديو يومياً |
Çok iyi öğrenciydi ama kelime oyunlarını çok severdi. | Open Subtitles | تلميذ جيد جداً , لكنه أيضاً يحب التلاعب بالكلمات كثيراً |
Ayrıca çok da başarılı bir öğrencidir. | Open Subtitles | كما أنه تلميذ جيد حقا , |
Kadınların dansa uygun görüldüğü bir anlayışta, öğretmenimin ilk erkek öğrencisiyim ve Kamboçya' nın ilk eş cinsel dans kumpanyasını kurdum. | TED | انا اول تلميذ ذكر لمعلمتي في تقليد مشهور بأنه للإناث و أسست أول شركة كمبودية للراقصين المثليين |
Gizli bir örgüt olarak 80 kız çocuğuna eğitim sağladık. Aralıksız olarak 3000 çocuğu yeraltında eğittik. | TED | فقد نزلنا تحت الأرض ووفرنا التعليم لحوالي 80 تلميذةً، فكان لدينا 3,000 تلميذ تحت الأرض، وواصلنا تقديم التدريب. |
Biz aynı okuldanız ama sen kötü bir öğrencisin. | Open Subtitles | نحن من نفس المدرسة لكنك تلميذ سىء |
Sen tarihin öğrencisisin oysa şahsen ben daha yeni bir renkten hoşlanıyorum. | Open Subtitles | أنتَ تلميذ للتاريخ أنا شخصيًا أستمتع أكثر بالألوان الحديثة |
Bay Stamper, ölen Doktor Kaufman'ın öğrencisidir. | Open Subtitles | سيد (ستامبر) تلميذ الراحل الدكتور (كوفمان) |
Barry Leonard'ın öğrenci olması dışında. Kim bir öğrenciye suikast düzenler? | Open Subtitles | عدا أن باري لينارد كان تلميذاً من يرغب باغتيال تلميذ ؟ |
Ayrıca benden çok kötü talebe olur. | Open Subtitles | وأيضاً، أعتقد أني سأكون تلميذ سئ جداً. |
Seni tanıyorum. Kocamın öğrencilerinden birisin değil mi? | Open Subtitles | أنا أعرفك أنت تلميذ زوجي، صحيح؟ |
Bu gibi testlerde iyi olup, okul notlarının bu durumu yansıtmaması, genelde, çocuğun kendisini okula tam olarak vermemesindendir. | Open Subtitles | عندما يؤدي تلميذ جيداً لكن لا تعكس درجاته هذا، بمعظم الأحوال، يكون الأمر أنه لا يُتحدى بالتعلّم في مدرسته، |