| Yüzüme en incitici homofobik hakaretleri ettiğinde bile biliyorum ki gerçekten önemsiyorsun. | Open Subtitles | حتى عندما تلقي أفضع الشتائم المثلية تجاهي، أعرف أنك تهتم بي حقاً |
| Onun için kariyerinden vazgeçebildiğine göre ona çok değer veriyor olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك تهتم بها كثيراً حتى تتنازل عن عملك من أجلها |
| O önemli değil, sadece bir rehine. Bizi bir yere ulaştırmaz. | Open Subtitles | كلا، هي لا تهتم إنها مجرد رهينة، ليس هنالك ما يقودنا |
| Bu insanları neden umursuyorsun Niles? | Open Subtitles | أوه نايلز , لماذا تهتم حتى بهؤلاء الناس؟ |
| Yani, eğer Julia Shumway kocasını öldürdüğünü duyarsa umrunda olmaz öyle mi? | Open Subtitles | اذاً انت لن تهتم ما اذا عرفت جوليا شوموي بأنك قتلت زوجها |
| Size kartımı vereyim. Kartı Boş ver. | Open Subtitles | دعنى أعطيك أحدى بطاقاتى لا تهتم بالبطاقة |
| Hayvanlar birbirlerini gerçekten önemsiyor ve hatta belki seviyorlar. | TED | وهي أن الحيوانات يمكنها أن تهتم بعمق لبعضها البعض، ربما حتى هم يحبون بعضهم البعض. |
| O insanların ne düşündüğünü umursamıyor ama korkarım ki ben umursuyorum. | Open Subtitles | إنها لا تهتم أبدًا بما يفكر به الناس، ولكن أنا أهتم |
| -Onu benden daha çok önemsiyorsun. -Öyle olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنك تهتم بها أكثر مني أنك تعلمين الحقيقة |
| Bender, o kaplumbağa senin değil ki. Neden bu kadar önemsiyorsun? | Open Subtitles | السلحفاة ليست نفسك يا بيندر لماذا تهتم لأمرها ؟ |
| Neden olduğunu anlamıyorum, ama görünüşe göre hayvanlara kendinizden daha çok değer veriyorsunuz. | Open Subtitles | لا أفهم لماذا لكن يبدو أنك مهتم بالوحوش أكثر مما تهتم بسلامتك الخاصة |
| Aşktan hiç anlamaz ona değer verilmesi ve bunun abartılarak gösterilmesinden. | Open Subtitles | يمكنك أن تهتم به و تريد أن تظهره فى شكل كبير |
| Beni hasta ediyorsun. Yaptıklarını onayladığımı duymak senin için önemli değil demek? | Open Subtitles | ألا تهتم بأن تسمع أننى أوافقك على ما تفعله ؟ |
| Kimi üzdüğüm önemli değil. Sorularınız yanıtlansın yeter. | Open Subtitles | لا تهتم بمن أقوم بأيذائه طالما أجاوب على أسئلتك |
| - Neden umursuyorsun? Umursamıyorum! | Open Subtitles | لا اهتم لا اهتم البته , لكنك انت الذي تهتم |
| (Kahkahalar) (Alkışlar) Irkınız doğanın umrunda değil. Irk denen şey zaten insan yapısı. | TED | ضحك تصفيق ترى، الطبيعة لا تهتم عن عرقك هذا من صنع الإنسان. |
| Cümleyi Boş ver şimdi. Şuradaki nasıl? | Open Subtitles | لا تهتم بهذه العبارة، بل اهتم بتلك الجميلة التي تقف هناك |
| Evet, akıllı, güzel ve gerçekten beni önemsiyor. | Open Subtitles | لقد كانت ذكية،و جميلة، و كانت حقاً تهتم لأمري. |
| Çoğu mağaza antikaların restorasyonunu umursamıyor. Yenisini almak daha ucuz. | Open Subtitles | معظم المحلات لم تهتم لتخزين العرائس كان الارخص شرائها جديدة |
| Bana, beni önemsediğini söylemeni istiyorum, tek istediğim şey bu. | Open Subtitles | أريدك ان تخبرني بأنك تهتم بي . هذا ما أريده |
| Belki de bir silah sahibi olarak şunu da sormalısınız: Akıl sağlığıma dikkat ediyor muyum? | TED | ربما كمالك سلاح، عليك أيضا التساؤل عما إذا كنت تهتم بصحتك العقليّة؟ |
| Çünkü sen de tıpkı rozeti olan diğer burnu büyükler gibi hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi umursamıyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تهتم بأي شيء او اي شخص فقط مثلهم جميعاً , رجال ضخام مع شاراتهم |
| Aptal elklerle benden fazla ilgileniyorsun, annem de sürekli çalışıyor. | Open Subtitles | انت تهتم بخصوص الايائل السخيفة اكثر منيّ وامي دائما تعمل |
| Sadece kendi fikirlerini umursuyor ve sadece kendi sesini duyuyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تهتم سوى لأفكارك أنت ولسماع نفسك وأنت تتكلم |
| Eğer istemiyorsan, niçin konuşmaya Zahmet ediyorsun? | Open Subtitles | لو أنك لا تستطيع أن ترى اختلافا فلماذا تهتم بهذا الحديث؟ |
| Nasıl önemsediğin birinin gözlerinin içine baka baka ona yalan söylersin? | Open Subtitles | كيف تستطيع النظر في عيني شخص تهتم لأمره وتكذب عليه ؟ |