Jack, Jill ile karşılaştığı zaman bunu itibari değeri ile ele aldı. | Open Subtitles | عندما جاك قابل جل كان الوجه هو اكبر قيمة في ذلك اللقاء |
Jill, şehre gelirseniz bize uğrayın. Evet, bugün bir oyuna gideceğiz. | Open Subtitles | جل , عليكم ان تأتوا للمدينة و تقابلونا سنذهب لمشادهة مسرحية |
Evet öyle dedim. Gil yanlış saymış olmalı, hepsi bu. | Open Subtitles | بالطبع أنا عملت. "جل" يجب أَن يكون أخطأَ فى العد،هذا كل ما فى الأمر. |
Bak, dostum, kumar Gil'i geri getirmeyecek. | Open Subtitles | إسمع يا صاحبي، القمار لن يعيد جل. |
Tek söylediği baş ağrısı olduğu. Başka kimse de bir şey demiyor. | Open Subtitles | جل ما تخبرني ان لديها صداع لا أحد يريد اخباري أي شئ |
Arkadaşım parasını ödemeden biraz saç jölesi ve... | Open Subtitles | لقد هرب صديقي من هنا بدون ان يدفع مقابل القليل من جل الشعر |
tüm söylemek istediğim, ekonomi ve topluluklarımızı bunu aklımızda tutarak tasarlamalıyız. | TED | جل ما أعنيه هو، أن علينا تصميم اقتصادنا ومجتمعاتنا بأخذ ذلك في الاعتبار. |
Jill Bolte Taylor 'ın geçen yılki sunumundan esinlenerek buraya bir insan beyni getirmedim ama bir litre kemik iliği getirdim. | TED | الآن، ملهما من حديث جل بولت تيلور العام الماضي لم أحضر دماغا بشرية ولكنني أحضرت لتراً من نخاع العظام |
- Hey, Jill. Bak, bir süre kalacak yere ihtiyacım var. | Open Subtitles | - مرحبا جل , انا احتاج لمكان للمكوث فيه لبعض الوقت |
Ben Jill Armstrong. Kızınızın İngilizce öğretmeniyim. Derslere gelmemeye başladı. | Open Subtitles | لا.لا.انا جل امسترونغ انا مدرسة بنتكِ الانكليزي |
Ve Jill Tarter ordaydı ve bana döndü ve The Exorcist’ deki kız gibi bana baktı. | TED | جل ترتر كانت موجودة هناك أيضاً، فالتفتت إلي، ونظراتها لي كانت تشبه نظرات الفتاة من فيلم "طارد الأرواح الشريرة". |
Gil arkadaşındı ve onu özlüyorsun, biliyorum-- | Open Subtitles | جل كان صديقك وأنت تشتاق له، أعرف.. |
Kearns'ün Göz Kırpan Motoru dediğim ilk versiyonlardan biriyle ortağım Gil Previck'le birlikte, otoparklarına gittiğim o sıcak yaz gününde henüz her şeyi bilmiyorlardı. | Open Subtitles | لم يعرفوا كل شئ عن ذلك اليوم الصيفي الحار بأنني ظهرت في باحتهم مع شريكي، جل بريفك وعينة بما كنا ندعوه مشروع ماسحة، عين كيرنس |
Hangi köpek "Hey, Gil Lim On" der? | Open Subtitles | أي نوع من الكلاب ينبح " يا جل تانج جا " ؟ |
Şu ana dek Tek yaptığın bu adamların hayatını kurtarmak. | Open Subtitles | جل ما فعلتيه حتى الآن هو إنقاذ أرواح هؤلاء الرجال. |
Yapacağınız Tek şey onu getirip, 24 saat için tutmak. | Open Subtitles | جل ما عليكم فعله هو إحضاره وحجزه لمدة 24 ساعة. |
Beni hiç ağlarken görmemiştin, şu aralar Tek yaptığım bu. | Open Subtitles | لم تريني ابكي من قبل والآن هذا جل ما افعله |
Dep bir saç jölesi markası. | Open Subtitles | المغطسون في جل الشعر و مرة أخرى أنا أسخر من |
Arkadaşım, Daniel Batson, tüm ömrünü insanları laboratuvarda karmaşık durumlara sokarak geçirdi. | TED | قضى صديقي دانيال باستون جل حياته مخضعاً الناس لتجارب معملية في ظروف شديدة التعقيد. |
Sonra Bütün günü çocukluk hayalimi yaşayarak yani ormanda bu ayının peşinde dolanarak geçirdim. | TED | ومن ثم قضيت جل ذلك اليوم وانا اعيش حلم الطفولة وانا اسير بالقرب من الدب عبر الغابات |
Uzman Lee Yoon Sung, sen de mi Chanel duş jeli kullanıyorsun? | Open Subtitles | بروفيسور لي يون سونق، أنت تستخدم جل الاستحمام من ماركة شانيل أيضًا |
Elbise giydim, saçımda jöle var. tüm gece uyumadım çok açım, silahlıyım. | Open Subtitles | انني مرتديه فستان ولدي جل في شعر ولم انام |
Hemşire Gill'i de arayacak. Her şey güzel olacak. Her şey güzel olacak. | Open Subtitles | هو سوف يتصل بالممرضة ( جل ) ايضاً كل شيئ سيكون على مايرام ، كل شيئ سيكون على مايرام |
Duşta ise, su aktifli jel temizleyici. | Open Subtitles | أثناء الاستحمام أقوم باستخدام جل مائي منظف |