"حافل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yoğun
        
    • büyük bir
        
    • uzun
        
    • dolu
        
    • yorucu
        
    • önemli
        
    • yoğunum
        
    • meşgul
        
    • meşgulüm
        
    İkimiz içinde oldukça yoğun bir gün oldu. Evlenmek göründüğü kadar kolay değil. Open Subtitles كان يوم حافل و مرهق, الزواج ليس سهلا كما يبدو
    Galiplerin bu ilk toplantısı, yoğun bir gündeme sahip. Open Subtitles هناك جدول أعمال حافل ينتظر أول لقاء للمنتصرين
    Yarın yoğun bir gün. Gidip biraz uyu. Open Subtitles ,أسمع, لدينا يوم حافل غداً لذا إخلد إلى النوم
    Yarın büyük bir gün olacak, o yüzden eve gidiyorum ben. Open Subtitles هي يارجل , لدي يوم حافل غدا لذلك سأتوجه للمنزل الان
    uzun bir suç geçmişi var. Gasp, şüpheli kaçırma olayları. Bu adamla evli. Open Subtitles لديها تاريخ حافل بالعنف والإبتزاز ومشتبه بها بالإختطاف
    Evet benim küçük haydutlarım, dolu dolu bir gün geçirdiniz. Open Subtitles حسنا ، يا لصوصي الصغار ، كان لدينا يوم حافل.
    Takdir edersiniz ki Bay Brand yorucu bir gün geçirdi. Open Subtitles هذا يكفي ، كما يمكنكم أن تتخيلو ، فان السيد براند كان لديه يوم حافل
    yoğun dakikalar, yoğun saatlere ve günlere dönüştü. Open Subtitles دقائق العمل أصبحت ساعاتُ للعمل، وأصبحتْ ساعات العمل يوم حافل بالعملَ.
    - Bunun için üzgünüm. - Yo, yo, bugün çok yoğun bir gündü. Open Subtitles آسف لضغطك لا، لا، لقد كان يوم حافل جداً بالعمل
    Yarın fazlasıyla yoğun bir sabah olacak. O yüzden sizler uyanmadan çıkmış olacağım. Open Subtitles لديّ صباح حافل يوم غد، لذا سأرحل قبل جلوسك والصغيرين
    Onu ameliyata almak için uğraşıyoruz ama çok yoğun bir gün geçiriyoruz. Open Subtitles نحن نحاول تجهيز غرفة العمليات لكنه كان يوم حافل.
    Önümüzde çok yoğun bir gün bizi bekliyor, bu yüzden canlı gözükmeye çalış. Open Subtitles أمامنا يوم حافل لذا حاول أن تبدو على قيد الحياه
    Madison Avenue'daki yoğun bir günün ardından eve geldiğine göre, ...bence biraz dışarı çıkıp yemek filan yemelisiniz. Open Subtitles والآن بما أنك عدت من يوم حافل في جادة ماديسون، أعتقد بأن عليكما الخروج وأكل العشاء.
    Dr. DePaul ile çok yoğun bir günümüz ama... Open Subtitles أنا والدكتورة ديبول لدينا يوم حافل جداً.
    Tatlım çok yoğun bir gün geçirdim yüz kremimi sürmeyi unutmuşum. Open Subtitles يا حبيبتي لقد كان يوم حافل نسيت أن أضع الكريم على وجهي
    New York'ta da büyük bir karşılama bekliyor olacak. Open Subtitles سوف يكون هناك استقبال حافل في نيويورك أيضا
    Teşekkür ederim, Jag. Yarın önümüzde büyük bir gün olacak. Open Subtitles شكرا يا جاك الكبير سوف يكون غدا يوم حافل
    İnsan hakları ihlalleriyle dolu uzun ve yoğun bir günden sonra kendimi bu civarlarda buldum ve eski uğrak mekanımın senin iletişim kurma çabanın en hafif tabirle sınırlı olduğunu da göz önüne alırsak ne durumda olduğuna bir bakmak için uğrayayım dedim. Open Subtitles بعد يوم حافل وطويل من الإنتهاكات المدنية وجدت نفسي في الحي ومجبر على الزيارة فقط لأرى الأوضاع الجارية في مناطقي القديمة
    Eğitimli bir mühendis ve tahrip uzmanı, terörizm konusunda dünya çapında uzun bir geçmişi var. Open Subtitles إنه مهندس مُدرب و خبير تفجير وتاريخه حافل مع منظمات الارهاب العاليمة.
    Bugün oldukça dolu bir programımız olduğunu takdir ediyorum, şimdi çekilebilirsiniz. Open Subtitles والآن , بما أننى أقدر أن لديكم جدول حافل اليوم لديكم إذنى بالذهاب
    O gün çok yorucu geçmişti. Open Subtitles كَانَ يوم حافل جداً، جداً بالعمل.
    Yarın önemli bir gün benim için. Beyler siz iyi zaman geçirin. Open Subtitles بجانب أن لدي يوم حافل غداُ ولكن هيا تمتعوا أنتم بوقت رائع
    Size yardım edemem. Bugün çok yoğunum. Bütün gün eleme yapacağım. Open Subtitles لا يمكنني مساعدتكم يا جماعة, لدي يوم حافل جداً, إني استقبل أداء الناس طوال اليوم
    Bugün meşgul olduğunuzu duydum. Open Subtitles سمعتُ إنه كان لديك يوم حافل بالعمل.
    Vermem gereken bir karar var ve bugün çok meşgulüm. Open Subtitles هناك قرار يجب اتخاذه و يومي حافل جداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more