"حدسي" - Translation from Arabic to Turkish

• İçgüdülerim
• içimden
• İçimden bir
• sezgilerim
• içgüdülerime
• İçgüdüm
• hislerim
• önsezi
• içimdeki
• sezgilerimi
• İçgüdü
• Önsezim
• hislerime
• içgüdülerimi
• İçimdeki ses

Ve içgüdülerim ona inanmamı söylüyor. İçgüdülerim yalan söylemiyor, diyor.
وحدسي يقول لي صدقيه، حدسي يقول لي أنه لم يكذب

Tek bildiğim, içgüdülerim bana bir şeylerin yanlış olduğunu söylüyor.
كلّ ما أعرفه أن حدسي يخبرني أنّ هناك خطب ما

Patron, içimden bir ses kızın evli bir erkekle ilişkisi olduğunu söylüyor.
أيها الرئيس، حدسي يقول لي انها كانت على علاقة مع رجل متزوج

İçimden bir ses, bu adamı kontrol etmekte zorlanacağız diyor.
ينبئني حدسي بأننا سنواجه صعوبة في السيطرة على هذا الرجل.

Pekala, şu anda sezgilerim bütün yol boyunca Mariah Carey dinleyeceğimizi söylüyor.
حسنا , حدسي يقول بأننا سنستمع الى مرايا كاري في طريق العوده

Bir hastanın hayatını içgüdülerime dayanarak acemi bir cerraha veremem.
لن أضع حياةَ مريضٍ بين يدي جرّاحٍ مبتدئٍ بناءً على حدسي

İç güdülerim asla yanılmaz. Şu an içgüdülerim şöyle haykırıyor: Cinayet.
و حدسي لا يكذب أبدا و أنا اقول لك انه جريمة

Biliyorum, biliyorum ama içgüdülerim onun da bir kurban olduğunu söylüyor.
أنا أعرف، أنا أعرف، ولكن حدسي يقول لي انه هو الضحية في كل هذا.

İçgüdülerim bana, ölümle cebelleşen arkadaşının hayatının bir diş macunu tüpü tarafından kurtarılamayacağını söylüyor.
أن حدسي يخبرني أن زميلك ، الذي في خطر لا يمكن إنقاذه بواسطة أنبوب معجون أسنان

İçgüdülerim onunla evli kalmamı söylüyor ama sence ne yapmalıyım?
حسناً، حدسي يقول لى أن أظل متزوجاً منها. ماذا تعتقد أن أفعل؟

içimden bir ses ona güvenmemem gerektigini söylüyordu ama yine de güvendim.
حدسي أخبرني أن ليس علي الثقة به لكني فعلت

İçimden bir ses olmaz diyor ama aynı zamanda içim açlıktan kırılıyor.
حدسي يخبرني أن أرفض ولكن أمعائي تشعر بالجوع

Evet, içimden bir ses açlıktan ölmeyeceğini söylüyor. Haksız mıyım şef?
ينبئني حدسي بأنك لن تموت جوعاً، أليس كذلك؟

Ama tanışsaydık, beni özel yapan şeyleri bilirdin sezgilerim, empatim ve kalbim gibi.
لكننا لو كنا كذلك ، لعرفت مايجعلني مميزة حقًا هو حدسي وعطفي وقلبي،

Ama içgüdülerime göre, bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu düşündüğümü söylemezsem işimi yapmış olmam.
ولكنّ سيكون هذا تقصيرٌ من جانبي إذا لم أخبركِ حدسي يُخبرني أن هذا الأمر يشوبه الرّيبة

İçgüdüm diyor ki, bunlardan birisi diğerlerini öldürüyor böylece parayı kendisine saklayacak.
حدسي هو ان واحداً منهم قتل زملائه السابقين حتى يُـبقي المال لنفسه

Daha önce de söylemiştim, hislerim bana bir şey söylüyorsa buna güvenirim.
قلت من قبل: عندما يخبرني حدسي بأن هناك شيء مريب أثق به

Tamam, bir önsezi üzerine gidiyorum ama bu bilgiyi nereden aldığımı sormaman gerekiyor.
حسناً! أتبع حدسي لكن لا تسألني أنّى لي معلوماتي

Çok üzgünüm, dev adam. Benim suçum. İçimdeki sese kulak vermedim.
اعتذر عن ذلك أيّها الضخم، إنّه خطأي، لقد تصرّفت ضد حدسي.

Bana kendi sezgilerimi dinlemeyi sen öğrettin.
علمتني بنفسك فقط ان استمع الى حدسي الخاص

Kuzeye ilerleyip yolunu kes. Benimkisi sadece içgüdü.
اتّجه شمالًا وحاول ردعه، هذا ما ينبّئني به حدسي.

Önsezim doğruysa düşüş bitmiş demektir.
ولكن إذا كان حدسي صحيح، الركود قد انتهى.

Kadınsı hislerime karşılık bir gecelik yatak.
سأتبادل معك ... . حدسي الأنثوي مقابل سرير لهذة الليلة

Bölüm değiştirdim, yuvarlak testere aldım ve kendime içgüdülerimi takip edeceğime dair söz verdim.
أردتُ تبديل الأختصاص و شراء منشار دائري و وعدتُ نفسي بأنني سأتبعُ حدسي مهما كلف الأمر

İçimdeki ses oğlumun ciddi bir sorunu olduğunu söylerken bunu nasıl duymazdan gelirim?
كيف أتجاهل حدسي الذي يخبرني بأن هناك مشكلة حقيقية لدى ابني؟