"حزين" - Translation from Arabic to Turkish

    • mutsuz
        
    • üzgünüm
        
    • hüzünlü
        
    • üzüldüm
        
    • acıklı
        
    • üzülüyorum
        
    • kötü
        
    • kederli
        
    • acı
        
    • zavallı
        
    • yas
        
    • üzüntü
        
    • üzüyor
        
    • mutsuzum
        
    • üzülüyor
        
    Düşündüm de belki işler istediğin gibi gitmezse, kızgın ve mutsuz olurdun. Open Subtitles اعتقدت ربما إذا لم تقم بالأمر كما تريد ستكون حزين و تعيس
    Ejder demiş ki; üzgünüm çünkü senin gibi olmak istiyorum fare. Open Subtitles قال التنين: أنا حزين لأنني أريد أن أكون مثلك أيها الفأر
    hüzünlü bir barış sabahın getirdiği. Güneş, kederinden gösteremiyor yüzünü. Open Subtitles أتى الصباح معه بسلام حزين ولم تطل الشمس برأسها حزناً
    Buna üzüldüm. Hep sizin uyumlu bir çift olduğunuzu düşünürdük. Open Subtitles أنا حزين لسماع هذا نحن نعلم أنك لطيف في معاملة الأزواج0
    Ne büyük ziyan. Ne kadar acıklı, özürlü, zararlı. Bay Cross eksik sayfalar var bu anlaşma geçersiz. Open Subtitles انا حزين هناك شيء مفقود فى هذه الاوراق عديمة الفائده
    Hayır canım, senden bu kadar ayrı kalacağım için üzülüyorum. Open Subtitles كلا، عزيزتي، أنا حزين فقط لأنني سأبتعد عنكم لوقت طويل.
    Hiç bir zaman suratını asma, bu sadece kötü haberler getirir. Open Subtitles لا يمكنني تصديق هذا. لاتذهب بوجه حزين سيحمل فقط الأخبار السيئة.
    Kariyerinden kalan son parçalara tutunan mutsuz, egoist, vasat bir aktör. Open Subtitles رجل حزين واناني يتشبث بآخر ما تبقى له من حياته المهنية
    -Bir tek bana güveniyor. -Zavallıcık, ne kadar da mutsuz. Open Subtitles انه يثق بى انا فقط يبدو حزين , يا للمخلوق المسكين
    Çocuk, bu ödüllendirilen yalanlar sisteminde öyle uzmanlaştı ki, kimse bu sessiz çocuğun nasıl mutsuz bir çocuğa dönüştüğünü fark etmedi. Open Subtitles أتقن لعبة الكذب التي كانت تكافئه جيدا لم يلاحظ أحد بأن الطفل الهادئ ذاك كان قد تحول الى طفلٍ حزين
    Gerçeği bilmek istemediğin için üzgünüm, ne? Open Subtitles حسنُُُ، أنا حزين بأنك لاتريد معرفة الحقيقة ماذا؟
    Gidiyorsun diye gerçekten üzgünüm. Open Subtitles أتعلمين يا أمي, لا أستطيع تصديق ذلك ولكني حزين نوعا ما لرؤيتك تذهبين
    Light çok üzgünüm ama arkadaş olamazdık. Open Subtitles لايت أنا حزين جداً لا يمكن أن نكون أصدقاء
    Sosyal hayatımı açığa çıkaracaksan, çok hüzünlü bir manzara görürsün. Open Subtitles إن كان هذا رأيك في حياتي العامة فإنه حزين جداً
    Ve dördüncünün öyle hüzünlü bir adı var ki söylemeye dilim varıyor. Open Subtitles و الفلم الرابع يمتلك عنوان حزين للغاية لدرجة أنّي لا أستطيع نطقه
    Marquet ayrıldığını söyledi. Bunu duyduğuma üzüldüm. Open Subtitles ماركويت أخبرنى أنك تركت هذا عملك أنا حزين لسماعى هذا
    Hepsi harika bir spor filminde toplanmış bir dostluk filmi, bir spor masalı, acıklı bir filmdi. Open Subtitles فيلم صديق,قصة رياضية, فيلم حزين وعاطفي كل هذا ملتف داخل فيلم رياضي عظيم مستضعف
    Tüm gençliğini kendi insanlarından uzakta ve yalnız geçirdiği için üzülüyorum. Open Subtitles أنا حزين لأنّه عاش بعيداً عن قومه وتربى وحيداً.
    Pek kötü, çok yazık. Şimdi beni geri gönder, balık parmaklı. Open Subtitles هذا سيء و حزين أرسليني للأعلى ، يا صاحبة أصابع السمك
    Böyle kederli bir günde, beyler, ticaret yapılmak zorunda. Open Subtitles إنه ليوم حزين أيها السادة يجب أن تتخلله تجارة
    Ve onun karanlık, acı dolu tohumunu bu dünyaya getiremeyeceği için minnettarım. Open Subtitles وانا ممتن لذلك هو لن يتحمل . انه حزين, البذرة المظلمة تثمر
    zavallı küçük köpekçik kapının kenarında oturmuş onun eve gelmesini bekliyor. Open Subtitles انه كلبٌ حزين واقفاً امام الباب ينتظرها لأن ترجع إلى المنزل
    Pete'in intiharının cevabını bulamayan, yas tutan bir topluluktu. Hiçbir cevap yok. TED في مجتمع حزين والذي لم يكن يملك أي أجوبة عن أسباب انتحار بيت، لا جواب على الإطلاق
    Beş polis memurunun bu sabah rüşvet almak ve uyuşturucu işine karışmaktan suçlandığını duyurmaktan üzüntü duyuyorum. Open Subtitles أنا حزين للإعلان هذا الصباح عن لائحة الإتهام على خمس ضباط شرطة بتهم الرشوة و التعامل مع المخدرات.
    Çünkü her sözümü dinliyormuşsunuz gibi gelmiyor bu da beni fazlasıyla üzüyor. Open Subtitles لاني اعتقد بأنكم لا تطيعون اوامري طوال الوقت وهذا يجعلني حزين جداً
    Olmamı isteyebileceğinizden daha mutsuzum. Open Subtitles أنا حزين كما كنتِ تريدين دائماً أن أكون.
    Bir daha sizinle görüşemeyeceği ve doktoru değişeceği için üzülüyor. Open Subtitles هو حزين بشأن عدم رؤيته لكِ مجددًا و تغيير أطباءه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more