Fakat yolculuğumun, büyüten ve rahatsız edici tek bölümü annemle evdeki hayatım değildi. | TED | لكن حياتي مع أمي في البيت لم تكن الجزء الوحيد الشاق في حياتي. |
Böylece tüm hayatım boyunca tamamen hayal ettiğim yolu çizebildim. | TED | وبذلك كنت قادرة على أن أحلم أحلام اليقظة خلال حياتي. |
Böylelikle 18 ay önce hayatımı değiştiren bu maili aldım. | TED | هكذا قبل 18 شهرا وصلت هذه الرسالة التي غيرت حياتي. |
Ama hayal gücüm mesleğim olmadan çok önce, hayatımı kurtardı. | TED | لكن في السابق كان خيالي هو إجازتي، خيالي أنقذ حياتي. |
Bu yüzden eğer seksen yaşını görecek kadar yaşarsam hayatımın elli yılını özetleyen beş saatlik bir videom olacak. | TED | اذا لو عشت حتى 80 سنة من العمر، سيكون فيديو من خمس ساعات التي تلخص 50 عاماً من حياتي. |
Güzel sanatlar eğitimim hayatımın en iyi dokuz buçuk yılıydı. | TED | درجتي في الفنون كانت أفضل 9 سنوات ونصف في حياتي |
Ve hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim. | TED | و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي |
Korkularımla yüzleşerek ve korkularımı aşacağım cesareti bularak hayatım olağanüstü bir hâl aldı. | TED | عندما واجهت مخاوفي ووجدت الشجاعة التي تدفعني للأمام، أقسم بأن حياتي أصبحت استثنائية. |
- Hayır baba. Küçük köhne bir ofiste hayatım boyunca tıkılıp kalamam. | Open Subtitles | لا أستطيع تقبل أن أكون محاصراً لبقية حياتي وراء مكتب صغير قذر |
hayatım boyunca burada yaşadım. Adımı ve ailemi düşünmek zorundayım. | Open Subtitles | انا عشت هنا طوال حياتي لدي اسمي وعائلتي لأفكر بشأنهم |
20 yaşındayım ve tüm hayatım boyunca bu şehirde yaşadım. | Open Subtitles | عمري 20 سنة, ولقد عشت في هذه المدينة كل حياتي |
Ve eğer hayatımı bir söze göre yaşadıysam, o söz budur. | TED | وإذا عشت حياتي بأي نوع من العقيدة، فمن الأرجح أنها تلك. |
Ama gerçek şu ki, şu ana kadar ve şu an da dahil hayatımı toplum önünde konuşma korkusuyla sürdürdüm | TED | ولكن الحقيقة هي أنني عشت حياتي حتى هذه اللحظة، بما فيها هذه اللحظة، في خوف قاتل من التحدث أمام الناس. |
Böylece, hayatımı insanları birbirinden ayıran bu duvarları yıkmaya adadım. | TED | وبالتالي، قررت أن أكرس حياتي لهدم الجدران التي تفصل الناس. |
Bu resimde, hayatımın gerçek meleği olan annem ile birlikteyim. | TED | ها أنا مع والدتي والتي هي ملاك حقيقي في حياتي. |
Selam. Size hayatımın en güzel gününden 30 saniye göstermek istiyorum. | TED | مرحبًا. أود أن أريكم 30 ثانية من أفضل يوم في حياتي. |
Böylece tam olarak iki hafta önce kesinlikle hayatımın en olağanüstü seyahati olan, Ağabeylerle 6 hafta geçirdikten sonra geri döndüm. | TED | منذ حوالي أسبوعين عدت بعد قضاء ستة أسابيع مع الأخوان المسنين الأمر الذي كان بشكل واضح الرحلة الأكثر إثارة في حياتي |
Bugün, size hayatımda bunu neden yapmak istediğimi ve neler öğrendiğimi anlatmak istiyorum. | TED | واليوم أريد أن أخبركم لماذا قررت أن أفعل ذلك في حياتي ومالذي تعلمته |
O uçağı çağırmak hayatımda verdiğim en zor kararlardan biriydi. | TED | طلب تلك الطائرة كان واحدا من أصعب القرارات في حياتي. |
Bugün zaten onunla tüm hayatıma yetecek kadar beraber oldum. | Open Subtitles | لقد كنت معه وقتاً طويلاً اليوم وقت يكفي لبقية حياتي |
hayatımdaki en önemli şey de bu sırada meydana geldi. | TED | وهو أهم شيء في حياتي حدث أيضاً في ذلك الوقت. |
Öyle olabilir, ama 2000 senesinin başlangıcıyla hayatımdan çıkmış olacak. | Open Subtitles | وإن يكن، ولكنه سيخرج من حياتي بدءاً من العام 2000. |
Ama bu evlilik, benim hayat tarzımı çok da değiştirmeyecek. | Open Subtitles | لكن تعلمَين، هذا الزواج لن يغير من أسلوب حياتي الحاليّ |
Bu yaratıklarla daha önce karşılaştık ve hayatta kaldık. Chaka benim hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | لقد تعايشت مع هذه المخلوقات من قبل شاكا بنفسه , قد أنقذ حياتي |
Sahip olduğum birazcık sosyal hayatı elimden alıp öldürmenin keyfini sür. | Open Subtitles | حسناً ، تمتّعي باليوم علماً أنّكِ أخذتِ القليل من حياتي الإجتماعيّة |
Bir düşman beni en yakın arkadaşımın vahşi saldırısından kurtarmıştı. | Open Subtitles | عدوي أنقذ حياتي ولكن القاتل العنيف قتل أحد أعز أصدقائي |
Sevgisizlik çok şey yapar ve onun sevgisizliği alabilir canımı ama asla lekeleyemez âşkımı. | Open Subtitles | .. و لا تعزيه في هذه الدنيا و قسوته قد تنهي حياتي . و لكنها لن تدنس حبي |
Bunu çoktan yaptın zaten, ...bu yüzden yaşamımı biraz daha güzelleştirmeye ne dersin? | Open Subtitles | حسناً, أنتي بالفعل تفعلين ذلك, لذا ما رأيك أن تجعلي حياتي أفضل قليلاً؟ |
Oğlum, yaşamım boyunca şimdiye kadar hiç bir şey istemedim. | Open Subtitles | بني.. طوال حياتي لم أطلب أبداً شيئاً لنفسي، حتى الآن |