| Şimdi öğlen güneşinde dışarı çıkmış deli İngilizler gibi görünmeliyiz. | Open Subtitles | سوف نقلد الرجل الانكليزي المجنون, الذي خرج في وقت الغداء |
| Burayı kolladığı için ona teşekkür ettim ve bağıra çağıra gitti. | Open Subtitles | لقد خرج من هنا يصرخ ويصيح وتعرض علي الشكر على الإنتباه |
| Gece geldi ve üstüne atladı. Sen de bayıldın. - Tek hatırladığın bu. | Open Subtitles | لقد كان حيواناً قام بمهاجمتك لقد خرج في تلك الليلة و وثب عليك |
| Tam şurada duran ve kapıdan fırlayıp çıkan şu tipi tanıyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ذلك الشخص الذي كان هنا للتو؟ الذي خرج من الباب لتوه؟ |
| Şu anda dışarıda. Benim yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | لقد خرج منذ دقيقة هل يوجد شئ أستطيع فعله ؟ |
| Daha fazla dayak yemeyeceğini söyledi, bu yüzden arabadan çıkıp onlara karşılık vermiş. | Open Subtitles | قال أنه لم يريد الضرببعدالآن،لذا .. لذا خرج من السيارة وأعاد إليه الضربة. |
| Bekar bir kadın bir herifle tanışır... ve adam, hapisten yeni çıktığını söyler. | Open Subtitles | إمراءة غير متزوجة تقابل فتي وهو يخبرها أنه قد خرج لتوه من السجن |
| Ugşşşşşşşşşş. O adamın ağzından çıkmış herhangi bir şeyi duymak istemiyorum; | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع أي شيء خرج من فم ذلك الرجل |
| Hapisten yeni çıkmış, temizleme işinde çalışan biri için güzel bir ev. | Open Subtitles | ثقوب جيدة بالنسبة لرجل خرج مؤخراً من السجن ويعمل في واجب داخلي |
| Komşulardan biri postasını almak için dışarı çıkmış, eve girerken kalp çarpıntısı başlamış. | Open Subtitles | واحد من الجيران خرج ليجلب البريد رجع ولديه حاله من خفقان القلب لماذا؟ |
| - Aslında, Kirk beş gün önce fotograf çekimi için çöle gitti. | Open Subtitles | الأمر هو ان كريك خرج إلى الصحراء منذ خمسة ايام لالتقاط الصور |
| Dört yıl üniversiteye gitti ve gittiğinden daha aptal döndü. | Open Subtitles | بعد أربع أعوام في الجامعة خرج أغبي من وقت دخلها |
| Çok şişmandı ve ne zaman "Mincaye, git bana biraz et getir" desem dışarı çıkar ve bir ağaca tırmanıp... | Open Subtitles | لقد كان سميناً جداً عندها قلت له إخرج يا مينكاي واجلب لي بعض اللحم قالت أنه خرج ووجد شجرة وبعدها |
| O şey her ne ise sen kaçarken mi dışarı çıktı? | Open Subtitles | هل تظن أنه أياً كان ذلك قد خرج عند هروبك ؟ |
| Benden kısa bir süre sonra Yusef ve Antron geldi. | Open Subtitles | و بعدي خرج يوسف و خرج أنترون بعدي بفترة قصيرة |
| Eve girip çıkan herkesi çilingir dahil olmak üzere sorgulamıştık. | Open Subtitles | لقد حققنا مع كل شخص دخل أو خرج من المنزل |
| Hayır. Ama merak etmeyin. Daha önce de dışarıda kaldığı olmuştur. | Open Subtitles | لا ، لكن لا ينبغى أن أقلق لقد خرج هكذا من قبل |
| Ağaçların arasından çıkıp bana silah doğrulttu. Başka şansım yoktu. | Open Subtitles | خرج من الأشجار يلوح بندقية، لم يكن لدي أي خيار. |
| Şoför tekne teslim ediyormuş. Öteki adamın aniden ortaya çıktığını söyledi. | Open Subtitles | سائق الشاحنة كانت يوصل قارباً قائلاً أن الرجل الآخر خرج فجأةً |
| Albert cebine uzanıyor, bu bahsettiğim lastik bantı çıkarmak için fakat onun yerine bir bıçak çıkıyor. | TED | ألبرت يضع يده في جيبه ليسحب، كما تعلمون، ليظهر الشريط المطاطي الأسود ولكن ما خرج كان سكيناً بدلاً من ذالك. |
| Bilmiyorum, eğer bu sahte şarap işin ortaya çıkarsa, muhtemelen işin biterdi. | Open Subtitles | لا أعلم هل خرج أمر أنك تغش النبيذ أنا أعتقد أنك ستنتهي |
| Böyle olmasını istemiyordun belki ama dün gece kaçtı ve bekçiyle oğluna saldırdı. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد عنيت لأنه إلى لكنّه خرج ليلة أمس ومهاجم الناظر وإبنه |
| Bütün kuşkularını ve korkularını içine koyup ejderhayla tekrar savaşmaya gitmiş. | Open Subtitles | داخله وضع كل شكوكه ومخاوفه وبعد ذلك خرج لمواجهة التنين ثانياً |
| Onu ilk farkettiğinde, posta kutusundan mektuplarını almak için dışarıya çıkmıştı. | Open Subtitles | لقد خرج ليحضرها من صندوق بريده عندما رأى الطفل للمرة الأولى |
| Kardeşim geçen sefer hapisten çıktığında ne yaptı biliyor musun? | Open Subtitles | أتدرين ماذا فعل شقيقي عندما خرج من السجن بآخر مرّة؟ |
| Sonra da bir şey söylemedin çünkü sonunda hayatından çıktığı için rahatlamıştın. | Open Subtitles | ثم لم تقولي شيئاً لأنك شعرت بأرتياح بأنه خرج من حياتك أخيراً |