Bir çıkış kapısı ya da geçit var mı? Onu kullanmış olabilir mi? | Open Subtitles | هناك باب أو خروج أو بعض النوع ممر بإنّه يمكن أن يأخذ مستعمل؟ |
Kan izlerine bakılırsa kurşunların ikisi de aynı çıkış yolunu izlemiş. | Open Subtitles | يبدو أنّ الرصاصتان سلكتا طريق خروج متطابق تقريباً، بناءً على اللطخة |
Takip yok, çıkış yöntemi yok, orası bir tedavi fabrikası. | Open Subtitles | لا متابعة ، و لا خطة خروج انها منظمة ريهاب |
mesela, tüm evcil hayvanların evden dışarı çıkarılamamasına karar verelim mi? | TED | دعنا نرى، أيجب علينا فرض حظر على خروج الحيوانات الأليفة؟ |
Sparta'nın karanlıktan çıkışı öncesinden kalma beş para etmez suretler. | Open Subtitles | بقايا عديمة الجدوى من زمان قبل خروج إسبارطة من الظلمات |
- Ama giriş ve çıkış saatleri cinayetle birebir uyuyor. | Open Subtitles | الا أن توقيت دخول و خروج السيارة يطابق توقيت الجريمة |
Geminin normal uzaya çıkış noktasında anormal bir bozulma tespit ettim. | Open Subtitles | أكتشفت تشويه شاذ في مجال نقطة خروج السفينة من الفضاء الطبيعي |
Geldiğinde bu seni buradaki her mahkumun çıkış bileti yapar. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك ستكون وسيلة خروج أي سجين من هنا |
Solunuzda, bir çıkış kapısına açılan bir koridor olması lazım. | Open Subtitles | هناك غرفة تخزين على يمينك و التي ستقودك لباب خروج |
Senyor Ferrari, sırf sana çıkış vizesi almanın mümkün olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | السيد فيراري يظن أنه من الممكن إحضار تأشيرة خروج لكِ. |
Senyor Ferrari, sırf sana çıkış vizesi almanın mümkün olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | السيد فيراري يظن أنه من الممكن إحضار تأشيرة خروج لكِ. |
Hiç bir çıkış izi yok Mermi girdikten hedefin içine ulaştığında erimeye başlar. | Open Subtitles | ولا تسبب جرح خروج ستذوب الرصاصة داخل الهدف |
- Evet. Hapisten serbest çıkış kartı var. | Open Subtitles | ــ آجل, أنه من النوع الذي حصل علي بطاقة خروج من السجن |
Kızlar bu yüzden dışarı çıkamıyor. Kaskımı da kırdın. | Open Subtitles | أنتم تجعلون خروج الفتيات أمر ا عسيرا تحطمت خوذتي ايضا |
Eğer bir servis çıkışı varsa, bu bizi otoparka götürebilir. | Open Subtitles | إذا يوجد خروج طوارئ، فإنه قد يؤدي إلى موقف للسيارات. |
Birlikte oturduğu adamın çıkmasını bekliyorum, sonra tabutunu bulup... bunu kalbine saplayacağım. | Open Subtitles | انا انتظر خروج الرجل من المنزل المجاور لاذهب و أفتح التابوت وأغرز هذا في قلبه |
Video oyun savaşçıları oyundan kaçıyor. Bu yasadışı bir kaçış. | Open Subtitles | المقاتلون يهربون من ساحة اللعب هذا خروج غير شرعي |
çıkmak diyebiliriz, öylesine takılmak diyebiliriz. Ne olursa olsun, senin birlikte olmak istiyorum. | Open Subtitles | يمكننا أن نسمه مواعدة أو خروج لا يهم، أريد فقط أن أكون معكِ |
Makinada resmimi bekliyorum, ancak başka bir yüz olarak çıkıyor. | Open Subtitles | انتظر خروج صورتي من آلة التصوي، فيظهر بها وجه آخر غير وجهي |
Silahsız Bölge, Oz Büyücüsünden çıkma bir şey. | Open Subtitles | ماهى المنطقة منزوعة السلاح؟ اصوات مثل خروج شيئا ما |
Will'in Charlotte'un göğüslerine doğru yola çıkması nasıl müthiş bir olay olabiliyor? | Open Subtitles | كيف يكون خبر خروج ويل مع أثداء شارلوت الكبيره خبرا جيدا؟ ؟ |
Bu ahmağı serbest bırakmamak için yapmak zorunda olduğumuz ne varsa yapmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا فعل كل ما يتطلبه الأمر لعدم خروج ذلك السافل |
Kaderin cilvesidir ki, Eğri Oklar elemelerde finale kadar çıktı ve şimdi yine karşılaşıyorlar. | Open Subtitles | في تحول للقدر مفاجئ سار فريق السهم إلى جولة خروج المغلوب لترتيب لقاء آخر |
Birimden taburcu olan her hasta, coşkulu bir sevinç anı demekti. | TED | إن كل خروج من الوحدة كان لحظة الابتهاج. |
Bana bir daire lazım. Hermann dışarı çıkmadan önce yapmam gereken çok şey var. | Open Subtitles | اود أن امتلك شقتي الخاصة لدي الكثير لكي اعمله قبل خروج هيرمان |
Çenesini tutamadı ve babamın hapisten çıktığını herkese söyledi. | Open Subtitles | لم يستطع إبقاء فمه مغلقاً بخصوص خروج أبي من السجن |
Kimse girmeyecek veya çıkmayacak! | Open Subtitles | أيها العريف أحضر جنودك ولا تسمح بدخول أو خروج أحد |