"دعاني" - Translation from Arabic to Turkish

    • davet
        
    • dedi
        
    • edeyim
        
    • çağırdı
        
    • Bırakın
        
    • izin verin
        
    • aradı
        
    • size
        
    • istedi
        
    • Bırak
        
    • teklif etti
        
    Beni kilisesine davet etti. Sence annem gitmeme izin verir mi? Open Subtitles لقد دعاني إلى كنيسته هل تظن أن أمي ستدعني أذهب ؟
    Çocuklar, size patronumun beni bu gece poker oynamaya davet ettiğini söylemiş miydim? Open Subtitles هل أخبرتكم يا رفاق ، أنّ المدير خاصتي دعاني للعب القُمامر معه الليلة؟
    Arkadaşlarım beni sattılar ve birileri bana içeride serseri dedi. Open Subtitles لقد تخلوا عني أصدقائي وشخص ما هناك دعاني بالتافه
    İzin verin biraz daha devam edeyim, emin olmak için, tamam mı? Open Subtitles دعاني أسايرها قليلاً، حسناً؟ لأتيقّن تماماً
    O gece... Allah beni kendine çağırdı. Benim uydurmam değildi. Open Subtitles في تلك الليلة دعاني الله إليه لم تكن من مخيلتي
    Ayağa kalk, it herif. Bela istemiyorum. Beni rahat Bırakın. Open Subtitles قم أيّها اللعين - لا أسعى لمشكلة، دعاني وشأني -
    Oradaki koro şefi şarkı söylediğimi biliyordu ve beni koroya katılmam için davet etti. TED و قائد الجوقة هناك عرف اني اغني و دعاني لاتي و انضم للجوقة
    Her neyse, gerçekten çevremdeki büyük bir şeyin farkına vardım. Bunu anlatmam için Chris beni bu yüzden davet etti. TED على أى حال, لقد أدركت شيء مشوق عن هذا الموقف ولذا دعاني كريس لأخبركم عنه
    Steve beni Philadelphia'nın en seçkin ve en pahalı restoranlarından birine davet etti. TED دعاني 'ستيڤ' رجل المعلوميات لواحد من تلك المطاعم الفاخرة باهضة الثمن.
    İlk baş yazım için moda ikonu Carine Roitfeld tarafından New York'a davet edildim. TED دعاني رمز الموضة كارين راوتفيلد إلى مدينة نيويورك لتصوير أول جلسة تصوير لي.
    Onun yerine,onun için kendimi en iyi şekilde verebilmem ve kendisini en iyi şekilde bana verebilmesi için beni ortak iyileşme alanına davet ediyor. TED بالمقابل، فقد دعاني إلى فضائه حيث الشفاء المشترك لأعطيه أفضل ما لدي، وبالنسبة له ليعطيني أفضل ما لديه.
    Geçen gün, oda servisini aradığımda... adam telefonda bana "Bayan Tollman" dedi ve ben de onu düzeltmedim... çünkü bir an için hoşuma gitti. Open Subtitles قبل أيام عندما كنت أطلب من خدمة الغرف الرجل على الهاتف دعاني السّيدة تولمان وأنا لم أصحّحه لأنه لدقيقة
    Ve hayır dediğimde, ilgi isteyen ve zahmetli dedi. Open Subtitles وعندما رفضت عرضه دعاني بكثيرة الطلبات والإحتياجات
    Hayır, bana zenci dedi ama boş ver, böyle aptal heriflerle her zaman karşılaşıyorum. Open Subtitles ..لا، يا رجل، لقد دعاني أساساً بالزنجي ،لكن أعني، لا عليك فلدي أمثال هذا الأحمق طوال الوقت
    Durun tahmin edeyim. Open Subtitles حسناً، دعاني أحزر، سلطة الشيف دون توابلها للآنسة
    Tahmin edeyim, o birisi siz iki suçlu oluyorsunuz. Open Subtitles دعاني أخمّن، ذلك الشخص هو أنتما أيّها الجانحان الإثنان.
    Mısır'daki ilk kazımın öncesinde, hocam ünlü Mısır Bilimcisi Profesör William Kelley Simpson, beni odasına çağırdı. TED لذا مباشرة قبل الحفر الأول في مصر، معلمي، عالم المصريات الشهير جدًا البروفسور وليام كيلي سمبسون، دعاني إلى مكتبه.
    Beni odasına çağırdı ve hangi konuda uzmanlaşmak istediğimi sordu. TED دعاني مرة إلى مكتبه وقال لي ، ماذا تريدين أن تفعلي عندما تكبرين ؟
    Bundan böyle Bırakın ben size aracılık edeyim. Open Subtitles ،من الآن فصاعدًا دعاني أكون وسيطًا بينكم
    En azından saçımı taramama izin verin. Çılgın ve çalı gibi duruyor. Open Subtitles على الأقل ، دعاني أصفف شعري فهو أشعث وكثيف
    Tim Decker, güvenlikçilerimizden biri, kan izlerini ilk bulduğu anda beni aradı. Open Subtitles تيم ديكير، أحد حرّاس أمننا، دعاني عندما إكتشف أولا الدمّ.
    Baş antrenör olduğum ilk sezonlar berbattı ve birkaç yıl küstah koçluğuma katlandıktan sonra takımım, bir toplantı yapmak istedi. TED مواسمي الأولى كمديرة فنية كانت سيئة جداً، وبعد أن تحملوا أسلوبي الفظ في التدريب لعدة سنوات، دعاني الفريق لاجتماع.
    Bırak da bunu yapayım. Open Subtitles لفعل ما أجدتماه في هذا السيناريو دعاني أفعل هذا
    "İşerken İnleyen Adam" az önce bana çıkma teklif etti. Open Subtitles اسمعوا يا شباب، دعاني من يهمهم عندما يهرول للخروج معه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more