30 dakika için? 2= dakika için? Bir insanın hayatı için? | Open Subtitles | ، فقط 30 دقيقه فقط 20 دقيقه لأجل حياه رجل ؟ |
O nedenle her birimize sahilde, en azından 30 dakika yaşama imkanı verilmişti. | Open Subtitles | ولذلك قُدر لكل منا أنه سيبقى حياً على الشاطئ لثلاثون دقيقه على الأقل |
biraz çiçek almaya gidiyorum, sevgilim. 20 dakika içinde dönerim. | Open Subtitles | سأذهب لأحضر بعض الورود يا عزيزي، ساعود بعد 20 دقيقه |
Bu esnada bana bulaşmayın. Sadece bir dakika sonra işim bitecek. | Open Subtitles | وانا اريدك ان تبقى بعيدا عن حالتي وستأخذ هذه دقيقه فقط |
20 dakika önce eyalet başkentinden öfkeli bir telefon geldi. | Open Subtitles | لقد جائتنى مكالمه غاضبه من مجلس الولايه منذ 20 دقيقه. |
- Ziyaret saatleri neredeyse bitti. - Bir dakika sonra çıkıyorum. | Open Subtitles | ـ لقد أوشك ميعاد الزياره على الإنتهاء ـ سأنتهى خلال دقيقه |
Yeter. Bana bir dakika verin. Gidin, etrafımda dolanıp durmayın! | Open Subtitles | بس عطيني دقيقه روحي روحي وانتي ما غير تحومين هنا |
Bizimle ilgileniyor gibi görünmüyorlar. Bir iki dakika içinde işimizi bitirmiş olacağız. | Open Subtitles | لا يبدو أنهم يهتمون بنا يمكن أن نؤكل فى دقيقه أو اثنتين |
- Hans'a o insanları öldürttün. - Dur bir dakika. | Open Subtitles | ـ وتركت هانز ورجاله ليذبحوا ـ انتظري دقيقه, انتظري دقيقه |
Sizi baskı altında bırakmak istemem ama 15 dakika sonra müşterisi burada olur. | Open Subtitles | لا أريد أن أضغط عليك ولكن هناك زبون سيصل بعد خمسه عشر دقيقه |
Ama üç dileğini de bir dakika içinde söylemek zorundasın. | Open Subtitles | فى المقابل يجب ان تخبرنى ما هم فى خلال دقيقه |
Bizim rezervasyonumuz 45 dakika önceydi, şu masada o kadar süredir boş duruyor. | Open Subtitles | حجزنا كان قبل 45 دقيقه,وهو نفس الوقت الذي بقت فيه تلك الطاولة خاليه |
Ona bunu veriyorsun ve on beş dakika içerisinde öksürüğü duruyor. | Open Subtitles | أنتِ تعطينها هذا , وفي خلال 15 دقيقه تتوقف عن السعال |
Yine 30 dakika geç kaldın. Bu seferki gerekçen nedir? | Open Subtitles | أنت متأخر 30 دقيقه مرة أخرى ماهو عذرك هذه المرة؟ |
Bana bir kaç adam ver, o alçağı bulayım. Bir dakika. Bana biraz zaman ver. | Open Subtitles | انتظر دقيقه,أعطنى ثانيه يجب أن أتخذ القرار |
yolumu kesecek bir kruvazör var. istediginiz kadar konuşun 20 dakikan var. | Open Subtitles | هناك طوّافة في طريقها لذا, قل كل ما تريد, أمامك عشرون دقيقه |
Tam 1 dakika 52 saniye. Mükemmel. | Open Subtitles | دقيقه واثنين وخمسون ثانيه بالضبط هذا ممتاز |
20 dakikada bir geçecek olan bir devriye arabası istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تمر سياره الشرطه من هنا كل 20 دقيقه |
Barda işler çığırından çıktı. 20 dakikaya barda olmam lazım. | Open Subtitles | الوضع جنونى فى الحانه على التواجد هناك خلال 20 دقيقه |
Hiçbir şeye dokunmadım... ama suratı en az 45 dakikadan beri spagetti içindeymiş. | Open Subtitles | لم المس أى شيىء لكن وجهه ظل فى المكرونه الاسباجيتى لمدة 45 دقيقه |
Ama aslında Sarah Jones sadece 18 dakikamız olduğunu söyledi. | TED | لكن بالإضافه إلي ذلك ، تعلمون، ساره جونز أخبرتني أن لدينا 18 دقيقه فقط. |
Pekala, sizi pislikler, duş alıp sınıfa gitmek için 30 dakikanız var. | Open Subtitles | حسناً، أنت أيها التافهون، عندكم للإغتسال والصول إلى الصف في 30 دقيقه |
Özgürlüğün yolu budur ve onu bir an için bile değiştirmeyiz. | Open Subtitles | هذا هو طريق الحرية , ولن نقوم بتغييره من أجل دقيقه |
Bize arka kapıdan bir an önce sıvışmamızı öneriyor çünkü dolandırıcılık masası birazdan burada olacakmış. | Open Subtitles | لكنه الآن يقترح أن نهرب من مخرج البنك الخلفي بسبب أن القوات سيأتون من المقدمة في أي دقيقه |
Sinyal cihazı. 15 dakikalık bir sinyal yollar. | Open Subtitles | المتعقب، انه يرسل اشارة لمدة خمسة عشر دقيقه |
Artık senin başta olduğunu söylemek için yirmi dakikadır konuşuyorsun. | Open Subtitles | يابنيّ، لك 20 دقيقه تتحدث عن كيف أنت مسؤول وهكذا. |
Eğer sevgilin yanından yirmi dakikalığına uzaklaşsa bile onu özlemen gerekir. | Open Subtitles | يفترض ان تشتاق للشخص الاخر حتى لو كانت مجرد 20 دقيقه |
Cinayeti işleyebileceği 13 dakikası var. | Open Subtitles | ذلك منحه 13 دقيقه لكي يقوم بالعمل اللازم |