"دموع" - Translation from Arabic to Turkish

    • gözyaşları
        
    • gözyaşı
        
    • Ağlamak
        
    • göz yaşları
        
    • gözyaşlarını
        
    • göz yaşı
        
    • gözyaşlarının
        
    • yaş
        
    • Tears
        
    • gözyaşlarıyla
        
    • gözyaşım
        
    • gözyaşlarına
        
    • yaşlar
        
    • Ağlıyor
        
    • ağlıyorsun
        
    Kimin gözyaşları, intikam nehrini dolduracak kimin ruhu vahşi Karma ile dolacaktı? Open Subtitles دموع من سترفد نهر الانتقام ؟ روح من مثقلة بالآثام البشعة ؟
    Bunlar timsah gözyaşları değildi dostum. O aradığımız kişi değil. Open Subtitles تلك ليست دموع التماسيح يا رجل هذا الرجل ليس ضالتنا
    "Eve tam saat 9:26'da geldi." derken gözlerimde gözyaşları olacak. Open Subtitles سيكون هناك دموع فى عينى حين اقول لقد عاد ليونارد فى 9.26 بالتحديد
    gözyaşı olmadan dört ay geçirdim Bay Camppell. Dört sessiz ay. Open Subtitles تحصلت على 4 أشهر بدون دموع, سيّد كامبل أربعة أشهر هادئة
    Yeni gözyaşı üretmek için "lakrimal" bezleri vardır ve eski gözyaşını akıtmak için "lacrimal punktum" denilen özel kanalları. TED لديها خلايا دمعية لإفراز دموع جديدة وقنوات خاصة تدعى النقاط الدمعية لإبعاد الدموع القديمة.
    Kucaklamayı pek bilmem ama Ağlamak istiyorsan söyle her daim ağlatabilirim. Open Subtitles العناق قليلا.ايضا.. اذا احتجت دموع أخبرنى انا يمكننى ان اجعلك تبكى
    Hayat romanlar gibi değildir. Romanlar ve gözyaşları. Romanlar ve intiharlar. Open Subtitles الحياة ليست كالروايات , الروايات دموع , الروايات انتحار
    Gerçekten ağladı. gözyaşları domur domur olmuştu. Open Subtitles كان يبكى بحق دموع غزيرة كانت تنهمر على وجهه
    Bütün bu anlar zaman içinde yitip gidecek tıpkı yağmurdaki gözyaşları gibi. Open Subtitles كل تلك اللحظات ستضيع مع الوقت مثل دموع فى مطر
    Ağabeyimin gözyaşları şu anda yaşama isteklerini kaybetmiş insanların gözyaşları gibiydi. Open Subtitles .. كانت دموع أخي .. مشابهة لدموع الأشخاص الذين فقدوا سبب بقائهم على قيد الحياة في تلك اللحظة
    Gerçek gözyaşları. Bunun için fazladan para alıyor musun? Open Subtitles اوة, انظر دموع حقيقيه هل اخذتي اجر عالي على ذلك؟
    "her yerde sevinç gözyaşları ve mutluluk şarkıları vardı. Open Subtitles وكان هناك دموع الفرح وأغاني السعادة والأمير والأميرة
    Tamamı iş, hepsi iş, tamamı realite, tamamı kan, ter ancak gözyaşı barındırmaz. TED إذ أن كلها عمل، كلها جهد، كلها واقع، كلها تضحية، كلها عرق، وبلا دموع.
    Eğer doğru hatırlıyorsam, gözyaşı su ve sodyum klorür karışımından oluşur. Open Subtitles إذا أتذكر بشكل صحيح، دموع ماء مع أثر كلوريد الصوديوم.
    Sevgisine gözyaşı, mutluluğuna sevinç, yiğitliğine saygı, ihtirasına ölüm. Open Subtitles هناك دموع لمحبته، وفرح لنجاحه.. وتوقير لشجاعته، وموت لطموحه..
    - gözyaşı yok mu? - Gidişiniz için size bir veda partisi düzenleyeceğiz. Open Subtitles ألا توجد دموع سنقيم على الفور حفلة توديع
    Ağlamak yok, Judy. George, barı açık bıraktım. Open Subtitles لا دموع يا "جودي" "جورج"، تركت خزانة المشروب مفتوحة.
    Bazen kelimeler ya da cümleler yoktu, sadece göz yaşları vardı. TED بعض الاحيان لم تكن هناك كلمات, ولا جمل, فقط دموع.
    Savaş çocukları için eğitim, kayıpları yüzünden dökülen gözyaşlarını barış tutkusuna çevirir. TED وبالنسبة لطفل الحرب، سيحوّل التعليم دموع الخسارة إلى شغف نحو السلام.
    Cenazelerinde kesinlikle göz yaşı dökmedim. Open Subtitles أنا بالطبع عيني لم تذرفا أيّ دموع خلال جنازتهما
    Mutluluk için bile aksa gözyaşlarının lambayı ıslatmasına izin verme. Open Subtitles لا تدعِ دموع الفرحة تطفئ المصباح قبل قدومه
    yaş varsa gözlerinizde, hazır olun dökmeye. Open Subtitles لو كان لديكم دموع.. فاستعدوا لذرفها الآن
    Lüks ve arkadaş canlısı heyecan verici atmosferiyle, Tears'a hoşgeldiniz. Open Subtitles أهلا بكم في دموع , الحانة اللطيفة بجو عصري ومثير
    Ve sonra insanlar girmek için bekleyecek, öngösterimlerle eğlenecekler, yemek ve kafede St. Nick'in gözyaşlarıyla hatıralar. Open Subtitles يمكنهم التمتع بمعاينة الطعام و الهدايا التذكارية في مقهى دموع القديس نيك
    O adam için dökecek gözyaşım yok artık. Open Subtitles فلم تعد لديّ دموع لأذرفها حزناً على ذاك الرجُل
    Çok geçmeden gözyaşlarına dönüşecek olan memnuniyet hissiyle doluyduk... ta ki deniz üzerimize kapanıncaya kadar." Open Subtitles وفرحنا تحول سريعاً إلى دموع حتى أغلق البحر علينا
    Ağlıyor ve attırıyordum, Ağlıyor ve attırıyordum, penisimin ucundan yaşlar akıyordu. Open Subtitles كنت أقذف و أبكي أقذف و أبكي إنها دموع من قضيبي
    Neyin var, ağlıyorsun? Open Subtitles ما المشكلة ؟ دموع في عينيك ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more