"ذلك لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • Hiç
        
    • Bunun
        
    • bunu
        
    • - Bu
        
    • Buna
        
    • böyle
        
    • Bu pek
        
    • Ama bu
        
    • gelmez
        
    • ancak bu
        
    Starbucks gibi şirketlerin neredeyse Hiç reklam vermeden varolma sebebi bu. TED لهذا لدينا شركات مثل إستار بوكس، صحيح، ذلك لا يعلن بتاتاً.
    Fakat bu da biz birbirimizle Hiç görüşmeyeceğiz demek değil. Open Subtitles لكن ذلك لا يعني بأننا لا نستطيع أن نرى بعضنا
    Bunun için canımı dişime takarak çalışıyorum! Burada zaman kaybetmenin sırası değil Hiç! Open Subtitles لقد تمرنت كل يوم من أجل ذلك لا أستطيع إن أضيع وقتي هنا
    Bilemiyorum, insan sac. Bilemiyorum. bunu denemek isterim. Bilemiyorum. Eger biraz zamanim olursa. TED لا أدري شعر الأنسان أود ذلك لا أدري لكن علي أن أفكر بذلك
    - Bu mümkün. Burada durup, aylarca tuşlara hiçbir geçit açamayarak basabilirsiniz. Open Subtitles من الممكن أن تمكث لشهر تضغط على الرموز و مع ذلك لا تتمكن من فتح ثقب دودي من خلال البوابة
    Bu ne demek biliyorsun. Buna izin veremezsin. Open Subtitles انت تفهم ماذا يعنى ذلك لا يمكنك أن تترك هذا يحدث
    Kafana silah dayamamışlar ama. böyle çağrılmayı sevmem. Ay ne şaşırdım. Open Subtitles ،رغم ذلك لا يوجد سلاح موجه لرأسك لا أحب استدعائي هكذا
    Yüksek modernist fleksibiliteyle Bu pek çalışmıyor. TED مع مرونة الحداثيين العالية , ذلك لا يجدى نفعا
    Ama bu, benim soyunma odası sorunumu çözmüyor, öyle değil mi? TED ولكن ذلك لا يحل معضلتي المتعلقة بغرف تبديل الملابس، أليس كذلك؟
    Bu, bir şeyin olduğu anlamına gelmez. Hemen sonuca varma. Open Subtitles ذلك لا يعني بأن لديك أي شيء لا تستبق الأحداث
    Bunca zaman sonra, bunca çalışmadan sonra birden garip bir duyguya kapıldım sanki Hiç bir şey elimde değil. Open Subtitles وبعد كل هذا الوقت وبعد كل هذا العمل بدأت فجأة أشعر بأن ليس بيدى أى من ذلك لا شئ
    Yedi, şimdikiyle 8 kişi kalabalığın ortasında kayboluyor. Ama Hiç şahit yok. Open Subtitles سبعة، والآن ثمانية أشخاص اختفوا وسط حشد ورغم ذلك لا يوجد شهود
    Sırf Bunun hakkında konuşmak istemem, sizin tarafınızdayım demek değil. Open Subtitles رغبتي في الحديث عن ذلك لا تعني أنني متحالفة معك
    Bunun bir parçasi olmaktan mutlu olurum. Hiçbir sikinti yok. Open Subtitles أنا سعيدة بكوني جُزء منها، ذلك لا يُمثل مُشكلة لي.
    Eskiden sözümün eriydim, ama sizler bana Bunun bir değerinin olmadığını gösterdiniz. Open Subtitles كنت رجلاً يحترم كلمته ولكنّني تعلّمت منكم بأنّ ذلك لا يعني شيئاً
    - Hayatım, annen ve babanız. - bunu söylemeyin. Onlar olamazsınız. Open Subtitles حبيبتى أننا اباك وامك توقف عن قول ذلك , لا يمكن
    - Sana saygı duymadığımı kastetmedim. - Hayır, bunu kastettin ama sorun değil. Open Subtitles ذلك لا يعنى أنى قصدت ذلك لقد قصدت ذلك , لكن لا بأس
    - bunu yapacağını sanmıyorum. - Güzel. Beni idare et. Open Subtitles لا يجب أن تفعل ذلك لا بأس فقط أكمله لأجلي
    - Bu bana daha mantıklı geldi. - Bu çok saçma bir plan. Open Subtitles ذلك يمنحنى إحساس أكثر ذلك لا يمنح أي إحساس
    Tıpkı, karısını aldatan erkeğin "Bilmediği sürece Buna üzülmez" demesi gibi. Open Subtitles مثل ذلك الرجل الذي يخدع و يقول مادامت لا تعرف فأن ذلك لا يزعجها
    Elimizde böyle cihazlar yok diye bu kalbi atmıyor demek değil. Open Subtitles بسبب أنّ ليس لدينا ذلك لا يعني أنّه لا يُمكننا سماعها.
    Fakat galaktik standartlara göre Bu pek söylenemez. Katılmaz mısın bana? Open Subtitles لكن بالمعاييرِ المجرّيةِ ذلك لا يُخبر بالكثير فعلاً
    bunu yapabilecek başka birileri vardır. - Ama bu kasabada yok. Open Subtitles . ليس هناك اي رجل ليفعل ذلك, لا احد في المدينة
    Bu çatışma esnasında arkamı kollamasını isteyeceğim anlamına gelmez, tamam mı? Open Subtitles ذلك لا يعني أنني أريده أن يراقب ظهري في المعركة, حسنا؟
    ancak bu sizin kötü bir basketbol oyuncusu olduğunuz anlamına gelmez. TED وبالطبع ذلك لا يعطي مؤشراً بأنك لاعب غير موهوب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more