"ذوي" - Translation from Arabic to Turkish

• olan
• sahip
• engelli
• güçlü
• olanlar
• adam
• çocuklar
• üst
• meta
• düşük
• adamlar
• insanlarla
• kafalı
• Yüksek
• kişilerin

Dört çocuğuyla birlikte kötü durumda olan evlerde yaşayan anneler var.
أم وحيدة، تسكن في مساكن ذوي الدخل المنخفض مع أطفالها الأربعة.

Daha önceki araştırmalar sağlıklı kolesterolleri doğal şekilde Yüksek olan insanların kalp hastalığı oranlarının daha düşük olduğunu göstermiştir.
وقد أظهر بحثٌ سابق أن الأشخاص ذوي المستويات المرتفعة طبيعيًا من الكوليسترول الصحي لديهم معدلات أقل من أمراض القلب.

Birazcık fazla sorumluluk sahibi olan çok sayıda memur var.
لدينا الكثير ممن يسمون بأنهم موظفون حكوميون من ذوي الضمير

Büyük başarılara sahip ve yetenekli insanlar diğerlerini de yetenekli görmeye yatkındır.
الأشخاص من ذوي المهارات والإنجازات الرفيعة يميلون للتفكير بأن الآخرين بنفس المهارات.

Şu an hala biz engelli insanların önünde bariyerler var.
الآن لا تزال هناك حواجز أمامنا نحن الأشخاص ذوي الإعاقة.

Eskort partileri hakkında bir şeyler duyuyorduk ya hani? güçlü adamlar.
ما الذي كنا نسمع عنه من حفلات المرافقات والرجال ذوي النفوذ؟

Hindistan'da olanlar iş adamları için büyük önem ve etkiye sahip.
و لكن ما يحدث في الهند هو شأن الرجال ذوي النفوذ

Benim taramalarım gemide olan iki ayaklı canlıların sayısını gösterir.
ماسحاتي تظهر عدد من الكيانات ذوي القدمين يتحركوا عبر السفينة

O ve gelişmekte olan pembe yavrusu denizanasının çalınan bedeninde parazit gibi yaşarlar.
تعيش هي وصغارها ذوي اللون الوردي كالطفيليات على جثة مسروقة لأحد قناديل البحر

Genellikle, suç sabıkası olan eroinmanlar ön planda gözükmek istemez.
في معظم الأحيان لا يصدق أحد شهادات ذوي السوابق الجنائية

Yetenekleri olan bir sürü insan ile tıbbi bir tesiste tutuluyordum.
كنت في هذه المؤسسة مع مجموعة من الناس الآخرين ذوي القوى

ve güzel dişleri olan 9 tane çocuk yapana kadar.
وأنجب 9 أطفال ذوي أسنان مثالية. تمّت الترجمة بواسطة دهــــوري

Eğer bu doğruysa ilaç, nörolojik bozukluğu olan birçok insana yardımcı olacaktır.
إذا كان ذلك صحيحاً، فإن بإمكانه مساعدة الكثير من ذوي العاهات العصبية

Çünkü bu kapının sadece özel belgeleri olan hükümet çalışanlarına açıldığını herkes biliyor.
لأن الجميع يعرفون أن هذه البوابة تفتح للموظفين الحكوميين والمواطنين ذوي الترخيصات الـخـاصـة.

Ve tabi bir de "g" sözcüğü var, zihinsel engelli insanların çoğu insan için hala görünmez olduğunu kanıtlayan sözcük.
ثم يوجد تلك الكلمات الجارحة والمهينة التي تثبت أن ذوي الإعاقات الذهنية لا زالوا غير مرئيين بالنسبة للعديد من الأشخاص.

Elbette bahsettiğim erkekler taze zihinlere sahip olanlar.
وأنا هنا أتحدث عن الرجال ذوي الأذهان الشابة

Uzun sabıka kaydı olan adamlar ve sakin araştırmalardan yakalanan basit adamlar hepsi de platformun parlak yüzeyine itildi dikkatle incelendi, sorgulandı ve serbest bırakıldı bu yüzlerce kişiden birinin aradıkları adam olabilmesi uzak bir umuttu.
رجال ذوي سجلات اجرامية طويلة 409 00: 26: 21,717

Ekonomik algısı Yüksek, aklı bilime çalışan ve yogada usta olacak çocuklar yetiştirmenize kılavuzluk eden kitaplar var.
هناك كتب لتنشئة أبناء اقتصاديين وأبناء ذوي عقول علمية وابن بارع في اليوغا

Şu İngiliz üst sınıfı ve arkadaşlarının dedikodularına büyük önem veren gazete hani?
الصحيفة التي تكشف الأقاويل عن الإنكليز ذوي المقام الرفيع و عن أصدقائهم ؟

İş gedikleri stabil duruma getirmek olunca belki ama meta insanlarla savaşmaya gelince pek de değil.
ربما بخصوص جعل الثغرات مستقرة لكني لست كذلك في قتال البشر ذوي القدرات

Bazı kadınlar, benim gibi bıyıklı adamlar için kırbaçlarını birbirine vuruyor!
بعض النساء يصبن بالعمي ويحركن رموشهن للرجال ذوي الشوارب مثلي أنا

Ayrıca normal duyuşa sahip insanlarla aynı şeyleri duymazsınız.
ولست تستمع إلى نفس الشيء الذي يسمعه معظم ذوي السمع العادي.

Geri çekilin, sizi yamuk kafalı ahmaklar!
تراجعوا للخلف أيها الأجلاف ذوي الرءوس المنحرفة

Büyük cinsel organ ve büyük göğüslere sahip kişilerin yeraldığı çeşitli
لقد تحدَّثَ عن المواد الإباحية تصف أشخاص ذوي .أعضاء ذكرية كبيرة