| Hayır. Hatırlayacağı tek şey kafasına bir taş indirdiğim olacak. | Open Subtitles | كل ما سيتذكرة أننى ضربته بصخرة فى رأسه ليلة أمس |
| Misilleme ne peki, altın kafasına atılan bir taş mı? | Open Subtitles | ما يشكل ردا على ذلك صخرة تلقى على رأسه الذهبية |
| Çünkü şu an aşağıda kafası dağıtılmış bir çocuk var. | Open Subtitles | لأن الآن لدي طفل في الطابق السفلي مع رأسه المحطّم |
| başını havuzun betonuna çarptığı zaman çıkan sesi duyman gerekirdi. | Open Subtitles | لابد أنك سمعت الصوت الذي أحدثه رأسه عندما ارتطم بالقاع |
| Anlayışlı olmak, karşındakini olduğu gibi kabul etmek ve kafasında kaybettiği kılların burnundan ve kulaklarından taştığını ona söylememek. | Open Subtitles | فقط أن نكون مراعين، نتقبل بعضنا الأخر كما هو لا نشير إلى حقيقة أن الشعر الذي يفقده من رأسه |
| - Yüzüne bir bakın. Konuştuklarından daha fazlası kafasından geçiyor gibi. | Open Subtitles | من النظرةِ على وجهِه، كَانَ فى رأسه أكثر مِنْ مجرد الكلام |
| Guy Banister'ın başına vurduğu gece neler olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج توضيحا عن اليلة التى ضربك على رأسه المدعو نابستر |
| Silâh, ya tam kafasına ya da göğsüne dayalı olmalı. | Open Subtitles | والآن تأكد أن فوهة المسدس مصوبة نحو رأسه أو صدره، |
| Cadı zanlısı, kafasını kütüğün üzerine koyar, balta kafasına doğrultulur. | Open Subtitles | أأخذ الساحر المشتبه به وأضع رأسه على صخرة وأضربه بالفأس |
| Sonra sırayla hepimize nişan aldı, sonunda kafasına parçalayana dek devam etti. | Open Subtitles | ثم بدء بتجربتها علينا الواحد تلو الأخر حتى فجر رأسه بالضغطة الأخيرة |
| Nadine o çocuğu kafasına vura vura bu hale getirmiş olmalı. | Open Subtitles | يجب على نادين أن تضربه على رأسه و تبيع اللبن اللعين |
| Orada bir süre, kafası üstünde durup sızmak zorunda kalmıştı. | Open Subtitles | و لفترة, كان عليه أن يقف على رأسه حتى يتبول |
| Sanırım Ronald, kafası hariç an azından 80 kg civarındadır. | Open Subtitles | وأعتقد رونالد وَزنَ حوالي 180 باونَ، رأسه السالب. أضفْ الصندوقَ. |
| İlk atışta başını aşağı eğer. Orospu gibi erkekleri diğer erkeklere öldürtür. | Open Subtitles | عند أول رصاصة سيخفض رأسه متذللا الرجال أمثاله يتسببون بقتل رجال آخرين |
| Eğer birisini öldüreceksem onun başını dondurucuma saklamaktan daha iyisini yapamayacağımı mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذا قمـُت بقتل شخص ما هل كنـُـت تعتقد بأني سأخفي رأسه في ثلاجتي |
| kafasında hiçbir şey yoktu. Seninkinde işe yarar bir şey buldum. | Open Subtitles | لم يكن هنالك شئ فى رأسه وجدت شيئا نافعا فى رأسك |
| kafasında bir delikle, orada öylece nasıl oturduğunu hatırlamıyor musunuz? | Open Subtitles | الا تذكر عندما كان جالس هناك وفتحة الرصاصة في رأسه |
| Bu arada kendini kafasından vurmaya kalkan çocuk için bir şeyler yapmalıyız. | Open Subtitles | بالمناسبة علينا فعل شيء بشأن الفتى الذي حاول قتل نفسه في رأسه |
| Bazen en iyi çalışmalarını başına bir silah dayandığı zaman yaparsın. | Open Subtitles | لكن أحياناً المرء يفعل قصار جهده عندما يوجه سلاح إلى رأسه. |
| Onu götür ve tam başının arkasından vur. Tam şuradan. | Open Subtitles | خذه للخارج ,واطلق النار عليه في خلف رأسه هنا بالضبط |
| Sadece bu sehirde, kaç insan kellesini asili görmek ister? | Open Subtitles | كم شخص في هذه المدينة يرغبون برؤية رأسه على رمح؟ |
| Doktor, oğlum ciddi biçimde yaralandı. Pencereden düştü ve başından yaralandı. | Open Subtitles | دكتور أبنى مجروح بجرح خطير سقط من النافذة و أصاب رأسه |
| - Tüylü kafasını uçuracağım ve onun alçak beynini her yere dağıtacağım! | Open Subtitles | سأفجر رأسه المغطى بالفراء وسأنثر عقله المخادع من الآن وحتى قــيــام الـســاعــة |
| Ve Kafasındaki ses de bunun çok kolay olacağını söylüyordu. | Open Subtitles | وذلك الصوت في رأسه أخبره بأن المهمة ستكون بغاية السهولة |
| Bu başı, işte göğsü, biraz başlangıcını görebiliyorsunuz. | TED | وهذا رأسه و هنا صدره و ترون البداية شكل ما |
| kafa atıp, doğrayıp, gübre yapmadığım için şanslı. Ama yapmadım. | Open Subtitles | حالفه الحظ أنّي لم أضربه على رأسه أو أغطّه بالأسمدة. |