| Bu görevi, her bir hücreye hormonlarla mesaj ileterek yerine getirir. | TED | ويتحقق ذلك عبر استخدام هرمونات لنقل رسائل لكل خلية على حدة. |
| Yoksullara evrak işlerinde yardımcı olabilir veya fatura ödemelerini hatırlatmak için mesaj gönderebilirdik. | TED | يمكننا مساعدة الفقراء بأعمالهم الورقية أو إرسال رسائل نصية لهم لتذكيرهم بدفع فواتيرهم. |
| Kimse sana onun yerini yazan bir mektup falan göndermedi mi? | Open Subtitles | لم يرسل لك أحد أي رسائل مطلقاً لإعلامك بمكان وجوده؟ كلا |
| Ama sonra da, kendime tutarsız mesajlar verdiğimi fark ettim. | TED | ولكن ثم فكرت، ألا أقوم أنا بإرسال رسائل متضاربة لنفسي. |
| O Leydi Ludlow'a çok hoş mektuplar yazar, ama uzun aralıklarla. | Open Subtitles | إنه يكتب دائماً للسيدة ليدلو رسائل مبهجة لكن تستغرق دهراً لتصل |
| Şayet eşleriniz ve çocuklarınıza son bir mesajınız varsa, şimdi söyleyin. | Open Subtitles | اذا لديكم أي رسائل أخيرة لزوجاتكم و أطفالكم سأستمع إليها الآن |
| Ve en sonunda anlık mesaj sistemini iş bilgisayarlarına koydular. | TED | وأخيراً أتفقوا على وضع رسائل فورية على كمبيوتراتهم في العمل. |
| Dün gece söyledim ya, bunlar Direnişçiler için şifreli mesaj. | Open Subtitles | كما أخبرتك من قبل هذه رسائل بالشفرة إلى رجال المقاومة |
| Size dört tane mesaj bıraktım ama, gözümü üzerinden hiç ayırmadım. | Open Subtitles | تركت لكى اربع رسائل لكن اطمئنى كانت تحت ملاحظتى كل فترة |
| Beynin omurilikten aşağıya sinirsel mesaj göndermesini 30 saniye içinde durdurur. | Open Subtitles | تمنع إرسال الدماغ رسائل عصبية عبر الحبل الشوكي خلال 30 ثانية |
| Her şey yolunda mı? Son zamanlarda senden pek fazla mesaj almıyordum. | Open Subtitles | هل كل شئ بخير لم استلم منك الكثير من رسائل الجوال مؤخراً |
| Onlara herhangi bir gizli kod ya da mesaj gönderme. | Open Subtitles | لا تحاولى ان تبعثى لهم اى رسائل سرية او رموز |
| Altı ay boyunca mektuplaştık. mektup arkadaşım beni arkadan vurdu. | Open Subtitles | ستة أشهر من كتابة رسائل الحب صديقي في السجن خدعني |
| Biraz önce bir haberci Padua'daki doktordan bir mektup getirdi. | Open Subtitles | هناك رسول معه رسائل من العالم قدم لتوه من بادوا |
| Torununuza babasından bir telefon ya da mektup geldi mi? | Open Subtitles | هل تلقى حفيدك أي اتصالات أو رسائل من والده حديثا؟ |
| Kendi kısa notumla birlikte, kaybettiğimiz insanların ailelerine de mesajlar kaydettim. | Open Subtitles | مع رسالة قصيرة لى قمت بتسجيل رسائل لذوى الأفراد الذين فقدناهم |
| Kadınlara sana korkunç mesajlar bırakmaları için işkence ediyorsun çünkü hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | انت تعذب النساء الى حد يتصلون بك ويتركون رسائل تروع,لأنك تحب هذا |
| Mümkün olan her yolla eline geçecek mektuplar yazdım sana. | Open Subtitles | لقد كتبت لك رسائل. رسائل سوف تأتيك بشتى أنواع الطرق |
| Evet, ona hediyeler vermiş ve mektuplar yazmıştır. Ayrıca çiçek de göndermiştir. | Open Subtitles | و أيضاً , كان يقدّم لها الهدايا و رسائل الحب و الزهور |
| Karınıza ve çocuklarınıza son bir mesajınız varsa onları hemen duyayım. | Open Subtitles | اذا لديكم أي رسائل أخيرة لزوجاتكم و أطفالكم سأستمع إليها الآن |
| Bundan aylar öncesinde bana bunun gibi tehdit mesajları gönderiyordu. | TED | قبلها بعدة أشهر كان يرسل لى رسائل تهديد مثل هذه. |
| Başkalarının mektuplarını açıp okumak... sevdiğim şeylerden biri değildir, fakat... bazen bu onlara yardımcı olmamı sağlıyor. | Open Subtitles | إنّها ليست من أسعد لحظات مناوباتي .. فتح و قراءة رسائل الآخرين، لكن .. أحياناً يسمح لي مساعدتهم. |
| Şimdi ise ona yazılan mektubu gördüğünde kılını bile kıpırdatmıyor. | Open Subtitles | والى الان لم يتوارى لك؟ ، انه يكتب رسائل لها. |
| Bu yüzden çok fazla tepki mesajı almış gibi görünüyor. | Open Subtitles | و يبدو أنها تلقت الكثير من رسائل الكراهية بسبب هذا |
| Teğmen Ford bütün ekip üyelerinin kişisel mesajlarını kaydetmeyi bitirmek üzere... | Open Subtitles | اللوتاننت فورد يسجل رسائل من طاقم البعثة |
| Ölmeden altı saat öncesinde bir telefon ya da e-posta da yok. | Open Subtitles | لا إتّصالات هاتفية، ولا رسائل إلكترونية في الساعات الستة التي تسبق موته |
| İnsanların posta kutularında gizemli bir aşk mektubunun bir parçasını bulmaları gibi bir fikrim vardı. | TED | وصلت لفكرة انني اريد الاشخاص ان يحصلوا على نوع خاص من رسائل الحب الغامضة كقطعة وجدت في صندوق البريد |
| İntihar notları ya tam çılgıncadır, ya da çok gerçekçidir ama bu notta ikisi de var. | Open Subtitles | عادة رسائل الإنتحار إما تكون مجنونة تماماً أو عادية تماماً |
| Bak, çaba sarf etmediğinle ilgili e- postalar alıyorum evlat. | Open Subtitles | انظر, أنا من يحصل على رسائل البريد الإلكترونى بشأن تقصيرك |
| Şifreli e-postalar göndererek onun katilini bulmamıza yardımcı olacağını mı düşündün? | Open Subtitles | ظننت إذاً أن بإرسالك رسائل مشفرة سيساعدنا هذا على إيجاد القاتل؟ |