"سأعيش" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşayacağım
        
    • yaşayacağımı
        
    • yaşarım
        
    • yaşayıp
        
    • yaşayacak
        
    • yaşıyorum
        
    • yaşamak
        
    • kalacağım
        
    • yaşayacaksam
        
    • yaşayabilirim
        
    • yaşardım
        
    • yaşamaya
        
    • hayatta
        
    • yaşamam
        
    • ömrüm
        
    Endişelerimin bitmesiyle, Uzun güzel bir hayat yaşayacağım, senin sayende. Open Subtitles حقا؟ سأعيش حياة طويلة جميلة بفضلك أشعر بالارتياح التام الآن
    Hayatımın geri kalanını gururla, sessiz ve şerefli bir asaletle yaşayacağım. Open Subtitles لموافقه أمي أو لإعتراف أي إمرأه بي سأعيش باقي حياتي بفخر
    ~Bir gölge gibi yaşayacağım bundan böyle... ~Sonsuza dek geçmişte... ~Sonsuza dek geçmişte... Open Subtitles من الآن فصاعداً سأعيش كظلّ إلى الأبد في الماضي إلى الأبد في الماضي
    Joan Crawford hakkında iyi bir şey söyleyeceğini duyacak kadar yaşayacağımı hiç düşünmemiştim. Open Subtitles لم أتخيل أني سأعيش كفاية لأسمعك تقولي هذا كلام طيب عن جون كروفرد
    Biliyorsun, o an bu deli adam olmadan nasıl yaşarım diye düşünmüştüm. Open Subtitles أتعرف؟ كان هناك لحظة عندها تساءلت كيف سأعيش بدون هذا الرجل المجنون؟
    Evde yaşayacağım da kesin değildi. Ben bunu 36 yaşıma kadar öğrenmemiş olsam da... TED ولم يكن من المؤكد أنني سأعيش في المنزل، على الرغم من أنني لم أعلم ذلك إلا حين بلغت 36 من العمر.
    Hayatımı mutlu bir şekilde yaşayacağım ve çok çalışacağım seni görene kadar, ve söz veriyorum bir daha ağlamayacağım. TED سأعيش حياتي بسعادة و سأدرس بجد حتى ألقاك و أعدك أنني لن أبكي بعد ذلك
    Körlük; sıradan, küçük ve üzücü bir hayat yaşayacağım anlamına geliyordu ve muhtelemen yalnız. TED العمى كان يعني بأني سأعيش حياة غير ملحوظة صغيرة وحزينة، وعلى الأغلب وحيدا.
    Şanslıysam, bu animasyonun sonunu ve ozon deliğinin doğal durumuna geri dönmesini görecek kadar uzun yaşayacağım. TED لو كنت محظوظاً، سأعيش مدةً كافيةً لأرى نهاية محاولتنا هذه للإحياء، ولأرى ثقب الأوزون يعود لحالته الطبيعية.
    Orada yaşayacağım çünkü dediklerine göre Fransa özgürlükler ülkesiymiş. Open Subtitles سأعيش هناك لأنهم يقولون بأن فرنسا دولة الحرية
    İlelebet yaşayacağım konağı seçti. Open Subtitles اختار المستضيف الذي من خلاله سأعيش خالدا
    Peki sen uzakta olduğunda ben kendi hayatımı yaşayacağım ve sen de kendi hayatını. Open Subtitles ..إذا ، عندما تكون بعيدا أنا سأعيش حياتي ، وأنت ستعيش حياتك
    Hayatımın kalan kısmında, bu trajediyle ve bu trajedilerle yaşayacağımı biliyorum. TED أنا أعلم أنني سأعيش مع هذه المأساة، مع هذه المآسي المتعددة، في ما تبقى من حياتي.
    Artık durulmamın zamanı. Sonsuza dek yaşayacağımı sanmaktan vazgeçmeliyim. Open Subtitles لقد حان الوقت لأستقر ، واتوقف عن التظاهر بأني سأعيش للأبد
    Iskalarsan Tanrı'ya yemin olsun ömrümü kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde yaşarım. Open Subtitles ..أقسم بالرب، إذا فشلت سأعيش بقية أيامي في شمال البلاد، في مكانٍ هادئ
    O zaman yaşarım. Ama minnettarım, Shane. Open Subtitles سأعيش أطول منه إذا لكنني أقدّر نصيحتك ، شاين
    Burada yaşayıp... dünyanın dört bir yanına gidecek harika şeyler... yaptım. Open Subtitles ‫حيث سأعيش ‫وأصنع أشياء جميلة جدا ‫كي يراها جميع الناس ويمتلكوها
    Bildiğiniz gibi ergenlik yıllarımda kontrolden çıkmıştım. Her günümü bir sonraki gün yaşayacak mıyım diye düşünerek geçiriyordum. TED لذا كما استنتجتم في سنوات مراهقتي كنت قد ضعت في الواقع أذهب كل يوم أتساءل إذا كنت سأعيش في اليوم التالي
    Maraton koşamayacağım ama yaşıyorum. Open Subtitles .. لن أشارك بأي سباق ماراثون , لكن سأعيش
    Superman'nin ahlaki kurallarına göre yaşamak zorunda mıyım ve kadın yaşlanıyor mu? Open Subtitles هل سأعيش بمبادئ سوبرمان النفسية؟ ، والصديقة الحميمية ستصبح كبيرة في السن؟
    Çok arkadaş kanlısı bir şekilde yaklaşmazsam alınmayın ama yakında babamla birlikte kalacağım ve vaktimi kısa süreli ilişkilerle israf etmekten hoşlanmıyorum. Open Subtitles أرجو ألا تشعروا بالإساءة إذا لم أكن ودّية لكني سأعيش مع أبي قريبًا ولا أحب حقًا إضاعة الوقت على علاقات قصيرة المدى
    Kramer, eğer orada yaşayacaksam, bâzı şeyleri atmalısın. Open Subtitles كرايمر، إن كنت سأعيش هناك عليك التخلّص من بعض هذه الأغراض.
    - Böyle daha uzun yaşayabilirim. Open Subtitles أعتقد أنى سأعيش أكثر وأنا هكذا
    Bunu projelendirsem, beni şöyle düşündürürdü Motorsikletimle kaza yapmasam, 120 ye kadar yaşardım. TED إذا فكّرت في كيفيّة التّغيير على المستقبل بنفس النّسبة، سأعيش إلى عمر ال120 إذا لم أعمل حادثاً على درّاجتي النّاريّة
    Bu yalanla daha ne kadar yaşamaya devam edebilirim emin değilim. Open Subtitles آماندا جراى ستون أنا غير متأكده إلى متى سأعيش هذه الكذبه
    Sirkin yıkılacağını göreceğim hayatta aklıma gelmezdi. Open Subtitles لم أعتقد أنى سأعيش لرؤية السقوط الكبير من أعلى
    Güney Dakota'da yaşamam konusunda hiç bir gerçeklik payı yok. Open Subtitles ليس هناك اي واقع الذي فيه سأعيش في جنوب داكوتا
    Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur çünkü ne kadar ömrüm kaldı, onu da bilmiyorum. Open Subtitles لذلك علي أن أذهب قريباً لأنني لا أعف إلى متى سأعيش

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more