"سار" - Translation from Arabic to Turkish

    • gitti
        
    • geçti
        
    • giderse
        
    • gittiğini
        
    • hoş
        
    • İyi
        
    • gidiyor
        
    • yürüdü
        
    • güzel
        
    • oldu
        
    • giden
        
    • yolunda
        
    • geçmiş
        
    • geçtiğini
        
    • kötü
        
    Bu arada dün geceki avlama nasıl gitti? Kaset var mı hiç? Open Subtitles أوه، بالمناسية كيف سار صيد الأمس هل حصلت على أية شرائط ؟
    Bazen bu şeyler üzerimdeyken daha hoş göründüğümü düşünüyorum. Nasıl gitti bakalım? Open Subtitles اتعرف احيانا اعتقد اننى ابدو افضل بهذا الشيء، كيف سار الامر؟
    Buraya geldiğinden beri hayatımda her şey ters gitti. Open Subtitles من اللحظة التي بقيت فيها هنا كل شيء سار بشكل خاطيء في حياتي
    Üzgünüm, işyerinde çok işim çıktı, bebekle günün nasıl geçti? Open Subtitles آسفة لأنّني تأخرت هكذا بالعمل، كيف سار الأمر مع الطفلة؟
    Kokusunu takip etmek için köpek kullanabileceğimizi tahmin etti ve nehrin karşısına geçti. Open Subtitles لقد توقع أننا سنستخدم كلاب مدربة لتعقب رائحة البشر لذا سار عبر الماء
    Ve eğer işler gerçekten iyi giderse aynısını sadece Japonlar için yapacaklar. Open Subtitles وإن سار الأمر على ما يرام سيقومون بفعل نفس الأمر، ولكن باليابانية
    İlki ne kadar iyi gitti. Open Subtitles لقد سار كل شيئ على ما يرام في الجزء الأول
    Çok korkmuştum ama iyi gitti galiba, öyle değil mi? Open Subtitles لقد كن خائفة للغاية لكني أعتقد أن الأمر سار على ما يرام، أليس كذلك؟
    Çok korkmuştum ama iyi gitti galiba, öyle değil mi? Open Subtitles لقد كن خائفة للغاية لكني أعتقد أن الأمر سار على ما يرام، أليس كذلك؟
    Katilimiz gayet doğal biçimde yürüyüp gitti, ...biraz bekleyip, ...pencerenin altındaki duvara döndü ve kordonu he iki ucundan tuttu. Open Subtitles القاتل سار مبتعدا أنتظر قليلا ثم عاد للجدار أسفل النافذه
    Evet, herşey iyi gitti. Elbette herşey iyi gitti. Tamam. Open Subtitles أجل, سار بشكل جيد بالطبع, سار بشكل جيد, حسناً؟
    Komparatör odasından müdürün odasına kadar gitti, kapıda durdu ve kravatını düzeltti, biraz saçını taradı ve "Bu konuda biraz umursamaz görünmek istiyordum" dedi. Open Subtitles سار فى الممر من غرفة المقارنة هابطاً الطريق إلى مكتب المدير وتوقّف وعدّل من ربطة عنقه ومشّط شعره قليلا
    İyi gitti, değil mi? Open Subtitles حسناَ ، سار كل شيء على ما يرام أليس كذلك ؟
    Yani bir zaman tayfının gelip bizi öldürmeye çalışması dışında, nasıl geçti? Open Subtitles إلى جانب قدوم طيف زمني هنا وكاد أن يقتلنا، فكيف سار الأمر؟
    Açıkçası hepsi de oldukça iyi geçti. Fakat, sanki bir şeyler eksik gibiydi. TED وأعني أن كل شيء سار على ما يرام، ولكن كان هناك دائمًا شعور بأن شيئًا ما مفقود.
    Sabah kötügeçti, bayan? Open Subtitles سار بشكل سيء هذا الصباح أليس كذلك يا سيدتي؟
    Eğer her şey yolunda giderse döndüğüm zaman, başkenti terk ederiz. Open Subtitles لو سار كل شيء على ما يرام فعندما سأعود سنترك العاصمة
    Nasıl gittiğini haber vermek için seni 10:00'da tekrar ararım. Open Subtitles سأتصل بك ثانية في العاشرة لأعلمك كيف سار الأمر.
    Her ne kadar hoş olmasa da, yenilmekten daha iyidir. TED أنه أمر غير سار ولكنه يحميك من أن تكون عرضة للإفتراس.
    Yalnız olması gerekiyor. Topallayarak izleme vagonuna kadar gidiyor... Open Subtitles لقد سار كل هذة المسافة حتى عربة الملاحظة
    İki gün ve gece boyunca yürüdü, hayatını riske attı ve ayrıldı. Tek isteği onu görmekti. TED سار طيلة يومين وليلتين وخاطر بحياته وخرج، والشيء الوحيد الذي أراده هو رؤيتها.
    Aman ne güzel. Bir izinsiz yolcu daha. Geçen sefer işe yaramıştı ya. Open Subtitles رائع، راكب آخر غير مصرح به، سار الأمر بشكل رائع في آخر مرة
    Anlaşılan o ki, işte benim çalışmam da böyle oldu çünkü insanlara sevgi hakkında soru sorduğunuzda size aşk acılarını anlatırlar. TED هذه هى الطريق التى سار بها عملى كما يبدو، لأنه، عندما تسألون الناس عن الحب، فإنهم يخبرونك عن إنكسار القلب.
    Çok basit olarak sormak istiyorum: Son 50 yıldaki demokrasi hakkında konuştuğumuzda doğru olan ne, yanlış giden ne? TED فإذا أود أن طرح السؤال: ما الذي سار على نحو صحيح أو خاطئ في الخمسين عاما هذه فيما يتعلق بالديمقراطية؟
    Ne kadar muhteşem bir gün. Birilerinin randevusu iyi geçmiş anlaşılan. Open Subtitles ياله من يوم رائع يبدو ان موعد احدهم سار جيدا صحيح؟
    Daha sonra onu gördüm, ve sana oldukça iyi geçtiğini söylüyorum, omzunu silkiyorsun. Open Subtitles ولقد رأته و أنا أخبرك الآن أن الأمر سار جيداً وأنا لا أهتم الآن
    İyi avukat, kötü avukat, bebeğim. Büyü gibi işe yaradı. Open Subtitles المحامي الجيد و المحامي السيء يا عزيز سار الأمر كالسحر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more