Burada öleceğiz, orası kesin. İçeri girmenin bir yolunu bulacaklar. | Open Subtitles | من المؤكد بأننا سوف نموت هنا ، سيجدون طريقًا للدخول |
500 dolara bahse varım ki kokpitte ölü bir çocuk bulacaklar. | Open Subtitles | أراهنك بـ 500 دولار أنهم سيجدون طفلاً ميتاً خلف عجلة القيادة |
Belki bir not, bir mesaj bulurlar diye saatlerce bekledim. | Open Subtitles | أنتظرت لساعات لأرى إن كان سيجدون ملاحظة منه, أو رسالة |
Parmak izi bulacaklarını sanmıyorum. O oldukça zeki. | Open Subtitles | لا اعتقد بانهم سيجدون اي بصمات انها ذكية جدا |
Eğer yeterince ucuz şeylere sahipseniz, insanlar onları kullanım yolları bulacaklardır, çok ilkel görünse dahi. | TED | إن كان لديك أشياء ثمنها رخيصٌ بالمقدار الكافي، فالناس سيجدون لها استعمالاتٍ، حتى وإن بدت جدّ بدائية. |
İnsanlar bir çözüm arayışında ve belki de bulacaklar. | Open Subtitles | الناس يبحثون عن حل وربّما سيجدون هذا الحل |
- Bu büyüklükte bir şehirde... 15 yavruyu nasıl bulacaklar? | Open Subtitles | هل تعتقد أنهم سيجدونها؟ كيف سيجدون خمسة عشر جرواً صغيراً في مدينة كبيرة كهذه؟ |
Eşyalarını bulacaklar. O daima kurbanlarını bazı takılarını alır. | Open Subtitles | سيجدون بعض الدلائل, لأنه كان يأخذ قطع من مجوهرات ضحاياه |
Nasyonalistler bir gün gelecekler ve ne bulacaklar? | Open Subtitles | القوميّين سيصلون فى أى لحظة و ماذا سيجدون ؟ |
Daha da kötüsü Çin elçiliği hata yaptı. Cesetler yakılmadığı için eroini bulacaklar. | Open Subtitles | ستبدأ السفارة بالتحقيق و عندها سيجدون الهروين |
Göreceksin. Pazartesi günü tesisatçılar gelecek ve sıkışmış bir şeyler bulacaklar. | Open Subtitles | سترين ، يوم الأثنين ، سيأتي السمّكريين و سيجدون شيئاً محشور هنا |
Ve, cinsel olarak ilgisiz olan çiftler, birden kendilerini öyle arzuyla aç bulurlar ki, bunun nerden geldiğini bilmezler. | TED | والشركاء الذين كانوا غير مبالين بالجنس سيجدون أنفسهم فجأة شهوانيين بشراهة لا يعرفون كيف حصل هذا |
Hepimiz biliyoruz ki, eğer eleştirmenler siyahi olduğunu bilirse, yazılarında daha fazla hata bulurlar. | TED | نعلم أن المراجعين سيجدون أخطاءً إملائية أكثر في نصوصك إذا ما ظنوا أنك أسود. |
Kahve içerken taklidini yapacak başka birini bulurlar. | Open Subtitles | سيجدون شخصاً أخراً ليقلدوا عليه أثناء فترة جلوسهم لتناول القهوة |
Parmak izi bulacaklarını sanmıyorum. O oldukça zeki. | Open Subtitles | لا أعتقد أنهم سيجدون أية بصمات إنها ذكية جداً |
Çocuklar oyunlarımı eğlenceli bulacaklardır. | Open Subtitles | حسنا.. أنا متأكدة بأن الأطفال سيجدون ألعابي مسلية جدا |
Bu aynı zamanda, kendi ekolojik nişlerini bu mimari içinde bulacak yerel deniz ekolojisini de kendine çekecektir. | TED | كما أنه سيؤدي إلى جذب البيئة البحرية المحلية ، والذين سيجدون لهم البيئة الملائمة داخل هذه العمارة. |
Kaldırırsa, indirecek bir yol bulur onlar. | Open Subtitles | لأن لو رفعه ، سيجدون طرقا لتحطيمه من جديد |
Eğer her şey yolunda giderse onlar geldiğinde cesedi bulup polisi çağıracaklar ve senin de geçerli sebebin olacak. | Open Subtitles | عندما يأتون ليروا لو كان كلّ شيءٍ على ما يُرام، فإنّهم سيجدون الجثّة، ويتّصلون بالشرطة، وسيكون لديكِ سبب مُحتمل. |
Ormana attığım öğretmeni birileri bulacaktır ama. | Open Subtitles | ولكنهم سيجدون المدرس لقد وضعته في الغابة |
İmkanı yok, yani bir ipucu bulabilirler fakat asla kaynağını bulamazlar. | Open Subtitles | اعني انهم سيجدون مخرج صعب ولكن لن يكتشفوا اين مكان المصدر |
Şerifi ve adamlarını tanıyorsunuz. Çocuklarınızı bulacağını biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرفون ان رئيس الشرطة و رجاله سيجدون اطفالكم .. |
Onlara bugünkü postayı kontrol etmelerini söyledim gecikmiş ödememizi bulacakları yer orasıydı onlar da buldular, yani ışıklar kısa bir süre içinde gelir. | Open Subtitles | طلبت منهم فحص بريدهم اليوم، حيث سيجدون تسديدنا المتأخّر، وهو ما فعلوه, لذلك يجب أنْ يعود التيار قريباً |
Birbirlerini tekrar bulabilecekler mi? | Open Subtitles | وهو ، هل سيجدون بعضهم مرة أخرى ؟ |
Arkadaşlarımın dalga geçecek bir şey bulacaklarından eminim, bu konuda zekiler. | Open Subtitles | أسمع، أعرف أن أصدقائي سيجدون شيءً ليسخروا منه انهم أذكياء بهذا الموضوع |
Aslında imdat çağrısını yollarım, ama açıkçası, bu küçük tekneyi hiçbir zaman bulabileceklerini sanmıyorum. | TED | أرسلت إشارة استغاثة، لكن صراحة لا أعتقد أنهم سيجدون هذا المركب الصغير. |
Seni suçlamadılar çünkü cesedi bulacaklarına inanıyorlar. | Open Subtitles | ليس هناك تهم لحد الآن. يعتقدون أنّهم سيجدون جثه. |