| İşin temelleriyle birlikte ortaya çıkan başka bir şey daha var. | TED | وهناك شيء آخر من الاعتراضات يأتي مع قصة الاساسيات تلك .. |
| Kalori hesabı yapmadan önce bilmeniz gereken başka bir şey daha var. | TED | هذا شيء آخر يجب أن تعرفوه قبل أن تبدأوا بعد السعرات الحرارية. |
| Bir sıraya bakarsak, bu şemadan anlayabileceğimiz başka bir şey daha var. | TED | هناك شيء آخر يمكننا فهمه من هذا المخطط إن نظرنا إلى صفٍ. |
| Kapının kilidinden başka aradığın bir şeyler daha mı var? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء آخر إحتجتِ لفكْه عدا قفل الباب؟ |
| - Öyle tahmin ediyorum. İlgilenebileceğin bir şey daha var. | Open Subtitles | ربما علي قول هذا, شيء آخر قد تكون مهتماً به |
| Bir şey daha: Penny'nin oyunu kesinlikle temiz ve iyi kurulmuştu. | Open Subtitles | و شيء آخر أيضا، هناك تأثير خَلقي معين على اللعبة، بيني |
| Bırak kızlar senin üstüne düşsün. Bir şey daha var. | Open Subtitles | يجب أن تدع الأمور تأتي إليك لوحدها وإليك شيء آخر |
| Bak, şimdi aklıma sende değiştirmek istediğim bir şey daha geldi. | Open Subtitles | اتعرف لقد فكرت الان في شيء آخر احب ان اغيره فيك |
| DNA örneği ve tırnaklarında metal kalıntıları var. Ama bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك دليل يرتبط بالحمض النووي وشظايا الحديد تحت الأظافر, لكن هناك شيء آخر |
| Bebek çorba seviyor. Bebeğin sevdiği başka bir şey daha hatırlıyorum. | Open Subtitles | الطفل أعجبه حساءه اتعلم , أتذكر شيء آخر الطفل يحبه كثيراً |
| Ben sadece bana hayatımı nasıl yaşamamı söylememelerini istiyorum ama onlara onaylamayacakları başka bir şey daha vermek de istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا اريدهم ان يقول لي كيف أعيش حياتي ؟ لكني لا أريد إعطائهم اي شيء آخر للرفض اما |
| Hayvanlar hakkında, çoğu insanın bilmediği, başka bir şey daha vardır. | Open Subtitles | يوجد شيء آخر بخصوص الدببة .. هذا شيء لا يعرفه الكثير |
| Gitmeden önce konuşmak istediğim başka bir şey daha var. | Open Subtitles | ثمة شيء آخر أردت التحدث معك بشأنه قبل أن ترحل. |
| Ve burada hayatımı güzel kılabilecek başka bir şey daha var. | Open Subtitles | و هناك شيء آخر هناك من شأنه جعل الحياة مجزية جداً |
| Ancak çok fazla rüya gördüm başka bir şey hakkında yazmak artık imkânsız. | Open Subtitles | لكني حلمت كثيرًا البارحة. والآن من المستحبل أن أكتب عن أي شيء آخر. |
| Ya da adını hiç duymadığın ve kimsenin yemediği bir şeyler. | Open Subtitles | أَو أي شيء آخر لم تسمعي به أبدا ولا أحد يَأْكلَ |
| başka birşey de, birkaç serseri iş aramaya geldiğinde oldu. | Open Subtitles | شيء آخر ، ذاك اليوم الذي جاء فيه عابري السبيل |
| başka şeyler demek isterseniz, bunu ben yokken yapmanız gerekecek. | Open Subtitles | أي شيء آخر ستنادونني به يجب أن يكون في السر |
| Pardon. İşinize yarayabilecek diğer bir şey ise beş saniye kuralı. | TED | آسف. يوجد شيء آخر يمكنكم استعماله، أطلق عليه قاعدة الخمس ثوانٍ. |
| Bilgisayarlar gelmiş geçmiş her bir şeyden daha hızlı şekilde ileriye gidiyor. | TED | تتحسن أجهزة الكمبيوتر أسرع من أي شيء آخر من أي وقت مضى. |
| Çoğu kadının yaptığı diğer şey ise her şeyi yapmamız gerektiğini düşünmemiz. | TED | شيء آخر أن عديدًا من النساء نفكر بأن علينا فعل كل شيء. |
| Paniklemeni istemem ama bazen bunalım başka bir şeyin işareti olabilir. | Open Subtitles | لكن أحياناً يكون الإكتئاب إشارة إلى أنّ ثمّة شيء آخر يحدث |
| Merhamet hakkındaki diğer şey ise sinirsel bütünleşme denen özelliği arttırmasıdır. | TED | وهناك شيء آخر عن التعاطف انه فعلاً يحفز ويقوي التكامل العصبي |
| Yani o parça yok oluyor, ve sizde ekran ve diğer şeyler falan oluyor. | TED | لذا فتلك القطعة تختفي، وبعد ذلك لديك شاشة العرض وكل شيء آخر. |
| Ümitsizce başka bir şeye, herhangi bir şeye odaklanmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاول أن تركز بشدّة على شيء آخر، أيّ شيء آخر |
| Başka hiçbir organ, insan hayatında muhtemelen başka hiçbir nesne mecaz ve anlam açısından insan kalbi kadar ilham verici değil. | TED | لا يوجد أي عضو آخر، وربما لا يوجد أي شيء آخر في حياة الإنسان، كالقلب البشري من حيث استعماله في المجاز. |