Şimdi, Polis Departmanı'ndan gelen arkadaşımız benim hakkımda ne dedi? | Open Subtitles | الآن ، ماذا قال لك صديقنا من مكتب المحاماة عني؟ |
Anlaşılan sürüngen arkadaşımız... sıcak ve rahat bir spot ışığı bulmuş. | Open Subtitles | يبدو أن صديقنا الحرشفي قد وجد بقعة دافئة و حنينة للإختباء |
arkadaşımız Travis Berta bugün cezaevinde Aryan Nation'un 6 üyesini öldürmüş. | Open Subtitles | صديقنا ترافس بيرتا الأعضاء المقتولون الـ6 الأمةِ الآريةِ في السجنِ اليوم. |
Hayır, onunla gider, onu koruruz ve şu yaratık arkadaşımızı ararız. | Open Subtitles | كلاّ بل نذهب معها ونحميها ونبقي عيوننا مفتوحة على صديقنا المفترس |
Wild, burada bir arkadaşımızın vurulduğu hiç olmadı, değil mi? | Open Subtitles | وايلد انك لم تر صديقنا هنا يطلق ابدا اليس كذلك |
Tamam, ben de bu arada dostumuzun neler çevirdiğini öğrenirim. | Open Subtitles | جيد , هذا سيعطيني فُرصة .لمعرفة ماسبب وجود صديقنا هنا |
Doktor arkadaşımız kendine zarar vermemen için seni bağlamak zorunda kalabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | صديقنا الطبيب، يعتقد أنه يجب كبح جماحكِ لكي نبعدكِ عن إيذاء نفسكِ |
Venedik ziyafetleri boy ölçüşecek olsa neden arkadaşımız oradan ayrılsın? | Open Subtitles | إذا كانت ولائم البندقية قابلة للمقارنة لماذا غادر صديقنا دياره؟ |
Venedik ziyafetleri boy ölçüşecek olsa neden arkadaşımız oradan ayrılsın? | Open Subtitles | إذا كانت ولائم البندقية قابلة للمقارنة لماذا غادر صديقنا دياره؟ |
Daha sonra, eski arkadaşımız şarap tanrısı Bacchus'a rastlıyoruz. | Open Subtitles | و لاحقاً ، نقابل صديقنا القديم باخوس ، اله الخمر |
Hava açıyor, genç arkadaşımız artık gidebilir. | Open Subtitles | الطقس بدأ يعتدل ، لذلك صديقنا يمكن أن يسير فى طريقه |
Evet. arkadaşımız hakkında. Az önce tekrar aradı. | Open Subtitles | نعم , الأمر بشأن صديقنا . لقد إتصل مرة اُخرى |
Sevgili arkadaşımız ve iş ortağımız Hyman Roth, haberlere çıkmış. | Open Subtitles | صديقنا و شريكنا هايمن روث ظهرت أخبارة فى الصحف |
Bolivar, Venezuela'nın para birimidir. arkadaşımız Venezuela'ya gidiyor. | Open Subtitles | بوليفار هي العملة المستخدمة في فينزويلا صديقنا ذاهب إلى فينزويلا |
Ivan, yarın sabah bizi ve arkadaşımızı taşıyıp yardımcı olabilirmisin? | Open Subtitles | ايفان هل يمكن ان تقودنا الي صديقنا في الصباح ايضا؟ |
arkadaşımızı anmak için uygun... | Open Subtitles | عواطفنا في هذه اللحظة تمنعنا من إيجاد كلمات مناسبة لوصف صديقنا |
İş arkadaşımızın annesi buranın müdürüyle yatıyor, yani basit olarak... | Open Subtitles | فان أم صديقنا تنام مع مع مدير المحل ، لذا |
Öyleyse o bombayı dostumuzun karnından çıkarmak için 22 dakika 45 saniyemiz var. | Open Subtitles | إذن لدينا 22 دقيقة و 45 ثانية لاخراج تلك القنبلة من صديقنا العزيز |
Aşağı in ve büyük yeşil dostumuzu bizim tarafımızda tutabiliyor musun bir bak. | Open Subtitles | أنزل إلى هناك وأنظر إذا يمكنك أن تبقي صديقنا الأخضر الكبير في جانبنا |
arkadaşımıza yeni bir iş bulmasında yardım edecek misiniz? | Open Subtitles | هل أنت قادر على مُساعدة صديقنا أن يحظى بعمل جديد؟ |
Sen, sevgili arkadaş, Bize verebileceğin bir şeyler var mı? | Open Subtitles | يا صديقنا العزيز، هل لديك اي شئ اخر لتعطينا اياه؟ |
çok çok heyecanlanıyorum. veya yavaş yavaş altlarını çizip vurgulayıp ve sonunda bu eski dostumuzla da sonlandırabilirim sessizlik. | TED | عندما أقول شيئاً بسرعة للغاية وبإمكاني الابطاء حتى أؤكد المعنى وفي النهاية بالتاكيد انه صديقنا القديم الصمت |
Bu sebeptendir ki dostumuza Washington'da bana iletmesi için bittiğini söyledin. | Open Subtitles | لهذا قمتَ بأخبار صديقنا فى واشنطن أن يخبرني بأن الأمر انتهى. |
Yeni arkadaşımızla biraz sohbet edeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأجري حواراً صغيراً مع صديقنا الجديد |
arkadaşım Taylor Urruela gibi insanlara baktığımda, -kendisi Irak'ta bacağını kaybetti ve iki büyük hayali vardı- | TED | عندما ننظر إلى الناس مثل صديقنا تايلور أورويلا، الذي فقد ساقه في العراق، كان لديه حلمان كبيران في حياته. |
Arayan arkadaşımızdı, Personel sorumlusu olan. | Open Subtitles | المُتحدّث كان صديقنا رئيس الأركان، |
Küçük arkadaşın kanıtı getirdi mi? | Open Subtitles | هل احضر لكِ صديقنا الصغير ذو الرائحة الكريهة الدلائل ؟ |
Burada dostumuzdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | لا إنك لا تفعل , إنه صديقنا هذا الذي نتكلم عنه هنا |
Evet, ibne olabilir, ama bundan önemlisi, bizim dostumuzdu. Ailesine bakmakla yükümlüyüz. | Open Subtitles | لقد ارتكب حماقات فعلاً، لكنه كان صديقنا قبلنا لا يمكننا ترك عائلته تضيع هكذا |