| Ya yolumdan çekil ya da ortağım ol ve arkamı kolla. | Open Subtitles | يمكنك إمّا الوقوف خارج طريقي أو يمكنك أن تكون شريكي وتدعمني. |
| yolumdan ne kadar çabuk çekilirseniz küçük topunu o kadar çabuk ateşlersin. | Open Subtitles | كلما كان تنحيك عن طريقي قريبا كلما كان اشعالك لمدفعك الصغير اقرب |
| Lütfen yolumdan çekil. Kayıp bir köpek yavrusuna ihtiyacım yok. | Open Subtitles | فقط إبتعدي عن طريقي انا لا أريد المزيد من النحيب |
| önümden çekil, seni havlayan saman yığını, yoksa kelleni uçururum! | Open Subtitles | ابتعدوا عن طريقي يا كومة التبن وإلا سوف ادق عنقكك |
| Teşekkürler, ama acil haberler taşıyorum ve yoluma devam etmem gerek. | Open Subtitles | شكراً لك، ولكني أحمل إرساليات هامة ويجب أن أستمر في طريقي |
| Şimdi onlarla görüşmeye gidiyorum, ve onlar da beni dinleyecekler. | Open Subtitles | أنا في طريقي لرؤيتهم الان و سوف يستمعون إليّ أيضاً |
| Seni görmeye geliyorum. Ben gelene kadar hiçbir şey yapma. | Open Subtitles | أنا في طريقي إليك الآن لا تفعل شيئا حتى أصل |
| Havaalanından evime doğru gidiyordum. Yeni bir işim oldu. Şimdiden çalışıyorum." | TED | سيدي. كنت في طريقي إلى البيت من المطار . وحصلت على وظيفة . و ها أنا أعمل مباشرةً |
| yolumdan çekil sivri diş. Hadi bana şimdi cevap versene. | Open Subtitles | إليكِ عن طريقي أيّتها النمر النابيّ، أنتِ ستذعنين لأوامري الآن. |
| - Burada kutunun içinde. Sağ salim ve yolumdan çekilmiş vaziyette... | Open Subtitles | إنّه هنا داخل هذا الصندوق بالحفظ و الصون، بعيداً عن طريقي |
| De Winton'lara, onu tutuklamaya gidiyorum. Ve sana, yolumdan çekilmeni tavsiye ederim! | Open Subtitles | انا ذاهب الى "دي وينت" لأعتقله .ومن الافضل ان تبقى خارج طريقي |
| - Dayan High Bred! Çekilin yolumdan! Çekilin yoldan! | Open Subtitles | تشبث، هايبريد, اخروجوا من طريقي ابلغوا هناك الآن, ابلغوا هناك الآن |
| Ya bana yardιm edin, ya da yolumdan çekilin. | Open Subtitles | وانتم اما ان تقفوا في صفي لمساعدتي او ابتعدوا عن طريقي |
| Haydi, seni sefil aptal! Çek şu koca kıçlı tankerini yolumdan! | Open Subtitles | هيا أيها الأحمق البائس أبعد هذه الشاحنة عن طريقي |
| Bravo, budala. Şimdi çekil önümden. Uzak dur! | Open Subtitles | مرحا لك أيها الحمار والآن إبتعد عن طريقي |
| Ancak ne senin ne de bir başkasının yoluma çıkmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن لن أسمح لك او اي شخص اخر أن يقف في طريقي |
| Yok bir şey, toplantıya gidiyorum, o kadar. Bak, daha sonra konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | لاشئ, أنا فقط في طريقي إلى إجتماع إسمع, هلا تحدثنا في وقت لاحق؟ |
| Duş filan yok. Öyle de güzel kokuyorsun. Size doğru geliyorum. | Open Subtitles | لا تحتاج لأن تستحم، فرائحتكَ جيده أنا في طريقي إليك الأن |
| Advil aldım. 15 dakika sonra, bütün gücüyle saldırmış bir astım kriziyle acile doğru gidiyordum. | TED | لقد تعاطيت دواء الأدفيل. و بعد 15 دقيقة، كنت في طريقي نحو غرفة الطوارئ و أصبت بنوبة ربو حادّة. |
| Bir gecede birden fazla genç kız kurtarmak zorunda değilsiniz. Tamam, çekilin yoldan. | Open Subtitles | يفترض عليك ألا تنقذ أكثر من سيدة بالليلة الواحدة حسنًا، تنحوا عن طريقي |
| Şu an Kanada'ya doğru yola çıkmış olabilirdim. Bu delilik. | Open Subtitles | كنت أستطيع أن أكون في طريقي إلى كندا هذا جنون |
| Televizyonun aileleri nasıl birleştirdiğine dair yapacağım konuşmaya giderken arabam bozuldu. | Open Subtitles | في طريقي لإلقاء كلمة حول أهمية التلفاز في لم شمل العائلة |
| yolda bir bakanla karsılaştım ve babamın çocukluk arkadaşı çıktı. | Open Subtitles | اليوم التقيت وزيرا في طريقي. ثم وجدته صديق طفولة أبّي |
| Buraya gelirken, uçuş boyunca, yanımdaki yolcu ile aramızda ilginç bir konuşma geçti. | TED | في طريقي إلى هنا، أجريت محادثة شيقة مع الراكب الذي بجانبي خلال رحلتي |
| yoldayım özgür olma yolunda. | TED | أنا في طريقي لمكان أستطيع فيه أن أكون حرًا. |
| Yüce şeylere doğru yol alırken önüme çıkan ve ezilmesi gereken bir böceksin. | Open Subtitles | أنت مجرد حشرة في طريقي وسأسحقك في رحلة سعيي إلى تحقيق أمور أعظم |
| Tek demek istediğim Bay Badalandabad bu üniversitede mango soymanın tek yolu var ve o benim yolum. | Open Subtitles | وكلّ أقول، السّيد بابدالند أباد، ذلك في هذه الجامعة، هناك طريق وحيد واحد لسلخ نمس. وهو طريقي. |
| Göremediğim için ellerimi duvarda gezdiririm, bu şekilde yolu bulurum. | TED | ولأنني لا أرى، اعتدت أن أتلمس بيداي الحائط لأجد طريقي. |