Justine, içinde biraz olsun hırs varsa bu kesinlikle baba tarafından gelmiyor. | Open Subtitles | جستين، أي طموح تتمتعين به، فهو ليس من طرف أبيك من العائلة. |
Justine, içinde biraz olsun hırs varsa bu kesinlikle baba tarafından gelmiyor. | Open Subtitles | جستين، أي طموح تتمتعين به، فهو ليس من طرف أبيك من العائلة. |
Asıl ikilem, genelde kimse elde etme hırsı olmadan politik güç sahibi olamaz. | Open Subtitles | الفرد ليس لديه عموماً الفرصة قبول سياسي واسع بدون طموح لإدراته بشكل فعًال |
tutkulu insanlar çok güçlü hale gelmişti bu yüzden iyi insanlar beklemeye karar verdi. | Open Subtitles | طموح الشعب وقد أصبحت قوية، لذلك قرر الشعب جيدا الانتظار. |
Çünkü Stevin'in rüzgar gücüne karşı olan tutkusu arabaların çok daha ötesindeydi. | Open Subtitles | و لأن طموح ستيڤن وصل إلي ما هو أبعد من عربات الرياح |
Politik hırsları olan, kendini çok önemli gören bir adamla evli. | Open Subtitles | والمتزوجة من رجل له طموح سياسى. والذى يشعر باهميته بدرجة كبيرة. |
Ben hırslıyım biliyor musun? Bir gün bekçi olabilirim. | Open Subtitles | أنا لدي طموح ربما أصبح مدير السجن يوماً ما |
Gözün yüksekte hırslı olmaya hırslısın ama hırsına eşlik edecek gaddarlığın yok. | Open Subtitles | تريد أن تكون عظيما ولا تخلو من طموح لكنك تخلو من الخبث الملازم له |
Çalışma izni alarak Manhattan'a geldin ve inşaat işlerinde çalışmaya başladın, para kazanma hırsın yüzünden garip işlere bulaştın. | Open Subtitles | حيث عمل في المنشآت رقم 3 طموح عامل جاد , إنه مناضل |
hırs öyle boş, öyle koftur ki bence bir gölgenin gölgesi dense yeridir. | Open Subtitles | هذا حق وانا ارى الطموح من الخفة والرقة بحيث لا يعدو ان يكون مجرد ظل لظل فاذن العامة الذين لا طموح عندهم |
Delilerin ve katillerin ruhlarını kurtarmak bayağı büyük bir hırs, sizce de öyle değil mi? | Open Subtitles | إنقاذ أرواح المجانين والقتلة هي طموح نبيلة, أليسَ كذلك؟ |
Ben de hırs yapmaması için mükemmel bir örneğim teknede yaşıyorum, yoksulum yastık olarak istiridye krakerlerinin çuvalını kullanıyorum. | Open Subtitles | وأنا وجه الغلاف ..لصفر طموح أعيش على قارب بالشاطئ اليد بالفم وأستخدم كيس من مفرقعات المحار كوسادة |
sezarın dünyanın her yerine uzanan kabaran hırsı, bize boyunduruk taktı, savaşçı olan insanların silkinip kurtulması lazım . | Open Subtitles | طموح سيزر ، قد تضخم كثيراً و أمتد إلى طرفي العالم ضد كل الألوان ، لم يضع نيراً علينا |
İçimde sadece kendini aşan ve öbür tarata düşen yükselme hırsı var. | Open Subtitles | فقط طموح جامح يثب أعلى مما ينبغى فيسقط على الجانب الآخر |
Dün. Hiç tutkulu değilsin dedin. | Open Subtitles | بالأمس أنت قلت أنه ليس لديك أى طموح على الأطلاق |
Babamı incitmek istemiyorum, onu seviyorum o iyi kalpli bir adam, ancak bu benim hayatımın tutkusu değil. | Open Subtitles | هو رجل لائق, لكن هذا لم يكن ابداً .طموح حياتي |
Çünkü kendi küçük imparatorluk hırsları vardı. | Open Subtitles | حيث كان لديها طموح إمبراطوري مصغر خاص بها |
En azından hırslıyım. | Open Subtitles | على الأقل لدي طموح يا مقبلة المؤخرات |
Çok hırslısın Hal, ve bunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | الآن، أنت عندك طموح يا هال وأنا أحترم ذلك |
Asıl sebep, amaçların, hırsın, kariyerin olmaması. | Open Subtitles | لكن بسبب أنك بلا أهداف ولا طموح ولا مهنة. |
Abartmıştım tabi ki. Çok hevesli olduğum için sanırım. | Open Subtitles | لقد بالغت، بالطبع نظراً لأني كنت طموح جدا |
Bir marangoz için ilginç bir ihtiras. | Open Subtitles | طموح غريب بالنسبة إلى نجّار. |
Bizim genç papaz yardımcımızın emelleri onu kiliseden çekip aldı ama, | Open Subtitles | إن طموح شماسنا الشاب قد جرفه بعيدا عن الكنيسة |
İşi nasıl gidiyor anlat. Bildiğin gibi Simon hırslı biri. | Open Subtitles | أخبرني كيف حاله فى العمل سايمون طموح ، كما تعلمين |
Burada Kaliforniya'da salınımı azaltmak için çok iddialı bir hedef var. | TED | هنا في ولاية كاليفورنيا، هناك هدف طموح جدًا للحد من الانبعاثات. |
İçinde yanan bir tutku var değil mi? | Open Subtitles | ثمة طموح ملتهب بداخلك، صحيح؟ |
Ancak 50.000 toplum sağlığı çalışanını akıllı telefonlarla donatmak, kuruluşumuzun tek başına üstlenebileceğinden daha büyük, olağanüstü iddialı bir çabadır. | TED | ولكن تجهيز50,000 عامل في الصحة المجتمعية بأجهزة ذكية هو جهد طموح إلى حد غير عادي، أكبر مما تستطيع منظمتنا القيام به. |