Yapacak bir sürü işim vardı, yine de fazla şikayet etmiyordum. | Open Subtitles | كان لديّ طن من العمل لاقوم به لذا لم أشتكي كثيراً |
Arkadaşları ona içki ısmarlayan bir sürü erkek olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الأصدقاء قالوا بأن هنالك طن من الشباب يشترون لها المشروبات. |
Brezilya ve Küba'dan 50.000 metrik ton şeker ithal ediyoruz. | TED | نحن نستورد 50،000 طن متري من السكر من البرازيل وكوبا. |
eğer 20 katlı bir binayı çimento ve betondan inşa etseydik süreç çimento ve 1,200 ton karbondioksit üretimi ile sonuçlanırdı. | TED | لو بنينا مبنى من عشرين طابق من الاسمنت والصلب، ستُنتج عملية التصنيع من ذلك الاسمنت 1200 طن من ثاني أكسيد الكربون. |
Hayır işi için tonlarca para harcıyorsun ama gişeye birkaç dolar veremiyor musun? | Open Subtitles | حسناً، أنتظر لحظة أنت مستعد أن تتخلى عن طن من المال للجمعية الخيرية.. |
Ama gidip bir tonluk moloz yığınını aramanın kabalık olacağını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنها من الوقاحة الذهاب للتفتيش تحت ألف طن من الأنقاض |
Bir sürü kavunun üzerine konmuş bir tane güzel meyve olan sepetlerden değil. | Open Subtitles | النوع الباهض ليست احد تلك فاكهه واحدده ممتازه على راس طن من الشمام |
Ve aynı zamanda bir sürü lanet gazete satmak için. | Open Subtitles | وفي نفس الوقت يمكنك على بيع طن من أوراق الهراء. |
Doku kültürü hücreleriniz var: bir sürü virüs. | TED | هناك طن من الفيروسات لكل من خلايا الأنسجة المستنبة |
Bir sürü kaza olasılığı var. Ufacık bir sarsıntı, ufacık bir çarpmada öldünüz demektir. | Open Subtitles | مع حمولة طن من هذة المادة أقل حركة أو أقل حرارة ستنهى حياتكم |
Şimdi emisyon 50 milyar ton olup gittikçe de artmaktadır | TED | الانبعاث اليوم يقدر ب 50 مليار طن, وهو في تزايد. |
Bir kişi için yılda doksan ton plastik geri dönüştürülmüyor. | TED | تسعين طن لكل شخص من البلاستيك غير المعاد تدويره سنويًا. |
Günde 400 uçuş yapmıyoruz. Yüzlerce ton kargo, ilaç ve silah da taşımıyoruz. | Open Subtitles | ونحن حقا لا نقوم ب 400 رحلة أو ننقل 100 طن من البضائع |
Orada 50.000 ton çelik ve beton olmalı. Bu işe yarar mı? | Open Subtitles | هناك أكثر من 50 ألف طن من الحديد والأسمنت، ربما ينجح ذلك؟ |
Ya da benimle yanacaksın ve tonlarca arsenik, cıva, sülfür de öyle. | Open Subtitles | أو ستحترق معي و كل طن من الزرنيخ و الزئبق و الكبريت |
Kendimizi alışveriş merkezlerine çekmek için tonlarca metal, cam ve plastik kullanmamız aptalca. | TED | من الغباء أن نستخدم 2 طن من الزجاج والمعدن والبلاستيك لحمل أنفسنا من البيت الى السوق. |
Ve sonunda son iki element hariç herşey tonlarca cevherden ayrıştırılmış şekilde devam ediyordu. | Open Subtitles | وهكذا استمر العمل على حتى الوقت الحاضر قد أزيلت كل شيء من طن من خام باستثناء عنصرين النهائية |
Ama kendini çeyrek tonluk bir metalin arkasına saklamak istiyorsan, tamam. | Open Subtitles | لكن إن أردتي أن تواصلي الاختباء خلف ربع طن من المعدن. |
2100 yılında, yaklaşık 4 milyar tona çıkacak. | TED | بحلول عام 2100، ستصبح حوالي 4 مليارات طن. |
O kadar büyük bir köpekbalığı, bir tondan ağır gelebilir ve 90 kiloluk bir deniz aslanını bir öğün olarak yiyebilir. | Open Subtitles | قرش بذلك الحجم قد يزن أكثر من طن و يمكنه بسهولة إلتهام وجبة واحدة عبارة عن أسد بحر يزن 200 رطل |
En iyisi kardeşimi bulmak. Hem o bize tonla para verir. | Open Subtitles | لا، دعنا نبحث عن أخي سوف يعطينا طن من الأموال |
Sonra, bu ufaklıkların her biri 25 megatonluk bomba taşır. | Open Subtitles | ثم ,كل واحد من الآليين يحمل 25 ميجا طن من القنابل |
Her saniye, Güneş kütlesinin 4 milyon tonu saf enerjiye dönüşüyor. | Open Subtitles | كل ثانية، أربعة مليون طن من الشمس تتحوّل إلى طاقة مجرّدة. |
20 ila 30 milyon metrik tonun büyük bir kısmını temsil eden balığa? | TED | السمك الذي يمثل الجزء الأكبر من 20 الى 30 مليون طن |
Bunun için her sene 1,5 milyon ton plastik kullanılıyor, yani soluduğumuz havaya daha fazla zehirli gaz karışıyor. | Open Subtitles | يُستعمل 1.5 مليون طن من البلاستيك فيها كُل سنة ما يعني المزيد من الغازات السامة في الهواء الذي نتنفسَه |
1976 yılında, kömür çıktısı 605 milyon tondu % 4,1 artış olmuş. | Open Subtitles | كان إنتاج الفحم عام 1976 604 مليون طن. بزيادة بلغت 4.1 بالمئه |