"عرفتُ أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyordum
        
    • olacağını biliyordum
        
    Annem beni bıraktı ve ben oraya vardığımda herkesin Maya'nın odasında olduğunu biliyordum dışarıda çalılığın arkasına saklandım. Open Subtitles عندما أوصلتني أمي إلى هناك عرفتُ أن الكل في الطابق العلوي في غرفة مايا لذلك تسللتُ من الباب الخلفي
    Gerçekte söylediğinin başkalarıyla yatmak istemesi olduğunu biliyordum. Open Subtitles عندها عرفتُ أن ما عناهـ حقاً هو أنه كان يريد أن يقيم علاقة مع أشخاص آخرين
    Böyle bir ihtimal olduğunu biliyordum ama pek inanmıyordum. Open Subtitles عرفتُ أن ثمة فرصة لكنني لم أعتمد على ذلك
    O doğduğunda, anneliğin birileri tarafından, icat edilmiş olduğunu biliyordum... bunun için diyecek lafı olan, birileri tarafından. Open Subtitles عندما كان صبيٌ، عرفتُ أن الأمومة صُنعت من قبل شخصاً ما من كان لديهم كلمة في ذلك
    Sadece böyle kötü bir şey olacağını biliyordum. Open Subtitles أنا فقط عرفتُ أن شيئاً رهيبا مثل هذا كان على وشك أن يحدث
    Biliyor musun, her zaman sol tarafımın kötü olduğunu biliyordum. Open Subtitles هل تعلم، لطالما عرفتُ أن جانبي الأيسر كان الأسوء.
    Zombileri kontrol edebilme meselesinin uydurma olduğunu biliyordum. Open Subtitles نعم , حسناً , لقد عرفتُ أن أمر التحكّم العقلي بالزومبي
    Sen geldikten sonra günlerimin sayılı olduğunu biliyordum. Open Subtitles أتعرف، عرفتُ أن أيامي معها معدودة عندما عدتَ. لم يكن الأمر أبداً هكذا.
    O gece yaşananlara olan tepkimin aşırı olduğunu biliyordum. Open Subtitles لطالما عرفتُ أن رد فعلي لتلك الليلة كان كبيرًا للغاية
    Dün gelenin sen olduğunu biliyordum. Open Subtitles عرفتُ أن ذلكَ كان أنتَ يومَ أمس
    Bu şerefsizin suçlu olduğunu biliyordum. Open Subtitles عرفتُ أن ذلك الوغد قام بإختطافها
    Onu gerçek adının Sara olduğunu biliyordum. Open Subtitles (حسناً ، لقد عرفتُ .. أن اسمها الحقيقي (سارة
    Kapatma düğmenin olduğunu biliyordum. Open Subtitles عرفتُ أن لديك مفتاح تشغيل
    Los Angeles'a taşındığında bunun, bir işaret olduğunu biliyordum. Open Subtitles وعندما انتقلت إلي (لوس انجيليس)، عرفتُ أن ذلك علامة.
    Bunun anlamının büyük olduğunu biliyordum. Open Subtitles عرفتُ أن هذا يعني شيئاً.
    Çünkü getirisinin götürüsünden daha fazla olacağını biliyordum. Open Subtitles لأني عرفتُ أن المحاسن ستغلب دوماً المساوئ..
    Bu gecenin mükemmel olacağını biliyordum ama artık daha da mükemmel olacak. Open Subtitles عرفتُ أن الليلة ستكون ليلة مثاليّة، لكن الآن ستكون أمثل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more