Ben babam için bunu yapmak zorundayım ama sen işle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun. | Open Subtitles | استمع، عليّ فعل هذا لمساعدة أبي وأنت لاتملك أيّ فكرة عن عملنا |
Anlamıyorum ki neden bunu yapmak zorundayım. | Open Subtitles | لست أفهم.. أعني لا أفهم لمَ يجب عليّ فعل ذلك |
Bir bok yapmak zorunda değilim! Ağzımı bozduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | ليس عليّ فعل شيء معذرةً على ما صدر من فمّي |
Bunu neden yapmalıyım, iki yılımı seninle mücadele ederek harcayayım? | Open Subtitles | لماذا عليّ فعل ذلك أن أضيّع سنتين في القتال معك؟ |
Tabii, ona kalsa öyle yapmam lazım. | Open Subtitles | بالطبع, في عقله من المفترض أنّه عليّ فعل ذلك |
Çünkü hala şansım varken bir şeyler yapmalıydım. Gücüm varken. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شيء عندما سنحت لي الفرصة، عندما كانت لديّ القدرة على ذلك |
Ölmek üzereydi ve kanı beni çekiyordu bunu yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يحتضر ، و الدماء كان تأثيرها كبير. أحتجت لها ، تحتم عليّ فعل ذلك. |
O zaman ben de bunu yapmak zorundayım. | Open Subtitles | وعليّ أن أطلب منك المغادرة إذاً سيتحتم عليّ فعل هذا |
Üzgünüm adamım. yapmak zorundayım. Tek yolu bu. | Open Subtitles | .آسف يا رجل .عليّ فعل هذا، إنها الطريقة الوحيدة |
Çünkü yapmak zorundayım. Görüyorum. | Open Subtitles | لأنّه يتوجب عليّ فعل ما أفعله، إنني أراه |
Ama iyi ki bunu uzun bir süre yapmak zorunda kalmadım. | TED | ولكن لحسن الحظ، لم يكن عليّ فعل ذلك لفترة طويلة. |
Hiçbir şey yapmak zorunda değilim. Özellikle de iğrençse. | Open Subtitles | ليس عليّ فعل أي شيء خصوصاً عندما يكون مقرفاً |
Aslında bunu, daha sık yapmalıyım. | Open Subtitles | كان يجب عليّ فعل هذا بموعد أقرب بكثير، في الواقع |
Başka kimsesi yoksa, ben yapmalıyım. | Open Subtitles | بدون عاملة إجتماعيّة إذا لم يكن يوجد أحد آخر، فإنّ عليّ فعل ذلك |
Bir şey yapmam lazım. | Open Subtitles | ،لا يجب علينا فعل أيّ شيء .بل أنا عليّ فعل شيء |
Bak, bebeğim. Bir kereliğine bunu yapmam lazım, tamam mı? | Open Subtitles | إسمعي يا عزيزتي، عليّ فعل هذا لمرة واحدة، إتفقنا؟ |
Çocuk "bunu uzun zaman önce yapmalıydım." dedi. | Open Subtitles | اخبرني الصبي، انه عليّ فعل ذلك منذ زمن طويل |
Onu saf dışı bırakmak için bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليّ فعل شيءٍ لإبعاد الرائحة. |
Oğlum için doğru olanı yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | تعلم, أنه عليّ فعل الشئ الصحيح من أجل ابني |
Çok adi ve acımasızdım ve yaptıklarımı yapmamalıydım. | Open Subtitles | لقد كنت لئيمة وقاسية وما كان عليّ فعل ما فعلتُه |
- Not bırakmamışsın. Evet , yapmam gereken şeyler vardı. Bişeyler yaptım. | Open Subtitles | نعم , حسناً , كان عليّ فعل شئ كان عليّ فعل شئ |
Oğlum için, ne lazımsa yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ فعل كل ما هو ضروري لإبني. |
Fidyeyi ödeyerek kendi ipimi çekmiş olurum. Ne yapayım yani? | Open Subtitles | دفع الفدية سيكون كالإنتحار لماذا عليّ فعل ذلك ؟ |
Bak, Mecburdum | Open Subtitles | انظر ، كان عليّ فعل ذلك |
Tek bildiğim doğru olan neyse oğlum için onu yapacağım. | Open Subtitles | أعلم فقط أنّه يجب عليّ فعل الشيئ الصحيح لإبني |
Yapmamam gerektiğini biliyorum ama yaptım bir kere. | Open Subtitles | أعلم أنه لم ينبغي عليّ فعل ذلك لكنني فعلت |