"غزال" - Translation from Arabic to Turkish

    • geyiğe
        
    • geyiği
        
    • bir geyik
        
    • ceylan
        
    • ceylanı
        
    • geyikti
        
    • geyikle
        
    • - Geyik
        
    • geyikten
        
    • geyikler
        
    • geyiğin
        
    • geyiğim
        
    • ceylana
        
    • da geyik
        
    • geyikmiş
        
    Tıpkı ormandaki geyiğe sinsice yaklaşır gibi dikkatlice yanına yaklaşmalıydım ki onu korkutmamalıydım. Open Subtitles مثل مطاردة غزال بالغابه كنت سأقوم بالتقرب منه بحذر حتى لا اقوم بإفزاعه
    Bu bana bir geyiğe çarpılan başka bir geceyi hatırlattı. Open Subtitles لقد تَذَكّرْت .. لقد جُرِحَ غزال آخر الليلة
    Koşan bir geyiği, bunlardan biriyle, 200 adım uzaklıktan devirebilirim. Open Subtitles يمكنني اسقاط غزال سريع من بعد 200 خطوة بأستخدام هذه.
    - Yani çalarken, sahnede kendini korunmuş bir geyik gibi mi hissediyorsun? - Evet Open Subtitles لذا فعندما تعزف,تشعر وكأنك غزال محفوظ على المسرح؟
    Ama simdi sana bakiyorum ve bir zavalli, acinasi, yarali ceylan gibisin. Open Subtitles ولكن أنا أنظر إليك الآن وانت مثل الفقراء، مثير للشفقة، غزال الجرحى.
    Hey, az önce köprünün altında bir geyiğe çarpma haberi aldık. Open Subtitles لقد تلقينا للتو اتصالاً بشأن غزال مصاب تحت الجسر
    Pekâlâ, demek buradaki adam rayların günlük bakımını yaparken kemikleri gördüğünü ve bir geyiğe ait olduklarını sandığını söylüyor. Open Subtitles حسناً,إذن الشاب يقول كان خارجاً يقوم بالصيانه الروتينية لسكة الحديد وشاهد العِظام,وأعتقد بأنها عِظام غزال
    Bir geyiğe çarpmamak için arabayı şarampole doğru sürmüş ve hava da kararmış. Open Subtitles هو قاد سيارته إلى خندق محاولاً تجنب .. الاصتدام بـ غزال
    Taşra yolundaki geyiği ele alalım. TED لنأخذ مثلا غزال الموظ على الطريق الريفي
    Yeni vurduğun bir geyikten damlayan kan gibidir tek yapmaları gereken, o damlaları takip etmektir ve çok geçmeden o geyiği bulurlar. Open Subtitles مثل روث مخلوط بالدم من غزال أنت أطلقت النار عليه و كل ما عليهم فعله هو إقتفاء آثار هذا الروث و سوف يجدون هذا الغزال
    Bu bölgede ren geyiği yaşamıyormuş. Open Subtitles حسناً من الواضح انه ليس لدينا غزال رنّة هنا
    Tatlı, masum, zararsız, yaprak yiyen, güzel gözlü küçük bir geyik. Open Subtitles غزال جميل بريء مسالم آكل للعشب وذو عيون جميلة
    - bir geyik de buluruz. - Tamam. Teşekkürler. Open Subtitles ــ يمكننا أن نحصل على غزال بالمرة القادمة ــ شكراً جزيلاً
    Senin çok büyük ihtimalle uzun, zarif bacaklı, çalıların arasından sıçrayan bir ceylan olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles اظن انك من الارجح كنتي.. ..غزال.. بأرجل طويلة رشيقة تقفزين بين الشجيرات
    Shyam Sunder kasabası Rajasthan'ın dışında bir ceylan kurtardı. Open Subtitles شيام سندر انقذ غزال جِندارا في ضواحي مدينته في راجستان.
    Bir çift babun, bir ceylanı öldürüp, yedi. Open Subtitles زوج من قرود البابون قتلوا غزال طومسون و أكلوه.
    Son bir yıldır gördüğüm ilk geyikti. - Şimdiyse elimde hiçbir şey yok. - Pekâlâ. Open Subtitles انه اول غزال اره هنا منذ عده سنوات والآن ليس لدي أي شيئ , حسنا
    Vadiden bir geyikle dönerken biri görmüş. Open Subtitles هناك شاهد رآه خارجاً من المنطقة المحظورة ومعه غزال
    - Geyik derisi ya da çiçek hediye edilmiş, hiç fark etmez. Open Subtitles و لا أُبالي إن تلقّيتُ زهوراً، أو جلدَ غزال.
    Tüm geyikler Majestelerine aittir. Open Subtitles فكل غزال بالبلاد يعود لملكية صاحب الجلالة
    Bir gün, 8 saati, bir geyiğin izinde giderek geçirdik. Open Subtitles في يوم من الايام امضينا 8ساعات نتعقب اثر غزال
    - Hanimiş benim şirin geyiğim? Open Subtitles من هو غزال الرّنة الظّريف؟
    En kötü kediden tutun En tatlı ceylana kadar Open Subtitles من أسوأ قطّ إلى ألطف غزال صغير
    - Otobanda kaza yapmakta olan bir adam var, ya da geyik gibi bir şeye çarpmak üzere. Open Subtitles حسناً, هناك حادث لشخص على الطريق السريع إصتدم بموظ أو شيء ما --الموظ غزال أمريكي ضخم
    Fakat bana hâlâ geyikmiş gibi geliyor. Open Subtitles ولكن مازال هذا يشبه غزال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more