"فكيف" - Translation from Arabic to Turkish

• Nasıl
• nereden
• neden
• nasıI
• nerden
• nasıldı
• bile
• ki
• niye
• öyleyse

öyleyse Nasıl oluyor da bu develer Yüksek Arktik'e ait olabiliyor?
فكيف انتهى المطاف بواحد منها هنا في المنطقة القطبية الشمالية العليا؟

Peki neyin tam olarak sağlıkla alakalı veya gerçekten umut veren bir çare olduğunu ve neyin daha inandırıcı olduğunu Nasıl bilebilirsiniz?
فكيف لك إذن أن تعرف ما الذي يمثّل شاغلاً صحياً حقيقياً أو ما هو العلاج الواعد حقاً، وما هو العلاج الأقل إقناعا؟

Ama duvarın diğer tarafını göremiyoruz, kız olup olmadığını nereden anlayacağız ki?
لكنك لا تستطيع الرؤية من خلال الجدار فكيف ستعرف أنه ليس فتاه؟

Sen, yani onun karısı bilmiyorken, ben nereden bileyim? : P
اذا كنت انت زوجته لا تعلم فكيف لي ان اعلم ؟

Peki neden lanetlenip ölmedin? Herkes ölmedi mi? Öncelikle, bana şu videoyu göster.
فكيف أتتيتي و لم تموتي؟ انت الضحية الثانية التي نجت من هذا الفيديو

Sakin ol, Kappler. Eğer yetkim yoksa Nasıl içeri girdim?
أسترح أذا كان لا يجب أن أكون هنا فكيف دخلت؟

Carla eğer düğün töreniniz İspanyolca olacaksa, gerçekten evlendiğinizi Nasıl anlayacağım?
لو كان زواجك سيقام بالطريقة الإسبانية فكيف سأعلم أنك تزوجتي رسمياً؟

Eğer Tanrı seni sevmeseydi bütün bu işleri Nasıl yapabilirdin?
وإذا كان الله لا يحبك فكيف فعلت كل ما فعلته

O zaman, Julius, ondan hoşlanmadıysan Nasıl onu ben sandın.
،حسناً، جوليوس ،إذا لم تَكُن مُنجَذب لها فكيف اعتقدتها أنا؟

Eğer mercanın nereden geldiğini, ne olduğunu ya da ne kadar eğlenceli ve ilginç veyahut güzel olduğunu anlamazlarsa, neden onları korumayı önemseyeceklerini düşünelim ki?
إن لم يفهموا ماهية المرجان أو من أين يأتي، أو كم هو ظريف ومشوق وجميل فكيف نتوقع أن يهتموا بإنقاذه؟

Eğer o kapıdan girmediyse, nereden girmiş olabilir?
، وإذا كان لم يدخل عبر النافذة فكيف دخل ؟

Gördüklerini nereden biliyorlar, daha önceden onu tanımıyorlar ki.
حيث لا يعرفه أحد فكيف عرفتم أن البعض قد رءآه؟

Hakkında birşey bilmediğiniz bir konudaki bu kutsal savaş kışkırtması ve öfke neden o zaman?
و لن أقرأها ابداً إذن فكيف بحق الجحيم تقوم بكل غضب بشن هذه الحرب المقدسة

Madem bu senin ilk suçundu, neden seni içeri attılar?
إذا كانت هذه هي جُنحتك الأولى فكيف حدث وأنّهم وضعوك بعيداً؟

nasıI yanan bir uçağa girip 54 kişiyi kurtardın, peki?
فكيف إذا دخلت إلى تلك الطائرة و أنقذت هؤلاء الناس؟

Eğer beden yoksa, birinin öldüğünü nerden biliyorsunuz?
إذا لم تكن هناك جثة فكيف تعرفون أن أحدهم ميت؟

Ailesiyle olan ilişkisi nasıldı?
عاش في منزل والديه، فكيف كانت علاقته بأبويه؟

Kendi adını bile hatırlayamazken, bu işi halletmeyi Nasıl başardın?
إنك حتى لا تتذكر اسمك فكيف قدرت على عمل ذلك؟

Bir kayısı büyüklüğü kadar. Bu ne kadar fazla olabilir ki?
أنا أضع كمية بحجم حبة البازلاء فكيف يكون هذا كثيرا ؟

Kafasının içindeki her şeyin o kafada olmaktan utandığına bakılırsa sinirleri niye bozulup paçavraya döndü diye şaşırmamak lazım.
فكيف يكم أن نلوم حواسه المضطربة على ردة فعلها وهي نفسها تمردت على وجودها في داخله