"فوات" - Translation from Arabic to Turkish

    • geç
        
    • Fuat
        
    • İş işten
        
    • geçti
        
    • varken
        
    • geçmeden
        
    • işten geçene
        
    Küçük çocuğun çok çabuk doğması için dua edelim ya da çok geç. Open Subtitles دعنا نصلي لكي يولد الطفل في وقت مبكر . أو بعد فوات الأوان.
    Tılsım neredeyse kontrolden çıktı. Çok geç olmadan onu karanlığa gömmeliyiz. Open Subtitles التميمة خارج السيطرة علينا أن ندفنها في الظلام قبل فوات الأوان
    Neden hep söylenecek mükemmel şey çok geç aklıma geliyor? Open Subtitles لم أفكر دوماً في الشيء المثالي لأقوله بعد فوات الأوان؟
    İkimiz, sen ve ben çok geç olmadan karımı kurtarabiliriz. Open Subtitles معاَ، أنت و أنا بأمكاننا أنقاذ زوجتي قبل فوات الآون
    Gözümün önündeki Fuat'ı, Gladio'yu bile. Open Subtitles ، "حتـّى إن كان (فوات) و"غلاديو ! أسفل أنفي
    Ne yaptığımızı iş işten geçinceye kadar fark etmeyeceğini umuyorum. Open Subtitles أراهن أنه لن يكتشف ما نفعله إلا بعد فوات الأوان
    Çok geç olmadan, o tahtayı almalı ve buradan uzağa göndermeliyiz. Open Subtitles علينا أن نأخذ اللوح و نبعده من هنا قبل فوات الأوان
    Bu güne kadar. Keşke çok geç olmadan konuşmuş olsaydım. Open Subtitles حتى هذا اليوم أتمنى لو أني تحدثت قبل فوات الأوان
    Ama sen çok geç olmadan iğneler için aceleyle çıkmışsın. Open Subtitles لا, لكن, اسرعت للخارج لانك اردة الحُقن قبل فوات الاوان
    Daha çok, bulduğum şeyi geç olmadan Dr. Blake'e iletmekle ilgileniyorum. Open Subtitles أنا مهتم أكثر بإخبار الدكتور بليك عما وجدته، قبل فوات الآوان
    Halk Majestelerinin harekete geçmesini istiyor. Çok geç olmadan imzalayın. Open Subtitles انهم يطالبونك مولاي بالتصرف وقع علي هذا قبل فوات الاوان
    İstediğin bu muydu, çok geç olana kadar beklemek mi? Open Subtitles تنتظري حتى نتزوج قبل فوات الأوان؟ فات الأوان على ماذا؟
    Bu işte iyi olduğumu çok geç olunca fark ettim. Open Subtitles لم أعرف أنّني جيّدة في هذا إلّا بعد فوات الأوان.
    Ve çok geç oluncaya kadar kimse bunun farkına varmaz. Open Subtitles ولا أحد سيلاحظ أي شيء إلا بعد فوات الأوان بكثير
    Çok geç kalmadan geriye kalan bütün ölümsüzleri kurtarmaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا أحاول إنقاد من تبقى من الخالدين قبل فوات الأوان
    Buraya geldiğimde adamı kurtarmaya çalışıyordu. geç kalmıştı. Bu kadar. Open Subtitles وصلت لأجدها تحاول إنقاذها، لكنّها رأته بعد فوات الأوان وحسب.
    Çıkmayacak. İşte bu yüzden çok geç olmadan döngüyü durdurmam lazım. Open Subtitles رقم هذا هو السبب الذي لدي لوقف دورة قبل فوات الأوان.
    Nereye gidiyorsan, yönünü değiştirmeni öneririm, çok geç olmadan yani. Open Subtitles أينما أردت الذهاب، أقترح عليَك بتغيير إتجاهُك. قبل فوات الأوان.
    Ve ilk görevimiz de Kongre'ye, milletimiz için çok geç olmadan, kendisini yenilemesi için baskı yapmak olsun. TED و نجعل اول مهامنا ان يتغير الكونجرس من الداخل قبل فوات الاوان لشعبنا
    Neye karar verdin bilmiyorum ama bence Fuat'ın adını vermelisin. Open Subtitles ، لا أدري ما هو قرارك بعد ! (لكنّـك يجب أن تذكر إسم (فوات
    "Sanki hikâyenin bana anlatılmayan başka kısımları var ve iş işten geçmeden benim bu kısımları öğrenmem gerekiyormuş gibi." Open Subtitles كما لو أنك هناك أجزاء بالقصة لا أسمعها و أريد أن أعرف ما هي تلك الأجزاء قبل فوات الأوان
    Yaranın üzerine baskı uygulamaya çalıştım ama çok geçti artık. Ölmüştü. Open Subtitles حاولت الضغط على الجرح، لكنه بعد فوات الأوان، كان قد توفّى.
    Daha hala vakit varken, bu konuda bir şey yapmalısın. Open Subtitles تعلمين، بأنكِ لابد أن تفعلي شيء لذلك قبل فوات الأوان.
    Sadece ben kapının dışına çıktım diye böyle arkadaşça gitmememi istiyorsun yani iş işten geçene kadar bir şey yapmıyorsun. Open Subtitles لأنّي خارج المنزل فحسب، تريد منّي أخيراً أن أتوقف. يبدو وكأنُكَ لا تقوم بالفعل إلاّ بعد فوات الآوان.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more