| Geldiğin için sağ ol. Hangi Slurpee'yi alacağıma karar veremedim. | Open Subtitles | شكراً لك على قدومك أعتقد أن هذه الفرصة الوحيدة لدينا |
| Şehirden Geldiğin için teşekkür ederim. Seni yataktan kaldırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | ، أقدّر لك قدومك من البلدة . آسف لإيقاظك من فراشك |
| CA: Boone, buraya Geldiğin için, bu sohbete katıldığın için gerçekten çok minnettarım. | TED | ك.أ: بون، أقدر حقا قدومك هنا، وانخراطك في هذه المحادثة. |
| Evet, Kaptan, Geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أجل، القائد، شكرًا لك على قدومك. شكرًا لك. |
| Faik Ana'mız dünden beri Sizi bekliyordu. | Open Subtitles | الأم المسؤولة كانت تنتظر قدومك منذ الأمس |
| Geldiğin için çok teşekkür ederim. Oteldeki karışıklık için lütfen bizi bağışlayın. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لكى على قدومك . رجاء سامحينا على عدم حجز مكان لكى فى الفندق |
| Geldiğin için çok teşekkür ederim, dostum. | Open Subtitles | انظر يا رجل . انا اريد حقا ان اشكرك على قدومك |
| - Beni buraya getirdiğin için teşekkürler. - Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | ـ شكراً علي إحضاري إلي هنا ـ شكراً علي قدومك |
| Ben de. Bizi karşılamaya Geldiğin için sağ ol. | Open Subtitles | و أنا اشتقت إليك أيضاً، شكراً على قدومك للقاءنا |
| Buraya kadar Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | اهلا بك بالولايات المتحده, نشكر لك قدومك, نحترم ذلك |
| Amerika'ya hoş geldin. Buraya kadar Geldiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | اهلا بك بالولايات المتحده, نشكر لك قدومك, نحترم ذلك |
| - Geldiğiniz için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | كولونيل ـ شكراً جزيلاً على قدومك ــ كيف حال أختك؟ |
| Ama şimdi siz buraya bizi suçlamaya Geldiğiniz için keşke yapsaymışım diyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أتمنّى لو كنتُ قد فعلت مع قدومك و إتّهامنا |
| Geldiğiniz için teşekkür ederim. Başınız sağ olsun. | Open Subtitles | شكراً على قدومك أنا متأسفة للغاية على خسارتك |
| Sizi bazı mali düzensizliklerle ilgili bilginizi almak için davet ettik. | Open Subtitles | طلبنا قدومك لتُجيب على بعض الاسئلة بشأن مخالفات مالية معيّنة |
| Artık söyleyebiliriz. Evet, bugün, sen gelmeden hemen önce küçük bir tartışma yaşamıştık. | Open Subtitles | بإمكاننا إخبارها الآن، أجل اليومَ خضنا شجاراً قبيْل قدومك |
| Malikaneme hoş geldin, Şef. Ben de seni bekliyordum. | Open Subtitles | أهلاً بك في قصري يا رئيس، كنت أتوقّع قدومك. |
| Buralara kadar gelip kulübümüzü kurtarmaya yardım ettiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لك جزيلا على قدومك لمحاولة للمساعة في إنقاذ نادينا |
| Ama böyle bir günde gelmeni bekleyemedim. | Open Subtitles | لكن في مثل هذا اليوم لم اكن استطيع انتظار قدومك |
| Bana hala neden bir anda evime ve iş yerime geldiğini söylemedin. | Open Subtitles | مازلت لم تخبرني عن السبب , قدومك المفاجئ لمنزلي و مقر عملي |
| Buraya beyaz atlı prens gibi gelmen çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | أقدر جدا قدومك إلى هذا المكان بهذه الطريقة لتنقذنى . |
| Geleceğinden kuşkuluydu ama şimdi görecek. | Open Subtitles | لقد بدأت أن تشك بعدم قدومك ولكنها سوف ترى الآن |
| Buraya gelmek için trene binerken beni çocuklar uğurladı. | Open Subtitles | انظر، روكى، مباشرة قبل قدومك هنا، الأولاد ودعوني على القطار |
| - Öyle. Boş gününde yok yere işe gelmenin zavallıca olduğunu kaç kere söylemem lazım? | Open Subtitles | لكم مرة سأخبركم ان قدومك للعمل دون سبب إنه نوع من الشفقة |
| Niye vaazı bırakıp gelme nedenini söylemiyorsun? Tamam. | Open Subtitles | لما لا تُعّفيني من الموعظة و أدخل في سبب قدومك |
| Tanrılara şükürler olsun geldiniz. Size müteşekkirim. | Open Subtitles | شكرأً للآلهة علي قدومك أنا ممتن لك كثيراً |
| Buraya geldiğinde ne olmak istediğin konusunda tercih hakkın vardı. | Open Subtitles | كان لديك خيار بماذا تريدين ان تكوني عند قدومك هنا, |