Kızılderililer, Birleşik Devletler hükümetinin kanunlarından daha büyük kanunlar olduğuna inanırlar. | Open Subtitles | الأمريكيون الأصليون يعتقدون أن هناك قوانين أعظم من قوانين الحكومة الأمريكية |
İçlerinde yeni keşfettiklerimiz dahil sayısız güneşlerin hepsi aynı doğa kanunlarına uyarlar. | Open Subtitles | وكل هذه الشموس الكثيرة تحكمها قوانين الطبيعة التى أصبح بعضها معروفا لنا |
Pekâlâ millet, kuş gözlemi kurallarımız hakkında bazı karışıklar olmuş. | Open Subtitles | يا رفاق، كان هناك بعض الارتباك بشأن قوانين متابعة الطيور |
Sen az önce benim havaalanımda silahla dolaşarak ve insanlara ateş ederek 7 FAA ve 5 mahalli kanunu çiğneyen götsün. | Open Subtitles | انت الأحمق الذي كسر سبعة قوانين و خمسة أوامر ابعاد و انت تركض حول مطاري حاملا سلاحا و تطلق على الناس |
Tüm şampiyonların yenilmez şampiyonu, fizik yasalarına meydan okuyan adam. | Open Subtitles | بطل بلا منازع لكل الأبطال، الرجل الذي يتحّدى قوانين الفيزياء |
Çoklu evrenin çoğunda hiçbir şey yoktur ve biz fizik kanunlarının bir şeylerin olmasına izin verdiği birkaç yerden birinde yaşıyoruz. | TED | في غالب الكون المتعدد لا يوجد شئ، ونحن نعيش في واحد من الأماكن القليلة حيث تسمح قوانين الفيزياء بوجود شئ ما. |
Ayrıca açıklığa kavuşturduğumuz birçok uzay kanun ve politikası vardır. | TED | هناك أيضا قوانين وسياسات فضاء معقدة يجب علينا تنسيقها. |
Bilimin kurallarının tabiatını açıklayan salt matematiğin matrisi, ve herşeyden önce, bunları nasıl anlamamız gerektiği. | Open Subtitles | مصفوفة من الرياضيات البحتة، التي تُفسّر طبيعة قوانين العلم، وكيف لنا فهمها في المقام الأول. |
Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. | TED | في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام |
kanunlar var. Güvende olacağım. Bu gece gitmeme izin verildi. | Open Subtitles | هناك قوانين , سيكون آمنا مسموح لي أن أغادر الليلة |
Aynı türden bile değiliz. Muhtemelen buna karşı kanunlar vardır. | Open Subtitles | لسنا من نفس الفصيلة حتى ربما هنالك قوانين ضد ذلك |
Kendi kanunlarına ve Uluslararası İnsan Hakları Kararnamesine karşı gelmesi dışında. | Open Subtitles | باستثناء أنه يتحدى قوانين بلاده فضلا عن الالتزامات الدولية لحقوق الانسان |
Diğer bir deyişle, o sinir bozucu fizik kanunlarına göre, bir şey sürdürülemez ise, durur. | TED | بعبارة أخرى، بفضل قوانين الفيزياء المزعجة تلك، حين لا تكون الأشياء مستدامة، تتوقف. |
Özür dilerim efendim ancak bu konuda çok katı kurallarımız... | Open Subtitles | أنا آسف يا سيدي و لكن لدينا هنا قوانين صارمة |
O rozet bu duvarların dışında işe yarayabilir ama burada farklı kurallarımız var. | Open Subtitles | تلك الشارة ربما تعمل في خارج هذه الجدران لكن هنا, لدينا قوانين مختلفة |
Evet ve bunu almak için herhangi bir kanunu çiğnemedim. | Open Subtitles | أجل و لمّ أخالف أيّ قوانين لآتي بها إلى هنا. |
Kimse doğa yasalarına uymanız gerektiğini söylemez, değil mi? | TED | فليس من الحاجة أن يُذكرك شخص بإتباع قوانين الطبيعة، صحيح؟ |
Ulusumuzun kanunlarının geçerliği tekrar onayladı ve adalet yerini buldu. | Open Subtitles | لقد تأكدت اليوم أن قوانين كوريا الجنوبية وعدالتها مازالتا قائمتين |
kanunlar kral ya da değil herkesi bağlamalı, yoksa kanun olmaktan çıkarlar. | Open Subtitles | القوانين يجب أن يتقيد بها الجميع, الغني و الفقير, و الا لن تكون قوانين ابدا |
Açıkçası, bu Sovyet Ordusu kurallarının kesin ihlali demektir. | Open Subtitles | ولكن هذا مخالف لفروض قوانين الروسية العسكرية |
İlginç olansa, bunu fizik kanunları doğrultusunda yapabileceğimiz, en azından zamanda geçmişe gitmenin nasıl bir şey olduğunu hissetmemiz. | Open Subtitles | الشيء المثير للاهتمام هو أننا نستطيع استخدام قوانين الفيزياء على الأقل لاستكشاف كيف يبدو السفر عبر الزمن إلى الماضي |
Orban'da çocuk işçi yasası yok mu? | Open Subtitles | لا قوانين لعمالة الأطفال هنا على أوربان؟ |
Dinle sayabildiğim kadarıyla az önce 1 0 Federal yasayı çiğnediniz. | Open Subtitles | أنا مضطرب ، أنتم كسرتم حوالي عشر قوانين إتحادية هناك |
Çünkü savaşlar, uzun yıllardır bizimle, biz de, savaş eylemlerinden kimin sorumlu tutulması gerektiğini çözmek için yasalar koyuyoruz. | TED | لأن الحرب كانت ملازمة لنا منذ فترة طويلة، فلدينا قوانين لنحدد من يجب أن يتحمل مسؤولية أعمالهم أثناء القتال. |
Zamansal kurallara da bakarsak, sen ölürsen torununun varlığı da son bulur. | Open Subtitles | وبأخذ قوانين الميكانيكا الزمنية في عين الاعتبار، إن مُت، لن يوجد حفيدك. |
Adamlarınız silah bulundurmak ve saklamak hakkındaki... kamp kurallarını bilmiyorlar mı? | Open Subtitles | و رجالك يعرفون قوانين المخيم بشأن حيازة و إخفاء اسلحة, أليس |
Fizik kuralları, yapabileceğimiz teleskobun asgari büyüklüklüğünü tamı tamına bize söylüyordu. | TED | قوانين الفيزياء هي التي تملي حجم التلسكوب الأصغر الذي يمكن بناؤه. |