| Maymun konusunda yalan konuştuğunu sanıyordum, ama sahiden ölü bebeklerini taşıyorlarmış. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنكِ كذبتِ بخصوص القردة، لكنهم كانوا حقاً يحملون الأطفال الميتين. |
| Neyse, sonuçta ben sana, sen de bana yalan söyledin. Seni affediyorum. | Open Subtitles | على كلّ حال، المغزى أنّني كذبتُ عليكِ، وأنتِ كذبتِ عليّ، وأنا أسامحكِ |
| Öğleden sonra gittiğin yerle ilgili neden bana yalan söyledin? | Open Subtitles | لمَ كذبتِ عليّ بشأن أين كنت ذاهبة بعد ظهر اليوم؟ |
| Benden kurtulmak için yalan söyledin! Yalancı ve alçaksın! | Open Subtitles | لقد كذبتِ حتى تتخلصين مني أنت كاذبة ومخادعة |
| Al senin olsun. Bana yalan söyledin. | Open Subtitles | حسنًا، خذها إليه، لقد كذبتِ عليّ، أليس كذلك؟ |
| Beni ayarttın, yalan söyledin. Ve az kalsın öldürtüyordun. | Open Subtitles | لقد استدرجتيني، كذبتِ عليّ، و أوشكتِ على قتلي |
| - Bana yalan söylediniz. - Mesafe kurmayı öğrenmelisin, Stevens. | Open Subtitles | لقد كذبتِ عليّ إنكِ يجب أن تتعلمي درجات التفاوت فقط، ستيفنز |
| - Evliliğiniz sahte kocanızla ilgili yalan söylediniz. | Open Subtitles | لقد كذبتِ علي أخبرتيني بقصص عن زوجكِ المزيّف |
| - Polislere çoktan yalan söyledin. Bulaşıcıdır. | Open Subtitles | حسناًص, لقد كذبتِ على الشرطة ماذا يوجد أكبر من ذلك؟ |
| Sana ilk soruşumda neden yalan söyledin? | Open Subtitles | لماذا كذبتِ عليَّ عندما سألتكِ في المرة الأولى؟ |
| Bu insanlara yardım edebilmek için herkese yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ كذبتِ على الجميع لتساعدي هؤلاء الناس |
| Ve Appa hakkında yalan söyleyip onu dil morlaştırıcı böğürtlenle beslediğini de biliyorum. | Open Subtitles | و أعرف أنكِ كذبتِ بشأن أبا و أطعمتيه توت ارجواني |
| Yani seninle çocuk hakkında konuşmaya geldiğimde bana yalan söyledin. | Open Subtitles | .. إذاً عندما جئت طالباً مساعدتكِ كذبتِ عليَ |
| Bana bu yüzden yalan söyleyip pijama partisi için ekmedin mi? | Open Subtitles | أليس لهذا كذبتِ علي و تخليتي عني من أجل حفلة النوم لديها؟ |
| Babam artık müzik dahi dinleyemezken, kendi hakkındaki gerçekleri söylemektense bizim hakkımızda yalan söylemişsin. | Open Subtitles | و أبّي لم يعد قادر حتى على الإستماع للموسيقى لقد كذبتِ بشأننا بدلاً من أن تخبريهم بالحقيقة عن نفسكِ |
| Son olarak... eğer birdaha polise yalan söylersen bu yapacaklarımın yanında hiçbirşey. | Open Subtitles | .. وهذا. هذا لا شيء، مقارنةً بما سأفعله لك إن كذبتِ على الشرطة مجدداً |
| Ama bir daha deneyimin konusunda bana yalan söylersen göreceğin bir sonraki kalp kendininki olur çünkü bir biftek bıçağıyla onu yerinden söküp çıkarırım. | Open Subtitles | لكن إن كذبتِ عليّ مجدّداً بشأن خبرتك الجراحيّة فسيكون القلب التالي الذي ترينه هو قلبك حين أخرجه من صدركِ بسكّين اللحم |
| Aylarca yalan söyledin, sonra da çekip gittin. | Open Subtitles | أعني لقد كذبتِ عليه لعدة أشهر، ثم فاجأتيه |
| İyileştiğini söylemiştiniz. - Bana yalan mı söylediniz? | Open Subtitles | قلتِ لي إنّ الجراحة جيّدة، هل كذبتِ عليّ؟ |
| Sana ulaşmaya çalıştım ama sen beni çok kırdın. yalan söyledin... beni ortada bıraktın. | Open Subtitles | مددتُ يديّ إليكِ, ولكنّك بدل ذلك, قمتِ يعضّها, كذبتِ عليّ .. |