Araştırmama başladığımda, telomerler hakkında Tek bildiğimiz kromozomun uç noktalarının korunmasına yardım ettikleriydi. | TED | حسنًا، عندما بدأت بحثي، كان كل ما نعرفه عن التيلوميرات هو أنهم يحمون نهايات الكروموسومات. |
Tek bildiğimiz, bu filmi elde eder etmez okyanusu geçeceği. | Open Subtitles | كل ما نعرفه حالما يضع يده علىالفيلم،سيعبرالمحيطمعه. |
Biz de kovalamaca oynuyoruz. Tek bildiğimiz Arap oldukları. | Open Subtitles | يبدو أننا نلعب الأستغماية كل ما نعرفه أنهم عملاء عرب |
Bakın, Tüm bildiğimiz that bu 8 vak'a dan 5 i sizin şubenizin ATM sinden para çekti işlem fişlerine göre makineyi | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن 5 من 8 من الضحايا أخذوا وصل من الصراف الآلي بناء على أوراق المعاملات للصراف كلهم استخدوا الآلة |
Onun hakkında bildiğimiz tek şey GDR sağlık kayıtları... Migrenden büyük acılar çekiyor. | Open Subtitles | كل ما نعرفه عنه هو ان ملفه الطبي يقول انه يعاني من الشقيقة |
Bütün bildiğimiz, koloniyle bağlantı olmadığı ve şu xenomorph ile ilgili olabileceği. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن الآتصــال مع المستعمرة مازال مقطوعأ وأن مخلوقأ فضأئيا قد يكون على علاقه بالآمر |
Bu kadın hakkında bildiğimiz her şey onun profesyonel olduğunu söylüyor, fanatik değil. | Open Subtitles | كل ما نعرفه عن هذه المرأة يؤكد .أنها محترفة، وليست مجنونة |
- Tabi, ama Tek bildiğimiz onun da 16 yaşına döndüğü. Giles, evde annenle birlikte. | Open Subtitles | بالتأكيد ، عدا كل ما نعرفه هو فى الـ 16 ثانيةً |
Tek bildiğimiz, Whitechapel mahallesinde yaşayan... bir hayat kadını olduğuydu. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أنها كانتتعسه, تعيش في منطقة "وايت تشابل" |
Tek bildiğimiz, Whitechapel mahallesinde yaşayan... bir hayat kadını olduğuydu. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أنها كانتتعسه, تعيش في منطقة "وايت تشابل" |
Aradığımız adamın kırmızı şapkası var. Tek bildiğimiz bu. | Open Subtitles | الرجل الذى نبحث عنه يلبس قبعه حمراء و هذا كل ما نعرفه |
Tek bildiğimiz Sydney'nin bu şehirde tutulduğu ve onu FBI'ın sorguya çektiği. Nerede olduğunu öğrenmemiz gerek. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن سيدنى تم اعتقالها محليا,وسوف نجدها هنا |
Tek bildiğimiz Pen Park dışında terk edilmiş bir arabada suç izlerine rastlandığı. | Open Subtitles | كل ما نعرفه الآن هو أن هناك علامات لجريمة في سيارة مهجورة خارج حديقة بين |
Tüm bildiğimiz yanıtın sıfır ve sonsuz arasında bir yerde olduğu. | TED | كل ما نعرفه هو أن الجواب في مكان ما بين الصفر واللانهاية. |
Taşıyıcı da dahil, birşeyler kırıldı. Tüm bildiğimiz bu. | Open Subtitles | بعض الكسور حدثت, بما فيها العربة وهذا كل ما نعرفه |
Evet, ama şu an Tüm bildiğimiz, Kadimlerin Wraithleri kazara yarattıkları ve neden Teyla'nın onların geldiğini sezebilmesi. | Open Subtitles | نعم لكن كل ما نعرفه ان القدماء ربما خلقوا الرايث, ولماذا تشعر تيلا بقدومهم. |
bildiğimiz tek şey cevabin sıfır ile sonsuzluk arasında bir yerde olduğu. | TED | كل ما نعرفه هو، أن الإجابة في مكان ما بين الصفر والما لا نهاية. |
Ve bazılarımız için, gerçekten bildiğimiz tek şey. | Open Subtitles | وبالنسبة لبعضنا، فالكراهية هي كل ما نعرفه |
- Bütün bildiğimiz bu. Siz de bu soruşturmaya hoş geldiniz. | Open Subtitles | هذا كل ما نعرفه وأنتم مرحب بكم فى أي وقت |
Bütün bildiğimiz, haftalardır ona veriliyordur. | Open Subtitles | من كل ما نعرفه من الممكن ان يكونوا يسممونه لأسابيع |
bildiğimiz her şey sahte ot yığını ve bok satın almak. | Open Subtitles | كل ما نعرفه هو الهراء المزيّف وبيع ذلك الهراء |
Lafı bile olmaz. Yani Bildiğimiz kadarıyla, burada olanları anlıyor. | Open Subtitles | أوه، لا تَقُل هذا، أعني بعد كل ما نعرفه فهو يعرف بأنهم موجودين |
O hâlde bildiğimiz her şeyi baştan alalım. | Open Subtitles | حسنا. لذا، دعونا نذهب إلى أكثر من كل ما نعرفه. |
Hiç birşey ispatlayamayız, efendim. Emin olduğumuz tek şey Nirrti'nin yalanı. | Open Subtitles | لا يمكننا إثبات أى شئ ، سيدي كل ما نعرفه أن نيرتي بالتأكيد كذبت علينا |
Şunu biliyoruz; makina bazında, temel bilgi işleme limiti biyolojik dokunun limitinin çok uzağındadır. | TED | إن كل ما نعرفه هو أن الحد النهائي على معالجة المعلومات في ركيزة الآلة يقع خارج نطاق حدود النسيج البيولوجي. |