"لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • - Hayır
        
    • etme
        
    • bile
        
    • değilim
        
    • şey
        
    • bir
        
    • değil
        
    • yok
        
    • hiç
        
    • hiçbir
        
    • olmayan
        
    • yoktur
        
    • değildir
        
    • olmadığını
        
    • olmadığı
        
    - Hayır baba. Küçük köhne bir ofiste hayatım boyunca tıkılıp kalamam. Open Subtitles لا أستطيع تقبل أن أكون محاصراً لبقية حياتي وراء مكتب صغير قذر
    - Kostümümden olsa gerek. - Hayır, Talbot sizin gerçekten o olduğunuzu düşünüyor. Open Subtitles ـ أووه , تقصد ملابسي ـ لا , تالبوت يعتقد أنك دراكولا الحقيقي
    Merak etme. Fazladan bir dakika bile oyalanmayacağım. Haydi hayırlısı. Open Subtitles لا تقلقي لن استغرق دقيقة اكثر مما يلزم افسح الطريق
    Ve hatta online suçluları bulabilsek bile çoğu zaman sonuç alınmaz. TED و حتى اذا استطعنا ايجاد المجرمين في الغالب لا يوجد ناتج
    Ben bir robot değilim; Her zaman her şeyi aynı yoldan yapmam. TED انا لست إنسان آلي, لا أفعل الأشياء بنفس الطريقة في كل مرة.
    Bu yüzden bir kara deliğin arkasına hiçbir şey saklayamazsınız. TED و بذالك لا يمكن إخفاء أي شيء وراء ثقب أسود.
    Kısmen kör bir kadın ve kocası çalışamıyor. 7 çocuğu var TED وهي شبه عمياء .. وزوجها لا يمكنه العمل ولديها سبعة أطفال
    - Hayır, Baba. Dışarı çıkıyoruz. - Eski zamanlardan söz ederdik. Open Subtitles لا يا ابى, سنخرج الآن يمكننا ان نتحدث عن الأيام الخوالى
    - Hayır, lütfen bunu aklınızdan geçirmeyin. - Egomu alıp yürüyüşe çıkacağım. Open Subtitles لا من فضلك لا تفكرى هكذا أنا فقط سأصحب غرورى فى جولة
    - Robert Fulton, nasılsınız? - Hayır, Robert Q. Lewis. Herkes karıştırıyor. Open Subtitles روبرت فيلتون ، كيف حالك لا روبرت ك لويس الكل يفعل ذلك
    - Şu büyük siyah kasada belki? - Hayır, kasada hiçbir şey yok. Open Subtitles لعلها فى تلك الخزنة الكبيرة السوداء كلا , لا يوجد شئ فى الخزنة
    Merak etme, Butch. Her şey yoluna girecek. Hadi uyu. Open Subtitles لا تقلق بوتش.كل شىء سيصبح على ما يرام اخلد للنوم
    - Güle güle, anne. Merak etme. - Kafanı kullanmayı unutma. Open Subtitles ـ إلـى اللقاء ، لا تقلق ـ تذكر دائماً إستخدام عقلك
    Aptallık etme. O aptal vuruşa daha fazla para koyma! Open Subtitles لا تكن أحمقاً، لا تراهن بالمال علي تلك الضربة الغبيّة.
    Bunun mükemmel bir kıyafet olmayabileceğini düşünmek için durmadınız bile TED حتى أنك لم تفكّر للحظة أنها قد لا تلائمك كثيًرا.
    Bazıları ise hala beraber vakit geçirmekten keyif alacaklar her ikisi de artık katı yiyecek çiğneyemedikleri zaman bile. TED وبعضهم سوف واصلون استمتاعهم بصحبة بعضهم البعض عندما لا يكون اياً منهم قادر على مضغ الطعام الصلب بعد الاَن
    Kolay olmasını ben de isterdim, fakat oynama konusunda iyi değilim. TED كنت أتمنى لو كان الأمر بهذه السهولة، ولكنني لا أجيد اللعب.
    Ben bu çağı pek öngörme yanlısı değilim, çünkü o zamana dek başka bir şey olacaktır, ne olduğunu bilmiyorum. TED ولستُ على استعداد للتنبؤ بهذه المرحلة أبعد من ذلك بكثير، لأنه وكما يبدو وبحلول ذلك، سيحدثُ شيئًا آخر لا أعرفه.
    Üzerinde çalıştıkları şey hakkında kimsenin herhangi bir fikrinin olmadığı ortak, dağıtılmış müzik yapma işine bunun nasıl uygulanacağını görmek istedik. TED أردنا أن نرى كيف أن هذا ينطبق على التعاون ، والتوزيع الموسيقى، حيث لا يدري أي من الأشخاص ما يعمل عليه.
    Genlerimizde Müslüman veya Meksikalılardan nefret etmeye dair hiçbir şey yok. TED لا يوجد شيء في حمضنا النووي يجعلنا نكره المسلمين أو الكمسيكيين.
    İkinci el dükkânlarında bitmek bilmeyen kıyafetler arasında aranırken aklıma bir soru takıldı, almadığım diğer kıyafetlere ne oluyordu? TED وبينما كنت أفتش بين الرفوف اللامتناهية في متاجر الملابس المستعملة بدأت أتسآل: ماذا يحدث لكل الملابس التي لا أشتريها؟
    John Coltrane'in bir saksafon edinemediği dünyayı hayal edemeyen caz severler de var. TED وهناك محبون لموسيقى الجاز لا يمكنهم تخيل العالم بدون جون كولتراين ممسكًا بالساكسفون.
    Onlar bunu yapmak için değil, para kazanmak için kuruldular. TED بطبيعة الحال، هذا لا ياتي بشكل طبيعي للشركات المتعددة الجنسيات
    Bu da sizi değişik bir kariyer yapmaya zorlayabilir, ama aslında büyük de bir avantajı vardır: iş rekabeti yok. TED ربما هذا .. صادم قليلاً .. اقصد هذا التخصص ولكن في الحقيقة انه تخصص مميز اذ لا أحد ينافسك به
    "Keyif" aldım derken, ki orası için tuhaf bir kelime, çünkü hiç kimse başkasının acısı veya sıkıntısından keyif almayı düşünmez. TED وحين أقول أني استمعت إنها كلمة غريبة يمكن استخدامها لأنه لا أحد يريد التفكير في أي شخص وهو في ألم شديد
    Artık bize daha önce erişmesi mümkün olmayan suçlular bize erişebilirler. TED المجرمين الذين كانو لا يستطيعون الوصول لنا من قبل يستطيعون وصولنا
    Ama IQ ve duygusal empati, başkaları gibi hissetmek arasında hiç alaka yoktur. TED ولكن لا يوجد أي علاقة بين معدل ذكائه والتعاطف الشعوري، وهو الشعور بالآخرين.
    Ve hastalarım da araba değildir; belirtilerini her zaman aynı yoldan aktarmazlar. TED مرضاي ليسو سيارات; لا يقولون نفس الاعراض بنفس الطريقة في كل مرة.
    Eğer doğru şekilde konuşursanız, konuşmanın anlaşmak olmadığını çok açıkça belirtmiş olursunuz. TED اذا تحدثت بالطريقة الصحيحة سوف توضح الامور ان الحديث لا يعني الموافقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more